Unutturulan öykücü: Bahaeddin Özkişi
Türk roman ve hikâyesinin önemli isimlerinden Bahaeddin Özkişi, ne yazık ki uzun yıllar Türk edebiyatında hak ettiği ilgiyi bulamadı. 2000'li yıllarda Milli Eğitim Bakanlığının yüz temel eserin arasına bir romanına yer verilmesiyle Özkişi'ye geç de olsa bir iade-i itibar edildi. Peki, Tanpınar'a öykülerini gösterdiğinde, "Devam et evladım. Sen on tane Sait Faik edersin" diyerek yazmaya teşvik ettiği Bahaeddin Özkişi kimdi, edebi anlayışı nasıldı?
Önceki Resimler için Tıklayınız
"Ancak kendime söyleyebiliyorum bazı şeyleri" dedi. "Söyledikleri çevre tarafından anlaşılmazsa susmalı insan."
Yazarın Sokakta romanından başka Köse Kadı (1974) ve devamı niteliğinde olan Uçaktaki Adam (1975) isimli iki tarihi romanı da mevcuttur.
Bahattin Özkişi'deki yazma kabiliyeti, dili ve üslubu birçok insanında hayretle dikkatini çekmiştir. Yazar söz gelimi Köse Kadı isimli tarihi romanının müsveddelerini yayınevine götürdüğü zaman şüpheyle karşılanmıştır. Bu olayı Aydın Adnan Gümüş, Bahaeddin Özkişi'nin eserlerini incelediği tezinde şu şekilde aktarır:
"Köse Kadı'nın müsveddeleri yayınevine gittiği zaman, kitabın Bahaeddin Özkişi'ye ait olmadığı düşüncesiyle onu yoklamak için sorular sorarlar. İçlerindeki şüphe onlara bunu yaptırır. Çünkü üslup güzelliği, işlenen konunun bir aceminin yazdığına inanmak istemezler."
Köse Kadı romanı basıldıktan sonra büyük bir ilgiyle karşılandığı için yayınevi Özkişi'ye yeniden roman yazması hususunda istekte bulunmuştur. Bunun üzerine yazar kısa sürede Uçtaki Adam romanını yazar ve bastırır. 1971 ve 1975 yılları arasına üç roman sığdırmayı başarır. Ahi Teşkilatı hakkında yazmayı planladığı dördüncü romanını yazmaya başlar fakat 30 sayfasını yazdığı romanı vefatıyla yarım kalır.
Özkişi, ele aldığı kahramanların ruhunu ve psikolojisinin çeşitli hallerini, heyecanlarını, bunalımlarını tahlile çalışmakta; metafizik meseleleri izah etme endişesinde ve gayretindedir. Ruh burkuntuları, metafizik endişeler, toplumun içinde bulunduğu hâl onu alakadar eder.
Eserlerinde ana hatlarıyla eski-yeni boyutundan batılılaşma temasıyla desteklenen Doğu-Batı çatışmasına; değişen değerlere, metafizik anlamda ortaya çıkan insanın varlığını veya yokluğunu madde ve mana anlamında aldığı değer gibi pek çok çatışmayı barındırır. Bu itibarla bireyin içinde bulunduğu buhranları ifade eden bir yazardır.
Özkişi, roman ve hikayelerini zamanın dergilerinde yayımlamak yerine doğrudan kitap olarak vermiş bir yazardır. Süreli yayınlarda yazıları çıkmadığı için kitapları basıldığında sanat ve edebiyat aleminin yazarla ilgili ön bir bilgisi olmamıştır.
Bahaeddin Özkişi'nin sanatla ilgisi hikâye ve romanla sınırlı değildir. Süheyl Ünver'den aldığı tezhip dersleri sonrası, cam üzerine tezhip çalışmaları yapar. Yağlı boya ile resim üzerine yoğunlaşmıştır.
Görüldüğü gibi Özkişi, kısa hayatına sığdırdığı önemli eserleriyle edebiyatımızda tarihin tozlu sayfalarına gömülmemesi gereken yazarlar arasındadır.