Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Temmuz 5, 2021
Kur’an’ın rehberliğinde şeytanı tanımak…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bir önceki yazımızda, Ademoğlu'nun ezeli düşmanı olan İblis ve özelliklerinden; yeryüzündeki hayat serüveni boyunca ve kıyamet sabahına kadar devam edecek süreçte, insanı aldatmak ve yoldan çıkarmak, yanlışa sürüklemek ve kötülükleri işletmek hususunda hiç durmadan çalışan "cin ve insan şeytan"lardan bahsetmiştik.

Bugünkü yazımızda konuya devam edecek ve Kur'an'ın rehberliğinde aynı zamanda bizim de "bir numaralı düşmanımız" olarak kabul etmemiz ve aldatmalarına karşı uyanık bulunmamız gereken şeytan ve avânelerini (yardımcı/yakınları) tanımaya çalışacağız.

ŞEYTAN BAZEN İKİYÜZLÜ BİR KİMSENİN KILIĞINA BÜRÜNÜR…

Şu hususu bir kez daha tekrar ve teyid ederek sözlerimize başlayalım. Kur'an-ı Kerim'de birtakım kimseler "şeytan" olarak etiketlenmiştir. Bu vasfına vurgu yapılarak, müminlerin o tür kişilerden zarar görmemeleri için dikkatli olmaları ve tetikte bulunmaları gerektiği emredilmiştir. Zira ilk defa insanlığın atası Hz. Adem'i ve eşini, ikiyüzlü tavır ve davranışlarıyla aldatıp kandıran, yanıltan ve yanlışa düşüren İblis olduğu gibi (Bkz. A'râf, 20-21); insanlık tarihi boyunca da İblis'in soyundan gelen şeytanların yapmak istediklerini bizzat ayniyle yapmaya çalışan ve mü'minleri inançları hususunda şüpheye düşürmeyi, onları dosdoğru yoldan (Sırat-ı Müstakim) saptırmayı hedefleyen birtakım inkârcı ve ikiyüzlü kimseler de "şeytan" olarak vasıflandırılmıştır. Sözgelimi, ikiyüzlü davranan münafıkların içyüzünün anlatıldığı ayette şu tanıdık karakterlere rastlamaktayız:

"Onlar (o münafıklar), iman edenlerle karşılaşınca "inandık" derler. Ama şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise "Biz sizinleyiz, biz yalnızca onlarla (müminlerle) alay etmekteyiz" derler." (Bakara, 14)

Telkin kavramının, insan üzerindeki etkileyici rolünü bu ayette de görebiliriz. Birtakım ikiyüzlü kimselerin kendilerine kötülükleri telkin eden şeytanlarından ne denli etkilendiklerini ve bu etki sonucu olarak onları kesin bir şekilde tasdik ettiklerini ortaya koyan bu ayet aynı zamanda Şeytanın, cinlerden avâneleri (yardımcıları) olduğu gibi insanlar arasından edindiği birtakım işbirlikçilerinin de var olduğunu bildirmektedir. Ayet-i kerimede, "şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında..." denilerek bu saptırıcı etkiye işaret edilmekte ve insanlar, kimlerle beraber olduklarına, kimlerin tesiri altında kaldıklarına dikkat etmeleri konusunda uyarılmaktadır. Bazı ayetlerde ikiyüzlü kimselere münafıklığı ve kötülükleri telkin eden "insan kılıklı şeytanların" aynı zamanda giyim-kuşamlarıyla, konuşmaları ve söylemleriyle insanlar üzerinde etki oluşturduklarına da işaret edilmektedir. Ki, Münafikun suresinin ilk ayetlerinde bu gibi kimselerden bahsedilmektedir.

İNSAN KILIKLI ŞEYTANLAR BİRBİRLERİYLE İLETİŞİM HALİNDEDİRLER

Yine konuyla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in verdiği bilgilerden, insanları hak yoldan saptırıp, azgın ve âsi hele getirme adına görev üstlenen şeytanlar arasında bir iletişimin var olduğunu görmekteyiz. Bu ayetlerden birinde, "Şeytanlar, (insan) dostlarına sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar." (En'âm, 121) buyrulurken, şeytanın kendine dost edindiği yardımcılarına müminlerle mücadele etme konusunda "le yûhune" ifadesiyle sürekli, telkinlerde bulunup durduklarına ve bu hususta iletişimi koparmadan devam ettirdiklerine işaret edilmektedir. Hele bir ayet-i celile vardır ki, dünya hayatında şeytan ve insan dostlarının nasıl bir sıkı iletişim içinde görevlerini yaptıklarını açık, net ve etkileyici bir şekilde ortaya koymaktadır:
"Allah, onların hepsini bir araya topladığı (o mahşer) günü, "Ey cinler (şeytanlar) topluluğu! Siz insanlarla çok uğraştınız" (der). Onların insanlar arasındaki dostları da, "Ey Rabbimiz! Doğrusu biz (dünya hayatında) birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık" derler…" (En'âm, 128)

Ne dersiniz, bu söylemler size de tanıdık gelmiyor mu?.. Biri bir yalan bilgiyi "haber" olarak yazıp sosyal mecralarda paylaşsın, sonra da onun bir başkası/başkaları tarafından yeniden paylaşılması telkin edilsin… Ve paylaşıldıkça paylaşılsın!.. Böylece birbirlerinden yararlanarak kötülük namına olan şeyler yani "şenâet" yani bu "şeytânî iş" daha çok kitlelere ulaştırılmış olsun… Buna ifade özgürlüğü mü diyelim? Hayır!.. Buna Kur'ân- Kerim, "fesadın, kargaşanın, günahın, isyanın ve kötülüklerin insan eliyle ortaya çıkması, yaygınlık kazanması" diyor (Bkz. Rûm, 41) ) ve biz de böylece inanıyoruz…

YALANI ORTAYA ÇIKAN KİŞİNİN ISRARI, ŞEYTANIN ÖZELLİKLERİNDENDİR!

Kur'an-ı Kerim'in insanları bilgilendirdiği önemli noktalardan biri de "ortaya attığı yalanında, işlediği kötülükte ısrar etmenin, yaptığını doğru olarak tanıtma ve savunma gayreti içinde bulunmanın da "şeytâni" bir özellik" olduğunun farkında olmamızdır... Böylesi kişilerin tipolojisini çizen şu ayet-i kerimeye bakalım:


"Kim Rahmân'ın zikrini görmezden gelir (Kur'an emir ve yasaklarına aldırış etmezse) ona bir şeytanı musallat ederiz. O, artık onun (yanından ayrılmayan kötülükleri telkin eden) yakın arkadaşı olur. (Böylesi kimselerin) şeytanları bunları yoldan çıkardıkları halde, bunlar hala doğru yolda olduklarını sanırlar. Nihayet o şeytan dostu olan kişi bizim huzurumuza gelince (kendisine dünyada yakın olan şeytan) arkadaşına der ki; "Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar mesafe olsaydı (da seni hiç görmeseydim). Ne kötü arkadaşmışsın!" (Zuhruf, 36-38)

Bu pişmanlık halinin dünyada iken değil, mahşer günü yaşanmış olması, şeytanın kendisine arkadaş olduğu kimselerin, onun etkisinden hayatları boyunca çıkamadıklarını; özellikle inkârcı ve ikiyüzlü tiplerin Allah'ın gönderdiği son ilahi buyruğu Kur'an-ı Kerim'e karşı tavırlarının onları bu içinden çıkamadıkları şeytan sarmalına mahkum kıldığını anlatıyor bu ayet-i kerime…

Doğrusu yukarıda ele alınan her bir ayet, insan kılıklı şeytanları tanıma adına üzerinde çokça düşünülesi bilgiler ihtiva ediyor. Asıl mesele ders almakta vesselâm…

Sağlıcakla kalınız efendim.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN