Arama

Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ocak 16, 2018
Simülasyon: ‘Ayrı bir cambazlık’

Sabah Gazetesi'nde okuduğumuza göre; Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, "Benim kurmay subayım da ayrı bir cambaz. Psikiyatrik bir vaka olduğuna dair raporlar oluşturmuş" demiş ve FETÖ'nün davaları sulandırmaya yönelik gayretler içine giren bu kişinin de darbeci eski yaveri Ali Yazıcı olduğu otaya çıkmış.

RAPOR PEŞİNE DÜŞTÜ

Sabah Gazetesi'nin haberine göre Yurtta Sulh Konseyi üyeleri arasında yer alan ve Genelkurmay Çatı Davası'nda yargılanmakta olan darbeci eski Kurmay Albay Yazıcı, davadaki alt rütbedeki sanıkların kendisi aleyhine beyanlarda bulunmaya başlaması üzerine psikolojik rahatsızlığı varmış gibi göstermek için girişimlerde bulunmaya başladı. Önceleri sürekli kendini Sincan Cezaevi'ndeki psikoloğa sevk ettiren Yazıcı, cezaevi yönetimi tarafından bu yönüyle de gözlem altına alındı. Psikoloğa gideceği ve bu amaçla koğuşta hazırlandığı sıralarda anormal tepkileri gözlenen Yazıcı günün diğer bölümlerinde daha normal davranışlar sergiledi. Cezaevi yönetimi buna rağmen, olası bir intihar vakası yaşanmaması için darbeci Yazıcı'nın psikoloğa sevki işlemlerini yerine getirdi.

TERS PSİKOLOJİ TAKTİĞİ

Darbeci Ali Yazıcı, psikoloğa sevki ve kendisinin gözlem altında tutulduğunu fark ettiği anlarda ağırlıklı olarak boşluğa bakma, kendisi ile konuşmaya çalışan kişilerle iletişim kurmama gibi davranışlar sergiledi. Yazıcı bu sırada psikolojide "ters psikoloji" diye tanımlanan taktiği uygulamaya koyuldu. Yazıcı'nın, kendisinin "nasıl olduğu" sorulduğunda, bir - iki saniye duraksadıktan sonra yüksek sesle "iyiyim, ben iyiyim çok iyiyim" gibi yanıtlar verdiği ve yine çok kısa duraksadıktan sonra, ısrarlı talebi olmasına rağmen "beni psikoloğa götürmeyin" diye çıkışları olduğu görüldü.

O DA "RÜYA GÖRMÜŞÜM" DEDİ

FETÖ'cülerden "akıl sağlığının bozuk olduğu" algısını yaratmaya çalışan bir başka ismin daha olduğu öğrenildi. Genelkurmay Çatı Davası'nda yargılanırken tahliye olan ve darbecilerin sıkıyönetim listesinde ismi bulunan eski Tuğgeneral Murat Yaygın da kendini uzun süre psikoloğa sevk ettirdi. Bu aşamada sabit bir noktaya bakarak, sürekli dizlerini oynatan Yaygın, kendisi ile görüşen cezaevi yetkililerine, "FETÖ'cü yapılanmaya ilişkin çok şey anlatacağım, hangi komutanlığa ne kadar FETÖ'cü alındığını, bunları alan komisyonlardaki kişileri tek tek anlatacağım" diyerek görevlileri oyalamaya çalıştı. Yaygın da Numune Hastanesi'ne sevk edildi. Yaygın, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevki aşamasına gelindiğinde ruh sağlığının bozuk olduğu raporunun ileride hak kayıpları oluşturacağını düşünerek, "Ben rüya görmüşüm. Size 'bildiğimi' söylediğim her şey rüyaymış" diyerek çark etti.

DARBECİ ALİ YAZICI SİMÜLASYON YAPIYOR

Görüldüğü ve Sayın Cumhurbaşkanımızın isabet ettiği gibi darbeci Ali Yazıcı yargıyı ve hekimleri yanıltma, aldatma çabası içindedir. Hasta taklidi yapmanın psikiyatrideki adı ise simülasyon veya temaruz ya da malingering olarak geçmektedir...

Hasta taklidi ( simülasyon, temaruz veya malingering) tespiti uzmanlar için zorlu bir süreçtir. Geleneksel doktor-hasta ilişkisinde, hasta her zaman tedaviye ihtiyacı olan taraftır ve hastalık belirtileri tespit edilip tedavisine başlanır. Buna karşılık, hastalık taklidi yapan kişiler ise tedavi olmak değil de başka kazançları olduğundan doktoru yanıltmaya çalışırlar.

Psikiyatride halen geçerli olan sınıflandırma sistemi DSM-V hastalık numarası (hastalık rolü yapma) kavramını, "Askerlik görevi veya işi yapmamak, maddi bir kazanım sağlamak, ilaç kullanmak, idamdan kaçmak gibi dış faktörler tarafından motive edilen ve amaca yönelik olarak üretilmiş yanlış, abartılmış fiziksel ve psikolojik belirtiler" olarak tanımlar. Ayrıca hasta numarası yapmanın zihinsel bozukluğa dayandırılamayan bir durum olduğu belirtilir.

Yani simülasyon; amaçlı (kasıtlı) olarak, doğru olmayan veya abartılı bedensel veya psikolojik belirtiler ortaya çıkarmak veyahut sergilemeye çalışmaktır.

Tablo aynen Sayın Cumhurbaşkanımızın belirttiği gibidir. Darbeciler simülasyon yaparak hekimleri aldatabileceğini ve akıl hastası raporu alarak cezadan kurtulmayı hesaplamaktadırlar. İnternetten veya başka kaynaklardan öğrenerek hastalık belirtilerini taklit etmekte, hastalık rolü oynamaktadırlar. Ancak kendisine ve diğer FETÖ'cülere bu konuda deneyim ve birikim sahibi hekimleri aldatamayacaklarını söyleyelim.

Darbeci Ali Yazıcı da eski tuğgeneral Murat Yaygın da kesinlikle hasta raporu alamazlar. Çünkü:

• Kurmay albay veya general olana kadar bir rahatsızlıkları yoktur.

• Kendilerinin FETÖ'cü olduğunu ustaca gizlemişler, ne zamanki tutuklanıp ceza alması kesinleşince hastalık numarası yapmaya başlamışlardır.

• Yakalandıkları ilk zamanlarda da FETÖ'nün ümit aşılayan sözlerine inanıp simülasyona gerek duymamaları da dikkati çekmektedir. Ancak belli ki F. Gülen şarlatanının sözüne güvenilmeyeceğini, cezaevinde çürüyeceklerini görmüşler ve rol yapma kararı almışlardır.

• Sonra o yaşta çıkabilen hastalıkların belirtilerini taklit ederken açık vermemeleri mümkün değildir.

• Hasta raporu verilirken sanıkların ve tanıkların dava dosyasındaki ifadeleri, gözlem altındaki mimikleri ve davranışları, geçmişi, kişilik yapısı vb. incelenir. Ali Yazıcı'nın veya eski generalin simülasyon yaptıkları yine belli olur.

• Ayrıca işledikleri suçun (FETÖ'cülük adına darbe ile T. C. Hükümetini devirme) işlenişine ve gerekçesine bakılır. Yani akıl hastasının işlediği suçlarla ilgisi olmadığı, kompleks ve ağır bir suç olduğu açık olarak görülür.

ALİ YAZICI NEDEN SİMÜLASYON YAPTI?

• Belli ki FETÖ'cüler nasıl bir facia içine girdiklerini anlamaya başlamışlardır.

• Artık cezaevinden çıkamayacaklarını görmüşlerdir.

• Zaten kişilik bozukluğuna sahip olduklarından, yalan ve aldatmaya alışık oluşlarından onlardan böyle akıl hastalığı rolü yapma beklenir. Her türlü kötülük, ikiyüzlülük, nankörlük, arkadan vurma ve kalleşlik, iftira ve kumpas kurma, sahtekârlık ve rezillik FETÖ'cülerde karakter haline gelmiştir.

Olayın acı olan bir başka yönü ise Türkiye'nin güvenliğini teslim ettiğimiz FETÖ'cü üst düzey komutanların ne kadar kişiliksiz ve kalitesiz olduklarıdır. Belli ki soruları çalarak, devamlı kayırılarak bu makamlara kadar gelmişlerdir. Ülkemiz adına çok üzücüdür ve orduda FETÖ'nün başka kalıntıları da araştırılarak bir an önce temizlenmelidir.

Prof. Dr. Sefa Saygılı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN