Dünyanın sekizinci harikası Nemrut
Dünyanın sekizinci harikası Nemrut, Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleri, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, UNESCO Dünya Kültür Mirasında yer alır. Burası Doğu ve Batı medeniyetlerinin, 2150 metre yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktasıdır.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Antiochos yaptırdığı heykellerin arka yüzüne 200 satırdan oluşan vasiyetini yazdırdı. Yazıtta, kendinden sonra gelecek kralları tapınağı güzelleştirmelerini istiyor, ibadet için gelenleri övüyor, kötü niyetlilere de beddua ediyordu. Bunun yanı sıra Antiochos, kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını istiyor, onlara rahiplerin en iyi şaraplarını sunmalarını emrediyordu. Burada yapılacak törenlerin çok renkli geçmesi için de müzisyenleri görevlendiriyordu.
Kommagene Krallığı'nın tarih sahnesinden silinmesiyle Nemrut Dağı'ndaki eserler yaklaşık iki bin yıl boyunca yalnızlığa terk edildi. 1881 yılında yöreyi görevli olarak gezen Alman mühendis Karl Sester, Nemrut Dağı heykellerine rastladı ve İzmir'de bulunan Alman Konsolosu'nu, Kommagene Krallığı'na ait harabeleri, tanrı heykellerinin oturtulduğu kaidelerin arkasındaki Grekçe yazıtları göremediğinden Asur harabeleri zannederek haberdar etti. Karl Sester, dev heykelleri keşfetmenin heyecanıyla bu hataya düşer.
1882 yılında Otto Puchstein ve Karl Sester Nemrut'ta inceleme yaptı. Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey, 1883 yılında bir ekiple gelip Nemrut'ta çalıştı. II. Dünya Savaşı'nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner; Nemrut ve yöresinde kazı, araştırma ve inceleme yaptılar.