Divan şiirinin mis kokulu bahçe bitkileri
Yaygın adıyla Divan şairi olarak bilinen ve aynı zamanda çok iyi bir gözlemci olan klasik Türk şairi, şiirlerinde çevrelerinde gözlemledikleri, gördükleri veya haberdar oldukları her türlü izlenim, olay, durum ve bilgiyi eskilerin tabiriyle "zerreden küreye" hemen her şeyi, sınırlı nazım şekilleri ve fakat son derece zengin bir içerik ve konu çeşitliliğine sahip türler vasıtasıyla, elbette kendi sanat anlayışları çerçevesinde ve kendilerine has bir söyleyiş tarzıyla işlediler. İşte, Divan şiirinde geçen bahçe bitkilerini sizler için derledik…
Önceki Resimler için Tıklayınız
Çağrışım alanı oldukça zengin olmakla beraber nispeten az kullanılmış çiçeklerden biri zambaktır. Zambak, beyazlığı ve zarafetiyle ön plana çıkar. Doğal olarak zambağın anlam çerçevesini; güzel, serdâr, yüz, zekân, parmak, yara, kirpik, boy, arz-ı hâl, kef-, Mûsâ, yed-i Beyzâ, Hz. Mûsâ, bâzûbend, şem', lû'bet, lûle, şiir, devât, name gibi öğelerin oluşturmasında bu ince, uzun, beyaz, güzel ve zarif özelliklerinin etkili olduğu aşikâr.
Klâsik Türk şiirinde nilüfer, bilhassa şekil ve renginden hareketle, güneş ya da âşığın solan yüzünün sarılığı; hatta gökyüzünün maviliği için benzetilen olur. Suda yetişmesi ve su üzerinde bulunması nedeniyle gözü yaşlı tasavvur edilen nilüfer ayrıca,"seccâdesini suya sermiş, riyâzetten ötürü yüzü sararmış bir derviş" olarak tahayyül edilir.