Ayet ve hadislerin ışığında İslam'da ticaret ahlakı
Dinimize göre, bir Müslümanın başkasına muhtaç olmadan hayatını sürdürmesi esastır. Bu maksatla helal ve meşru yoldan kazanç temin etmek, ticaretle ilgilenmek övgüye lâyık bir durumdur. İslam, tüm insanlığa güvenli ve dengeli bir hayatın yol haritasını çizer. Bundan dolayı da alışveriş ve ticaret ahlâkına dair birtakım ilkeler koyar. Gelin, ayet ve hadislerin ışığında İslam'da ticaret ahlakına daha yakından bakalım.
Önceki Resimler için Tıklayınız
📌 Peygamber Efendimiz (sav) bir hadislerinde de şöyle buyurur: "Kusurlu bir malı, ayıbını söylemeden satmak bir Müslüman'a helâl olmaz." (x) (Müslim, "İman", 43, 164; İbn Mâce, "Ticârât", 45)
💠
📌 Bir malın kusurunu gizlemek, hem alışverişin bereketini hem de insanlarını birbirine olan güvenini yok eder. Her ne kadar kısa vadede kâr etmiş gibi görünse de aslında sonuç hüsrandır. Aldatıcı reklamlar ve haksız rekabetlerle piyasayı bozmak Müslümanın şahsiyetine uymaz.
🔹Bir mümin, kâr elde etmek için her yolu mubah görmez; geçici dünya malına kalıcı ahiret saadetini değişmez.
📌 Resulullah (sav) "Alıcı ve satıcı doğru söyler, her şeyi açıkça ortaya koyarlarsa, alışverişleri helâl ve mübarek (bereketli) olur." (x) (Buharî, "Büyû", 19) buyurur. Eğer varsa malın kusurunu söylemenin ve tarafların birbirlerine karşı dürüst davranmalarının alışverişin helal ve bereketli olmasının en önemli şartlarından biri olduğunu belirtir.
"Satarken, satın alırken, alacağını isterken veya borcunu öderken kolaylık gösteren kimseye Allah da merhametiyle muamele etsin." (x)(Buhârî, "Büyû'", 16; İbn Mâce, "Ticârât", 28)
💠
📌 Mal ve servet edinmenin en önemli vasıtası olan ticarette ana hedef tarafların yaptıkları alışverişten memnun olmalarıdır. Peygamberimizin (sav), "Alışveriş yapanlar birbirlerinden memnun olarak ayrılsınlar." tavsiyesi bu gerçeği dile getirir.
📌 Hz. Peygamber, kurdurduğu Medine çarşısında sermayenin tekelleşmesini önlemek için sabit dükkanlar yerine seyyar dükkanları teşvik etti. Efendimiz şöyle buyurdu "İşte sizin çarşınız! Burada hiç kimse rahatsız edilmeyecek ve kimseden herhangi bir işgaliye de alınmayacaktır… Burada sürekli ve sabit yerler edinmeyin, kim erkenden gelmişse istediği yeri tutsun." (x)(İbn Mâce, Ticaret, 40)
📌 Bu anlayış tatlı bir rekabet oluşturmuş ve Müslümanların sabah erkenden
(x) Ticari hayata dair en çok sorulan 15 dini soru
🔹 Peygamber Efendimiz, tefeci ve faizcilerin ticari imkânları kötüye kullanmalarını yasakladı. İslam, ödünç verilen paraya faiz işletilmesini kesinlikle yasakladı. Öyle ki Veda Hutbesi'nde Peygamberimizin ashabına verdiği mesajlardan biri de faizdi. Veda Hutbesi'nde, "Anaparalarınız sizindir. Böylece ne haksızlık etmiş ne de haksızlığa uğramış olursunuz." Bakara suresi 279. ayetini okuduktan sonra, "…İyi bilin ki Cahiliye dönemi faizi kesinlikle kaldırılmıştır! İlk kaldırdığım faiz de (amcam) Abbas b. Abdulmuttalib'in faizidir." buyurdu.
📌 İslam, ticari hayatta dair bazı yasakları belirledi. Bunlardan bazıları şunlardır: Satılan malı tekrar satmak, pazarlık üzerine pazarlık yapmak, malı ucuza almak için üreticiyi pazar fiyatını öğrenmeden yolda karşılamak ve üreticinin malını almak, satın almak niyeti olmadığı hâlde piyasayı yükseltmek amacıyla ve başkalarını kandırmak maksadıyla müşteri kızıştırmak. İslam'a göre haram olan şeyleri almak ve satmak, olmayan bir malı satmak, ölçüde ve tartıda hile yaparak haksız kazanç elde etmek de yasaklanmıştır. Satılması yasak mallar listesinde, gerçekte henüz denizden çıkarılmadığı hâlde dalgıcın denize dalarak getireceği inciler de bulunurdu.
(x) Faizle ilgili ayetler nelerdir?
🔹Peygamberimiz, malı ederinin üzerinden daha fazla satılmasını yasakladı. Elindeki ürünü ederinden fazla satan kişileri de sert bir şekilde uyardı: "Stokçu/karaborsacı ne fena bir kuldur; fiyatların düştüğünü öğrenince üzülür, yükseldiğini duyunca sevinir." (x)(Zebidî, Sahih-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi,)
🔹 Yine başka bir hadisinde: "Uzak yerden bedeller ödeyerek mal getiren tüccar rızıklandırılmış, malı stoklayıp ondan haksızca kazanç elde etmek isteyen ise lanetlenmiştir." diyerek uyarılarda bulundu. (x)(İbn Mace, Ticârât, 12; Dârimî, Buyû, 12)
📌 Alışverişte müşteri ile satıcı arasında fiyat pazarlığı yapılabilir. Fakat bunun da bir usulü olması gerekir. Kayle Ümmü Benî Enmâr'ın (ra) bu konuda Hz. Peygamber'e (sav) sorduğu soru bu duruma açıklık getirir. Kendisi alım-satan yapan birisi olduğunu, bir mal almak istediği zaman alacağı fiyattan daha aşağı bir teklif verdiğini, istediği fiyata ulaşıncaya kadar da azar azar arttırmaya gittiğini; satmak istediği zaman da arzuladığı fiyattan daha yüksek bir teklifte bulunduğunu peşinden istediği seviyeye gelinceye kadar azar azar indirdiğini söyler. Bunun uygun bir davranış olup olmadığını sorar. Hz. Peygamber (sav) "Yâ Kayle! Öyle yapma. Müşteri olduğunda doğrudan arzuladığın fiyatı ver. Sana verilsin veya verilmesin. Satıcı durumunda olduğun zaman da satmak istediğin fiyatı söyle. Satılsın veya satılmasın" buyurdu. (x)(İbn Mâce, "Ticârât", 29)
📌 Peygamber Efendimizin bu hadisi, alışverişte denge olması gerektiğini vurgular. Nitekim bir mala normalinden fazla fiyat istemek ya da düşük fiyat vermek dengeyi bozarak adaletsizliğe neden olur. Aynı zamanda müşteri pazarlık yapmazsa böyle bir alışverişte aldatılmış olur.