Victor Hugo'nun Hz. Muhammed'i anlattığı şiir
Fransa'nın başkenti Paris'te bir yangın, mimarlık tarihindeki en önemli miraslardan birini alevleriyle yok etti. Zamana yenik düşmeyen bu eser, Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu romanıyla tüm dünyada tanındı, sevildi. Bu yangın felaketi ile tekrardan gündeme gelen Hugo'nun romanı şimdilerde çok satanlar listesinde ilk sırayı aldı. Hakkında yapılan çalışmaların bir tanesinde ise Hz. Muhammed için yazdığı şiir ön plana çıktı. İşte, Klasik akımın öncüsü olan Victor Hugo, şiiri Mahomet ve büyük tartışmaların soruları…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Victor Hugo'nun Hz. Muhammed'i anlattığı şiiri "Mahomet"'in her dizesinde Peygamber'in mütevazı yaşamı ve yüceliğinden izler var. Hugo eserinde Hz. Muhammed'in ölmeden önceki son zamanları anlatılıyor. Hugo'nun 'Mohamet''nin orijinal metinlerini elde eden Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Dil Eğitim Merkezi Fransızca Bölümü Öğretim Görevlilerinden Yakup Yaşa, uzun bir çalışma sonucu eseri Türkçe'ye çevirdi.
Yakup Yaşa, "7 yıldır yaklaşık 400'e yakın Fransızca şiiri Türkçeye çevirdim. Uzun süredir Hugo'nun Hz. Muhammed'e yazdığı şiir üzerinde çalışıyordum. Fransa'da çeşitli üniversitelerde görev yapan edebiyatçı akademisyenlerle görüştüm. Hugo'nun şiirinin orijinalini bulup Türkçeye çevirdim. Çeviriyi henüz bitirdim. Üniversitede üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Hugo şiirinde Hz. Muhammed'i o kadar güzel anlatıyor ki etkilenmemek mümkün değil. Bu anlatımlar Hugo'nun İslamiyet'le ne kadar ilgili olduğunu gösteriyor" dedi.
Şiir büyük bir şiirin bir bölümü ve destan biçiminde kaleme alınmış. Üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılıyor, yer yer Hz. Peygamber de konuşturuluyor. Bu, Türk edebiyatının naatlarında pek görülmeyen bir özelliktir. Türk şairler, muhatap olarak hep Hz. Peygamber'i alır ve ona seslenir. Yahut onu anlatır.
Şiir Hz. Peygamber'in vazifesinin yakın olmasından bahisle başlıyor. Şiirin devamını okuduğumuzda yakın olan şeyin vazifesinin sonlanması olduğunu anlıyoruz. Şiirde, yaşanılan zaman vefatından önceki birkaç gün ama anlatılan zaman tüm hayatı. Hz. Peygamber'in başından geçenleri bir film şeridi gibi adeta gözlerimizin önüne seriyor ve bize de sevdiğimiz biri ile vedalaşmadan önce hatıralarımızı paylaştığımız son geceyi hatırlatıyor. Hz. İsa için son gece ve son gecede konuşulanlar çok önemli ama bizim gelenekte böyle bir şey yok.
Şiir daha sonra Hz. Peygamber'in ağzından devam ediyor. Başından geçenler; sakalına düşen beyazlık miktarı, çobanlık yaptığı yılları hatırlamasının ardından şair Hz. Peygamber'in şemailine geçiyor. Hz. Peygamber'i alnı ak, yanakları kusursuz, benzersiz, kaşları ince, bakışları kısa ve keskince, boynu gümüş bir testinin boğazı olarak tarif ediyor bizlere.