Affetmek konusunda dinimiz bize ne söyler?
Kalbiniz kırık, ruhunuz dağılmış… İç dünyanızda kopan fırtınalar dinmek bilmiyor. Hırsınıza hırs ekliyor hem dünyanızı hem ahiretinizi yavaş yavaş yok ediyorsunuz; tam bu anda bir ayet-i kerime hatırınıza düşüyor: "Onlar bollukta da darlıkta da Allah yolunda harcarlar, öfkelerini yenerler, insanları affederler. Allah işini güzel yapanları sever." Ne büyük mucizedir bu takvaya erişebilmek…
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Rahman'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazû ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) selâm derler (geçerler)." Furkan, 63
İbn Abbas (ra.) şöyle bir olay naklediyor:
Uyeyne İbn Hısn bir ara Medine'ye gelmiş, kardeşi oğlu Hurr İbn Kays'e konuk olmuştu. İbn Kays ise Hz. Ömer'in yakın adamlarındandı. Hz. Ömer'in meclisinde genç, yaşlı bir takım kurra ve fakihler bulunurdu. Halife önemli kamu işlerini bunlarla görüşür ve tartışırdı. Uyeyne kardeşi İbn Kays'e: "Ey kardeşim oğlu, Halifenin yanında yüksek mevkiin var. Benim için bir izin alsan da ziyaret etsem." dedi. O da izin aldı. Uyeyne huzura girdiğinde, halifeye hitaben:
—Ey Ömer, bize ne bol dünyalık verirsin ne de aramızda adâletle hükmedersin, dedi. Hz. Ömer, kendisine bu şekilde hitap edilmesinden öfkelenerek Uyeyne'nin üzerine yürüdü. Bu sırada, kardeşi oğlu İbn Kays araya girerek: "Ey müminlerin emiri, Allah Teâlâ Peygamberine: "(Ey Muhammed) halkın kusurlarını affet, ma'ruf ile emret, kendini bilmez cahillerden de yüz çevir" buyurdu. Uyeyne de o cahillerdendir, dedi.
İbn Abbas diyor ki: İbn Kays bu âyet-i okuyunca o heybetli halife olduğu yerde çakılmış gibi irkildi, vallahi bir adım ileri gitmedi.