Ünlü edebiyatçılarımızın mensup olduğu tarikatlar
İnsanoğlunun hayatı tanımlaması ve öğrenmesi için en büyük etmenlerden bir tanesi önceki asırlarda ortaya konan eser ve yorumları hayatına taşımasıdır. İnsan, yaşayanlardan olduğu gibi yaşamayan insanlardan, onların eser ve fikirlerinden de beslenir. Edebiyatçılar, "dünkü" büyük şahsiyetlerle kolay irtibat kurabildikleri gibi günün değerleriyle de bazen çok çabuk kaynaşabilirler. Sizler için, edebiyatçılarımızın mensup olduğu tarikatları derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Bektaşi tarikatı, Hacı Bektaş-ı Veli tarafından kurulduğu kabul edilen bir tarikattır ama Balım Sultan'ın Bektaşi tarikatının ikinci piri olarak kabul edildiği ( ölümü 1516) bilinmelidir. Ayrıca Balım Sultan, Bektaşi tarikat erkânını belirleyen kişidir.
Bektaşi tarikatının Yeniçeri Ocağı'nın kuruluşunda etkisi büyüktür. Osmanlı İmparatorluğu yok olana kadar devlet üzerinde etkisini sürdürdü. Osmanlı iç siyasetinde belirleyici rol oynadı. Farklı dini inanç ve mezhepleri tek çatı altında birleştirebildi. Osmanlı Devleti'nin resmi olarak tanıdığı tarihteki tek Sünni olmayan tarikattı. Osmanlı'nın sosyal ve toplumsal yapısında önemli değişikliklere yol açabilecek mahiyette güçlü bir makamdı. Bektaşi tarikatı sadece sosyo- kültürel hayatı değil edebi hayatı da derinden etkilemişti. Bektaşi fıkraları, nefesler, deme ve nutuklar tasavvuf edebiyatında önemli bir yere sahiptir.
Edebiyatımızdan Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Samih Rıfat Bektaşi tarikatına mensup isimlerdi.
Nakşibendilik, Abdulhalik-ıl Güjdevani tarafından sistemleştirilen, Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendi'nin isim babası olduğu Sünni İslam dini tarikatı. "Nakış yapan" anlamına gelen Nakşibend, Nakşibendi mürşidlerinin, kalbi dünyadan ahirete bağladığı düşünüldüğü için bu adı almıştır.
Edebiyatımızdan Necip Fazıl Kısakürek, Nurettin Topçu Nakşibendi tarikatına mensup isimlerdi.
Mevlevîlik, 13. yüzyılda yaşamış Mevlana Celaleddin Rumi'nin görüşleri ve tasavvufî düşünceleri üzerine, kendisinin ölümünün ardından gelişen tarikattır.
Edebiyatımızdan Arif Nihat Asya, Hasan Ali Yücel, Nazım Hikmet Mevlevi tarikatına mensup isimlerdi.
Melâmet, sözlükte kınamak, ayıplamak ve sitem etmek manalarına gelir. Melâmîlik yoluna bağlanan kimseye de "Melâmî" denir. Melâmîliğin bir tarikat olduğunu söyleyenler yanında; kuralları belli bir tarikat olmadığını, her türlü gösterişten ve dünya kaygısından uzak kalmayı benimseyenlerin genel adı olduğunu ileri sürenler de vardır.
Melâmîliğin bir tarikat olmadığı düşüncesi, kurucusunun ve kuruluş tarihinin bilinmediğinden dolayıdır. Birinci dönem Melâmîlik, "Melâmetiye" adıyla tanınır. İlk defa Nişabur'da hicrî III. asrın başlarında Ebu Salih Hamdun b. Ahmet b. Ammâr el-Kassâr, Melâmîliğin yayılmasında büyük rol oynamıştır. Melâmîlik, Hamdun Kassar'dan önce varsa da, bir tarikat haline onun zamanında gelmiştir. Edebiyatımızdan Abdülbaki Gölpınarlı, Melami tarikatına mensup isimdi.
Kadirilik ya da Kadiriyye, Sünnîliğin Hanbeli mezhebine mensup Abdülkâdir Geylânî tarafından 12. yüzyılın başlarında kurulan ve silsilesini Ali bin Ebu Talib'e dayandıran sufi/tasavvufî yol. Edebiyatımızdan Sabahattin Ali, Kadiri tarikatına mensup isimdi.