Rubaileriyle edebiyat dünyasını etkileyen şair: Ömer Hayyam
Rubai şiirinin öncüsü kabul edilen Ömer Hayyam'ın İran'daki anıt mezarı, her gün yerli ve yabancı çok sayıda kişi tarafından ziyaret ediliyor. Yaşadığı dönemde İbn Sina'dan sonra Doğu'da yetişen en büyük bilgin olarak kabul edilen Ömer Hayyam, edebiyat alanında pek çok şairi etkiledi.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Rıza Şah Pehlevi tarafından 1934 yılında Tahran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı, mimar, heykeltıraş ve ressam Prof. Dr. Hoşeng Seyhun'a yaptırılan ve inşası 1963 yılında tamamlanan anıt mezar, şairin "çadırcı" anlamına gelen "Hayyam" lakabına atıfla çadır şeklinde tasarlanmış mimarisiyle dikkati çekiyor.
İbn Sina'dan sonra Doğu'nun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul edilen Ömer Hayyam, İslam medeniyetinin altın çağı olarak nitelendirilen 11 ve 12'nci yüzyıllarda Büyük Selçuklu Devleti'nin egemenliğinde bulunan Nişabur'da dünyaya geldi. Hayyam, diğer birçok alanda eser vermesine rağmen rubai tarzında yazdığı şiirleri ile tanınarak dünyada bu tarzın öncüsü olarak kabul edildi.
İran'da "Hekim Hayyam" olarak isimlendirilen ve tam adı Gıyaseddin Ebu'l Feth Ömer bin İbrahim olan şair, çadır zanaatıyla uğraşan babasından dolayı "çadırcı" anlamına gelen "Hayyam" lakabı ile biliniyor.
Matematik, fizik, astronomi ve tıp gibi rasyonel ilimler dışında müzik ve şiirle de yakından ilgilendi. İran'ın, Selçuklular yönetiminde olduğu dönemde yaşayan Hayyam, Horasan ülkesindeki büyük şehirleri, Belh, Buhara ve Merv gibi bilim merkezlerini gezdi, Bağdat'a da gitti.
Selçuklu Sultanı Melikşah ve Karahanlı Şemsülmülk'ten büyük yakınlık gördü. Saraylarına ve meclislerine sık sık konuk oldu.
Residüddin'in "Cami-üt-Tevarih" adlı eserinde anlattığına göre Nizamülmülk ve Hasan Sabbah, Ömer Hayyam ile okul arkadaşları ve yakın dosttular. Nizamülmülk, bilgisine çok güvendiği için devlet yönetimi konusunda kendisine yardımcı olması için Hayyam'dan yardım istedi.