Türklere dostluğu, İslam'a saygısı ile bilinen Gülnar Hanım
Rus edebiyatını Osmanlı'ya, Türk edebiyatını ise Ruslara tanıtan bir kültür köprüsüydü Gülnar Hanım. Anadili Rusça haricinde 9 dili iyi şekilde biliyordu. Bir kongre sırasında devrin önemli simalarından Ahmet Mithat Efendi ile tanışması, onun yaşamında bir dönüm noktası oldu. İstanbul'a gelen Gülnar Hanım, hem Türk kültürüne hem de İslam'a hayranlık duymuş; Türk kültürünü Batıya tanıtabilmek amacıyla çalışmalarda bulunmuş, Rusçadan pek çok eseri de Türkçeye tercüme etmişti. Onun bu çabaları, dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamid'in Şefkat nişanıyla takdir edilmişti.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Hakkında çıkan haberler ve Türk ailelerinin seçkin kişileriyle olan münasebeti nedeniyle Gülnar Hanım büyük şöhret bulmuş; bu ünü Avrupa'da da yayılmaya başlamıştı.
🔷
Onun on yabancı dil bilmesi, Türkçede kaleme aldığı yazı ve eserler, Rus edebiyatını Türklere tanıtması kadar, Osmanlı edebiyatını Avrupa ve Rusya'da tanıtacak faaliyetlerde bulunmasından övgüyle söz edildi.
Gülnar Hanım'ın ünü, kısa zamanda Amerika'ya kadar uzandı ve yoksul çocuklara yardım amacı taşıyan bir mecmua için kendisinden yazı talep edildi.
📌 Bir Yetimin Şükrânesi adıyla İngilizce kaleme aldığı makalede, kimsesiz çocukların Batı'da sahipsiz ve düşkün kaldığına; İslam'da ise bu durumun böyle olmadığına, öksüz ve yetimler ile ilgili Kur'an-ı Kerim'in buyruğu üzerine bu çocukların gördüğü himaye ve şefkate dikkat çekmişti.
Türkçeyi kısa zamanda öğrenerek ortaya koyduğu eserler dönemin padişahı Sultan II. Abdülhamid'e sunuldu.
🔷
Bilim, kültür ve sanat faaliyetlerine olan desteği ile tanınan Sultan II. Abdülhamid, Gülnar Hanım'a kaleme aldığı eserleri ve hizmetleri nedeniyle ikinci rütbeden Şefkat nişanı takdim etti.
Gülnar Hanım, 1891 yılının Mayıs ayında İstanbul'dan ayrılarak Kazan'a döndü; sağlık koşulları nedeniyle kışları daha ılıman bir yerde geçirme isteği ile 5 ay sonra tekrar İstanbul'a geldi ve 6 ay daha burada kaldı. Bu süreçte Tolstoy'un eserlerinin tercümesine ağırlık verdi.
Osmanlı kültürüne, dil ve edebiyatına, maddi ve manevi faziletlerine her daim hayran olduğunu belirten Gülnar Hanım, 1890'dan itibaren akademik faaliyetlere de yöneldi.
🔷
29 Şubat 1890 tarihinde Petersburg'da Şarkiyat Cemiyeti'ni kurdu ve kuruluşun fahri başkanlığına getirildi.
1905 yılında temelli Petersburg'a yerleşen Gülnar Hanım, burada Türk dili ve edebiyatı üzerine eğitim yapılması amacıyla çeşitli girişimlerde bulundu.
📌 Gülnar Hanım, Tatarca gazete çıkarma teşebbüsünde de bulunmuş; Rusya Müslümanlarının fayda sağlayacağı bu faaliyetleri, Tatar çocukların eğitimi için okul açma teşebbüsleri, Çarlık idaresi tarafından engellenmiş ve Rusya Müslümanlarının eğitim seviyelerini yükseltmeleri engellenmişti.
Çalışmalarını şarkiyat âlemine duyurmak isteyen Gülnar Hanım, pek çok uluslararası kongreye katıldı.
🔷
Gaspıralı İsmail Bey'in Kırım'da çıkardığı Tercüman gazetesine de zaman zaman bazı yazılar ve tercümeler verdi. Yazar Fatma Aliye, şair Nigâr Hanım gibi simalarla yazışmaları uzun yıllar devam etti. Türk aydınları Gülnar Hanım'ı kadınların ilim ve kültürde yükselişinin ileri bir temsilcisi olarak görmüştü.
Gülnar Hanım'ın çalışmaları ülkemizde Rus edebiyatını, Rusya'da ise Türk kültür ve edebiyatını tanıtma açısından da faydalı oldu.
📌 16 esere imza atan Gülnar Hanım'ın yapıtlarından başlıcaları şöyle sıralanabilir: Kayyûm Nâsırî - Kabusname, Puşkin - Kar Fırtınası, Şair Puşkin, Lermentof'un İblis'i, Atâullah Bâyezidof - Redd-i Renan: İslâmiyet ve Fünûn, Atâullah Bâyezidof - İslâmiyet'in Maarife Tatbîki ve Nazar-ı Muârızînde Tebyîni, Tolstoy – İlyas, Tolstoy - Familya Saâdeti, Kont Tolstoy'un Avama Mahsus Hikâyeleri: İki Pîr, Puşkin - Kâğıt Oyunu, Rus Edebiyatı.