Aralık ayının en çok okunan 20 kitabı
"Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları" adlı kitabı, ABD'de tam 24 yayınevinin yayınlamaya korktuğunu; yazarın rüşvet ve tehditlerle vazgeçirildiğini biliyor muydunuz? Ya da Khaled Hosseini'nin "Deniz Duası" adlı kitabını, Avrupa'da güvenli bir yere ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğulan ve cansız cesedi kıyıya vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi'nin hikâyesinden esinlenerek yazdığını? Kışı karşıladığımız günlerde, Aralık ayının en çok okunan 20 kitabını sizler için derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Gelmiş geçmiş en çok satan kişisel gelişim kitaplarından biri olan ''Vazgeçebilmek',' mutluluğa giden yolda yanınızda bulundurabileceğiniz en güvenilir kılavuzdur. Sizi mutluluktan alıkoyanlar neler bir düşünün. Ve hepsinden vazgeçin gitsin. Söylemesi kolay ama yapması değil, öyle mi? Guy Finley bu kitapta adım adım mutluluk ile aramızda dikilip duran o duvarı nasıl yıkacağımızı, vazgeçmemiz gerekenleri nasıl bırakacağımızı ve nasıl özgürleşeceğimizi anlatıyor. Vazgeçebilmek'i okurken öfke, kin, kaygı, suçluluk duygusu ve daha pek çok olumsuz düşünceden arındığınızı fark edecek ve her sorunun cevabının yine sizin içinizde olduğunu göreceksiniz.
Peyami Safa'nın şaheserlerinden Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Türk edebiyatında "insan ruhunun derinliklerinde ve labirentlerinde dolaşan ilk roman" olması ve hasta bir insanı ve onun psikolojisini ele alması bakımından önemli bir yere sahiptir. Birçok araştırmacı ve yazar tarafından Türk edebiyatında bir ilk kabul edilen Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, Tanpınar dediği gibi, "acının ve ıstırabın yegâne kitabı" olarak hem kemiyet hem de keyfiyet bakımından başka hiçbir eser olmasa da Türk romanının var olduğuna delil gösterilebilecek kudrette bir eserdir.
Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa'nın Erenköyü'ndeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa'nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunuyor.
Uçurtma Avcısı, Bin Muhteşem Güneş, Ve Dağlar Yankılandı romanları ile tüm dünyada milyonlar tarafından okunmayı sürdüren Khaled Hosseini'den olağanüstü bir ağıt sizleri bekliyor.
Hosseini'nin, 2015 yılında, Avrupa'da güvenli bir yere ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de boğulan ve cansız cesedi kıyıya vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi'nin, hikâyesinden esinlenerek kaleme aldığı Deniz Duası, mülteci sorununa son derece çarpıcı bir bakış getiriyor. Suriyeli bir babanın, sonu belirsiz bir yolculuğa çıkmadan önce, oğluna yazdığı bir mektup şeklinde tasarlanmış olan metin, savaştan ve zulümden kaçarken denizlerde kaybolan binlerce mülteciye adandı.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
Türkiye'nin önde gelen tarihçilerinden İlber Ortaylı bu sefer defterini okurlarıyla paylaşıyor. Okuduklarını, tanıdıklarını, hocalarını kendi gözünden anlatıyor. Tarihe yön veren kişiler, günümüzün tanınan, tartışılan, konuşulan isimleri Ortaylı'nın kaleminden yeniden canlanıyor.
Defterimden Portreler'in ilk bölümü dünya tarihinin büyük tarihi şahsiyetlerini bir araya getiriyor. Bu şahsiyetler arasında imparatorlar,müzisyenler, şairler, mimarlar, padişahlar ve askerler yer alıyor: Julius Sezar, İmparator Augustus, Büyük Konstantin, Sultan Alparslan, İbn-i Haldun, Fatih Sultan Mehmed, Emir Timur, Yavuz Sultan Selim, Şah İsmail, Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan, Prens Eugen, Beethoven, Şair Puşkin, Lev Tolstoy, II. Abdülhamid...
Defterimden Portreler'in ikinci bölümünde, çağdaş Türkiye'den portreler yer alıyor. Özellikle burada ismi geçen simaların birçoğunun İlber Ortaylı tarafından bizzat tanındığı düşünüldüğünde, tüm okuyucular için ortaya son derece duygusal ve oldukça samimi sayfalar çıkıyor.
Defterimden Portreler, dünyanın ve ülkemizin en önemli şahsiyetleri arasında dolaşmak, onlarla tanışmak ve en önemlisi de onları anlamak isteyenler için sıra dışı bir kitap olma özelliği taşıyor.
Kısa öykü türünün büyük ustası Çehov, çürümekte olan Rus toplumunu sade bir dille ve izlenimci bir tarzda resmetmiş; taşra hayatını, hayatta başarısız olmuş tipleri betimlemekte, atmosfer yaratmakta üstünlük göstermiştir. 6. Koğuş, Cırcır Böceği ve Sürgünde adlı seçkin öykülerindeki tiplemeler, Çehov'un kaprisli, günü gününe uymaz insan galerisinde yer alır. Bu, tipik Rus "lüzumsuz insan" karakterinin bir varyasyonudur.
Bu öykülerde, Çehov'un kahramanlıktan uzak kahramanları, melankoli içinde yaşar; 1880-1890 Rusya'sının sıkıcı, gerici ortamında, tekdüze bir yaşam sürerler. Yazar öncelikli olarak sıradanlık ve bireyleri birbirinden uzaklaştıran can sıkıntısıyla uğraşır, varoluşun sınırlılığını ele alır, insanın hırslarının boş olduğunu savunur. Bu öykülerin, "Çehov ruh hali" denilebilecek, kendine özgü melankolik bir havası vardır.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…