Yeryüzünün yüreğine ulaşan Füruğ’dan acının her halini anlatan satırlar
İran şiirinin önemli temsilcilerinden biri olan Füruğ Ferruhzad, acıların içinde sağlam kalabilmiş bir karakterdi. Kısacık hayatına, her şeyi doldurabilmişti. 1967 yılının 13 Şubat'ında geçirdiği bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiğinde, 33 yaşındaydı. Geride, biri ölümünden sonra yayımlanmak üzere 5 şiir kitabı ve birçok kısa belgesel film bıraktı. Avuçları mürekkep lekeli Füruğ'u, ölüm yıl dönümünde acının her halini anlatan satırları ile hatırlıyoruz.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
Çöldeki bir pelikan gibiyim
Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış.
Dökülmüş su gibiyim
Ve ölüp gitmişler gibiyim
Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor
Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes.
Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere,
Ebedi karanlıklar ülkesine."
Füruğ Ferruhzad'ın sosyal hayatını şekillendiren çeşitli faktörlerden ilki, 1951'de on altı yaşında ailesinin isteği üzerine kuzeni, daha sonradan eleştirmen ve karikatürist olan Parviz Shapour ile evlenmesidir. Evlilik 1954 yılında boşanma ile sonuçlanır. İran kanunlarına göre boşanan kadına çocuğun velayeti verilmediği için çocuğundan ayrı düş(ürül)mek, onun ruh dünyasında derin yaralara sebep olur.
"Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi!"
1952 yılında Füruğ Ferruhzad ilk koleksiyonu olan "Esîr"i yayımlar. Temmuz 1956'da Füruğ Avrupa'ya yaptığı dokuz aylık bir ziyaretle İran'ı ilk kez terk eder. Bu sene içerisinde Dîvâr (Duvar) adlı yirmi beş kısa şarkı sözü içeren ikinci koleksiyonunu kocasına ithaf eder.
"Benim payıma düşen bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür…"
1958'de Füruğ Ferruhzad üçüncü koleksiyonu "Esian" (İsyan) ile görünür. Füruğ Ferruhzad'ın tartışmalı yazar ve görüntü yönetmeni Ebrahim Golastan (İbrahim Gülistan)'la olan ilişkisi, şairin kişisel yaşamında ölümüne kadar önemli olmaya devam eder.
"kahrının kozasında senin gözlerini
eski bir ayakkabının uçuk düğmesi sanabilir
su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.
bir anın güzelliğini utangaçlıkla
gülünç şipşak bir resim gibi
sandığın dibinde saklayabilir"
1962 yılında yaptığı belgesel filmiyle İtalya'da, 1963 yılında cüzzamlılar hakkında çektiği "Ev Karadır" filmi ile Almanya Oberhausen Film Festivali'nde ödül kazanır. 1963 yılında UNESCO, daha sonra Bernardo Bertolucci, Furuğ hakkında belgesel film yapar ve yayınlanır. Bu arada "Kara Ev" çekimleri sırasında Cüzzamlılar Evi'nde birlikte yaşadığı anne babası cüzzamlı Hüseyin'i evlat edinir.