Arama

Bağdatlı Ruhi kimdir?

Edebiyatımızda terkib-i bentiyle ünlü Bağdatlı Ruhi, 16. yüzyıl şairlerinden biridir. Eleştirel tarzı ve yalın üslubu ile şöhret bulmasının yanında toplum sorunlarına ilişkin yazdığı şiirleriyle öne çıktı. Peki, Bağdatlı Ruhi kimdir, şiirleri ve eserleri nelerdir, en ünlü şiiri olan terkib-i bendin konusu ve Tanzimat dönemi sanatçılarından Ziya Paşa ile olan bağlantısı nedir? İşte bütün bu soruların cevabı işte sizlerle…

Bağdatlı Ruhi kimdir?

Asıl adı Osman olan Bağdatlı Ruhi, kesin bilinmeyen bir tarihte Bağdat'ta doğdu. Bağdâdî ismi kendisine "Rûhî" mahlasıyla şiir yazan on kadar şairden ayırmak için sonradan verildi.

Yakın arkadaşı, tezkire sahibi Ahdî'nin verdiği bilgiye göre babası, Osmanlı ordusunda bir askerdi, şiirlerinden anlaşıldığı kadarıyla kendisi de sipahi oldu.

Derviş bir ruha sahip olan Rûhî, askerî görevlerden ayrılınca diyar diyar dolaşarak kendisine uygun ortamlar aradı, ancak hiçbir yerde yerleşemedi.

  • 2
  • 13
Şiirlerinin konusu
Şiirlerinin konusu

Şiirinin konuları arasında sosyal hayat ve eleştiri önemli bir yere sahip oldu, tasavvuf alanında da ilerledi. Esrar Dede, Rûhî'nin Mevlevî olduğunu, seyahati sevdiğini, İstanbul'a giderek bir müddet Galata Mevlevîhânesi'nde kaldığını, daha sonra Konya'da Mevlânâ Türbesi'ni ziyaret edip Hicaz'a ve Şam'a gittiğini yazmaktadır. Onun bu seyahatlerinde Anadolu şehirleriyle İstanbul önemli bir yer tutar. Bunun sebebi babasının buralarda bulunmuş olması yanında Osmanlı ülkesinde şairlerin gördüğü itibar olmalıdır.

  • 3
  • 13
Şairin gezdiği yerlerdeki sorunlar şiirlerine de yansıdı
Şairin gezdiği yerlerdeki sorunlar şiirlerine de yansıdı

Yaşamı boyunca pek çok yeri gezen Bağdatlı Ruhi, ne yazık ki gezdiği yerlerden umduğunu bulamadı ve bu durum şiirlerine de yansıdı. Şiirlerinde, dolaştığı yerlerde karşılaştığı riyakâr insanlardan, rüşvet yolunu tutan kadılardan, mürüvvetsiz beylerden ve kendi talihinden sık sık şikâyette bulundu.

  • 4
  • 13
Bağdatlı Ruhi’nin edebi çizgisi
Bağdatlı Ruhi’nin edebi çizgisi

Vahdet-i vücûd anlayışını benimseyen Rûhî tasavvufu şiirine bir malzeme olarak kullanan kalender, hoş edalı, derviş gönüllü bir şairdir. Divanındaki ifadelerine dayanarak onu Mevlevî, Bektaşî ve Hurûfî sayanlar olmuşsa da bir tarikata intisap ettiği bilinmemektedir. Rûhî'ye göre asıl hüner hayatta "rengîn-edâ" sahibi olabilmektir. Bilhassa şiir ve şair hakkında gazellerinde sık sık tanımlamalar yaparken nazımda sözün kudretini ön planda tutar.

  • 5
  • 13
Mısralarında samimiyet ve sadelik hakimdi
Mısralarında samimiyet ve sadelik hakimdi

Nüktedan, gerçekten sanatkâr ve kudretli bir şair olan Rûhî bu özelliklerine mukabil şiirinde asla büyüklük taslamamıştır. Onun mısralarında samimilik, sadelik ve lirizm hâkimdir. Okuyucuya pürüzsüz, konuşma diline yakın bir ifadeyle meramını kolayca anlatmış, özellikle toplumun aksayan yönlerini çok iyi teşhis etmiş, çağının kusurlarını, insanların mal mülk hırsını iğneleyici bir üslûpla ortaya koymuştur. Arapça ve Farsça'yı şiir yazabilecek derecede bilmesine rağmen dil ve anlatımda sadeliği tercih edip külfetli sözlerden kaçınmıştır. İçtenlik ve lirizmin hâkim olduğu gazellerinde rindâne bir üslûp vardır. Çoğunlukla aruz vezninin düz kalıplarını tercih eder ve bunları hatasız kullanır.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN