Vietnam Savaşı'nın kirli yüzü: Bebek kaçırma operasyonu

Yayınlanma Tarihi: Ekim 24, 2017 00:00 Güncelleme Tarihi: Ocak 17, 2018 16:58

Yıl 1975. Bu fotoğraflar, Amerika’nın 20 yıl boyunca kana buladığı coğrafyalardan biri olan Güney Asya ülkesi Vietnam’dan. Savaşın son yılı. Çatışmalardan ve bombardımanlardan kurtularak hayatta kalabilmiş; ancak yetim kalmaktan kurtulamamış bebeklerle dolup taşan uçaklar, Amerika’nın “Operation Babylift” adını verdiği, “Bebek kurtarma/çalma operasyonu” ile ABD’ye, Avustralya’ya, Fransa’ya ve Kanada’ya gidiyorlar.

Vietnam Savaşı’nın kirli yüzü: Bebek kaçırma operasyonu

Vietnam'da çatışmalar 1945 yılında başlıyor.

ABD ve Batı'nın destek olduğu anti-komünist Güney Vietnam ile Çin ve Sovyetler Birliği güdümlü Kuzey Vietnam arasında yaşanıyor. Soğuk Savaş'ın Kore Savaşı'ndan sonra ikinci sıcak çatışması.


Vietnam Savaşı, 30 yıl boyunca sürüyor ve ABD, "dünyanın efendisi" heybetiyle girdiği savaştan, on yıl sonra beklediğini alamayarak; ancak her zamanki gibi ardında enkaz bir ülke bırakarak çıkıyor.


Öyle ki, insanlara ve şehirlere verdiği zararla kalmıyor; bitki örtüsü ve tüm besin mahsullerini ortadan kaldırmak için, Güney Vietnam'a sağanak halinde yağdırdıkları kanserojen maddelerin etkileri nedeniyle etkisi hâlen süren bir zayiat yaratıyor.


Savaşın Amerikan kamuoyundaki etkisi de günden güne büyüyor. Savaş görüntülerinin yayılmasıyla ABD'de protestolar yoğunlaşıyor.

Yıllarca süren çatışmalar ve bombardımanlar, yeni bir sorun daha doğuruyor: Yetim ve öksüz çocuklar!


O günlerde Vietnam'daki yetimhaneler, kapasitesinin kat kat üzerinde dolu.


Dönemin ABD Başkanı Gerald Rudolph Ford, kamuoyundaki tepkileri de dindirebilmek için, Vietnam'da yetim bıraktıkları bebekleri, verdiği talimat ile uçaklarla yurtdışına yolluyor.


Vietnam'daki durum o kadar vahim ki, kimi aileler de, çocuklarını açlıktan ya da çatışmalardan ölmesinler diye yabancı yetkililere teslim ediyorlar.


Savaş öncesi Güney Vietnam'ın başkenti olan Saigon'da (bugünkü adıyla Ho Chi Minh), 3 bini aşkın yetim çocuk, başka aileler tarafından evlat edinilmek üzere, uçaklara bindiriliyor.


Bebeklerin bir kısmı güvende olacakları biçimde karton kutulara konuluyor. Daha büyük olanları ise, koltuklara bağlanıyor veya uçağın zemininde serbest bir şekilde bırakılıyor.


İlk Babylift uçuşunda, kargo kapağının açılması nedeniyle uçak düşüyor ve 78'i çocuk, 138 kişi yaşamını yitiriyor. Daha sonra gerçekleştirilen uçuşlarda, çocukların yaklaşık 2 bini ABD'ye, geri kalanı ise Avustralya, Fransa ve Kanada'ya götürülüyor.


Babylift operasyonu ile Vietnam'dan çıkarılan çocukların gerçekten yetim olup olmadığı, o dönemde büyük bir tartışma yaratıyor ve hâlen cevabı kesin olarak bilinmeyen bir soru. Vietnam'dan kaçırılan birçok kişi hâlâ biyolojik ailesini bulmaya çalışıyor ve bu nedenle ABD'ye karşı dava açmış durumdalar.

Babylift ile Vietnam'dan kaçırılanlardan bebeklerden birisi Landon Carnie. İkiz kızkardeşi Lorie ile birlikte, ilk Babylift uçağında yer aldıkları için, kalkışından kısa bir süre sonra düşen uçakta ölenler arasında oldukları düşünülüyordu.


Uçağın enkazı ve cesetler birkaç kilometrelik kırsal alana saçılmıştı. Kazadan bir gün sonra, 17 aylık ikizler, bir pirinç tarlasında birbirlerine sarılmış olarak bulundular. Daha önce öldükleri söylenen ABD'deki evlat edinildikleri aileye götürüldüler.


İkizler, ABD'nin başkenti Washington'da büyüdüler. Landon Carnie, 2000 yılında Babylift Operasyonu'nun 25'inci yıl dönümü nedeniyle yayımlanan bir TV programından etkilenerek, doğduğu ülkeyi ziyaret etmeye karar verdi. Landon Carnie, şu anda Vietnam'da bir üniversitede öğretim üyesi.


Benzer bir durum, 1948-1954 yılları arasında İsrail'de yaşandı. "Mizrahi" (Doğulu) olarak adlandırılan Arap ülkelerinden gelen çoğu Yemenli binlerce Yahudi bebek gizemli bir şekilde ortadan kayboldu.

Ailelere "öldü" denilen bebeklerin cesetlerinin teslim edilememesi ve mezar yerlerinin gösterilmemesi, Doğulu fakir ailelere ait bu bebeklerin Batılı zengin Yahudi ailelere evlatlık verilmiş olabileceği ihtimalini güçlendiriyor.

Şimdiye kadar birkaç kez soruşturulmasına rağmen açıklığa kavuşturulamayan olay, gizemini hâlâ koruyor.

Fikriyat

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>