Ali Kemal'in hayatı ve kaybolan mezarı
Ali Kemal, bilinen ismiyle Artin Kemal, İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson'un dedesi olarak dünyanın gündeminde yerini aldı. Yakın tarihimizde dönemin meşhur gazetecisi, yazarı ve politikacısı olan Ali Kemal, ilk evliliğini İsviçreli bir baba ve İngiliz bir anneden olma Winifred Brun ile yapmıştı. Oğlu Osman'ın doğumunda eşini kaybeden Kemal, çocukları anneannesiyle bırakıp Türkiye'ye döndü. Türkiye'de kalemiyle ciddi muhalif olan Ali Kemal Bey, acıklı bir sonla hayata veda etti. Cesedi de apar topar kaldırılarak bilinmeyen bir yerde toprağa verildi.
Önceki Resimler için Tıklayınız
O dakikalarda Beyoğlu casus filmlerini aratmayan bir takibe sahne olacaktır. Ali Kemal, "Marsel" adındaki berber dükkânının yanında, hareket halindeki tramvaydan atlayarak dükkâna girer. Cem'i Bey kararlıdır ne olursa olsun Ali Kemal'i buradan alıp kaçıracaktır.
Cem'i Bey, polis memuru Mazlum'a döner ve şu emri verir: "Apartmanda bizi gören sarıklı imam İngilizlere haber vermiştir; vakit kaybetmeden Ali Kemal'i buradan götüreceğiz." Polis Mehmed'e de aynı anda dönüp şu emri verir: "Hemen bir otomobil bul getir; dikkat et şoför Müslüman olsun." Son emri de Polis Emin'e vererek onu dükkânın çıkışına gönderir.
Saat 15.00 civarında otomobil gelir. Şoför Hamid isminde bir Müslümandır. Cem'i Bey ve Mazlum dükkâna girer ve Ali Kemal'e polis müdürünün onu görmek istediğini ve onlarla gelmesi gerektiğini söyler. Ancak Cem'i Bey şoförle konuşurken Ali Kemal fırsattan istifade edip kaçmaya başlar.
Ali Kemal soluk soluğa Serkildoryan (Cercle d'Orient) Pasajı'na dalar. Merdivenlerden çıkarken yakalanır. Aynı sürede Galatasaray'dan İngiliz askerleri koşarak olay yerine gelmeye başlamıştır. Ali Kemal ev hapsine alınır.
Cem'i Bey, Ali Kemal'i yakalar ancak nerede saklayacağını bilemez. Bu sebeple otomobilin istikameti Beyazıt'tan Samatya'ya değişir. Cem'i Bey, evdeki polis memurlarına Ali Kemal'in kaçmaya yeltenmesi halinde kendisini vurma emri vererek Emniyet Müdürü Esad Bey'in yanına gider ve durumu anlatır.
Ali Kemal, o gece saat 21.30'da Samatya sahilinde hazır olacak bir tekne ile İzmit'e götürülecek; oradan da terene bindirilerek Ankara'ya sevk edilecektir.
6 Kasım 1922'de sabah saatlerinde zorlu bir deniz yolculuğunun ardından Ali Kemal'i taşıyan tekne İzmit Körfezi'ne girer. İzmit Merkez Kumandanı ve yanında 8-10 adet mürettebatıyla Ejder isimli istimbot, saat 15.00 sularında kıyıya yaklaşır. Cem'i Bey, gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyemez. Halk, Ali Kemal'i görmek için iskeleye hücum etmiştir.
Ali Kemal istimbottan indirilir Halk küfür etmeye başlar. Bir manga asker süngü takıp aralarına Ali Kemal'i alarak merkez komutanlığına götürür. Cem'i Bey ve arkadaşları da mangaya eşlik eder.
Saat 17.00 sularında Ali Kemal geldiği merkez komutanlığından dışarıya çıkarılmıştır ki, kadın, erkek ve çocuklardan oluşan bir grup, "Gebertin şu vatan hainini" diye Ali Kemal'e taş atmaya başlamışlardır. Bir manga asker bu esnada Ali Kemal'i korumakta zorlanır. Kalabalık artar, askerler daha fazla olaya müdahale edemez. Taşlar, Ali Kemal'in üzerine yağmur gibi yağmaya başlar. Ali Kemal sendeler, düşer. Kadınlar, ellerindeki ipleri Ali Kemal'in ayağına geçirip onu sahile kadar çekmeye başlamışlardır. O esnada gelen askeri müfreze kalabalığı dağıtır, Ali Kemal de hastaneye götürülmek üzere sedyeye alınır. Ancak Ali Kemal, hayatını kaybetmiştir…
Nureddin Paşa'nın emriyle, Ali Kemal'in cesedi beyaz önlük giydirilip darağacına asılır. Boynuna da bir levha vardı: "Artin Kemal." Barış görüşmeleri yapmak için Lozan'a giden İsmet Paşa, mola verdiği İzmit'te bu manzarayla karşılaşınca çok sinirlenir. İsmet Paşa'nın sert sözlerinden sonra Ali Kemal'in cesedi apar topar kaldırılır. Ceset, bir arabaya konulur ve bilinmeyen bir yerde toprağa verilir.