Cennetten indirildiği sonrasında Nûh Tufanı sırasında Ebû Kubeys Dağı'nda korunduğu ve Hz. İbrahim'in Kâbe'yi inşası esnasında oradan getirilerek yerine konulduğu ifade edilen mukaddes Hacer-ül Esved taşının 6 parçası İstanbul'da bulunuyor. Sizler için İstanbul'un bu şeref misafirlerinin bulunduğu camileri derledik.
Hacerü'l-esved Arapçada "siyah taş" anlamına gelir. Yerden 1,5 metre kadar yükseklikte bulunan, yaklaşık 30 cm. çapında ve yumurta biçimindeki bu taşın siyaha yakın koyu kırmızı renkte olması sebebiyle böyle adlandırıldı.
Kaynaklarda Hacer-ül Esved'in Hz. İbrahim tarafından Kâbe'nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirildiğini söylenir. Aynı zamanda bu taşla ilgili sembolik bir anlam taşıyan çeşitli rivayetler nakledilir.
Bu rivayetlerde umumiyetle Hacer-ül Esved'in cennetten indirildiği, Nûh Tufanı sırasında Ebû Kubeys Dağı'nda korunduğu ve Hz. İbrahim'in Kâbe'yi inşası esnasında oradan getirilerek yerine konulduğu ifade edilir.
Kâbe'nin zaman içinde sel ve yangın gibi çeşitli afetlere, ayrıca insanların saldırılarına maruz kalmasının sonucunda Hacer-ül Esved'de bazı hasarlar ve parçalanmalar meydana geldi, ancak her defasında bu parçalar büyük bir titizlikle yerlerine yapıştırılarak korunmaya çalışıldı.
Çalınıp yirmi bir yıl sonra yerine geri dönen Hacer-ül Esved taşının parçalarının İstanbul'a getirilmesi ise oldukça dikkat çekici. Haremeyn-i Şerif, Osmanlı himayesine girdikten sonra Kâbe'deki inşaat işleri sırasında Hacerü'l Esved zarar görerek birkaç küçük parça ana parçadan koptu. Bu taşa ait küçük bir parçalar bir hadım ağası tarafından İstanbul'a getirildi. Daha sonra bu kişi cezalandırılıp parçalar da geri gönderilecekken Mimar Sinan isteği üzerine taşlar şeref misafiri olarak yerinde kaldı.