Arama

Enes Bayraklı
Haziran 17, 2019
CHP eski Türkiye'nin siyasetini en sonunda hortlattı

Merakla beklenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayları Binali Yıldırım ile CHP'nin Adayı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı açık oturum dün akşam gerçekleşti.

Yılların siyasetçisi olan Binali Yıldırım somut proje ve vaatleri ile temayüz etti.

Geçmişte verdiği vaatleri gerçekleştirmiş olan Yıldırım'ın güvenilir bir devlet adamı olmanın ciddiyeti ile konuştuğu açık.

Zaten kimse de kendisine şunu yalan söyledin, bu vaadini gerçekleştiremedin diyemiyor.

CHP'nin adayı ise yalanları ile ön plana çıktı.

Hatta kampanya sırasında fütursuzca sıraladığı yalanlarına canlı yayında yenilerini eklemekten çekinmedi.

Esasında CHP'nin adayının bir yalan sarmalına girdiği çok açık.

Bir yalanını başka bir yalanla örtmeye çalışıyor.

CNN'de kameramanların kendisini yakından çektiği için kovulduğunu iddia etti, yalan çıktı.

FETÖ'ye yakın kurum ve kuruluşlarla geçmişte ilişkileri olmasına rağmen hiç tanımam etmem diyerek inkar etti, yalan çıktı.

İBB'de 20 yıllık personel olduğunu iddia ettiği çaycının kendisine çay ikram ettiği için Sultanbeyli'ye sürüldüğünü iddia etti, yalan çıktı.

Saadet Partisi'nin adayının oğlunun İGDAŞ'tan kovulduğunu iddia etti, yalan çıktı.

Ordu Valisine hakaret etmediğini iddia etti, yalan çıktı.

Kendisine yakın seküler vakıflara Beylikdüzü'nde yardım etmiş olmasına rağmen muhafazakâr vakıflara nakdi yardım yapıldığını iddia etti, yalan çıktı

En büyük yalanı da dün canlı yayında söyledi: "Ben hiç yalan konuşmam dedi."

Ekrem Bey'in yalanlarını bir köşe yazısına sığdırmak zor, doktora tezi yazılır bu yalanlar üzerine.

Zira Ekrem Bey insanların gözünün içine baka baka yalan söyledi, söylüyor ve görünüşe bakılırsa gelecekte de söylemeye devam edecek.

Diğer yandan Ekrem Bey bazı somut vaatlerde de bulundu.

Yalanları ile meşhur bir siyasetçinin vaatlerine inanmanın zor olduğu ortada.

Zira bir insanın geçmişte yaptıkları gelecekte yapacaklarının teminatıdır.

Örneğin; Ekrem Bey 30 Mart 2014 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçimlerde Beylikdüzü'nde 37 vaatte bulunmuş.

Peki bunlardan kaçını gerçekleştirmiş derseniz, sadece 2.

Rakamla da yazıyla da sadece iki.

11 tane kreş açacağım demiş, sadece 1 tane açmış.

İki sözünden biri yalan olan bir adayın vaatlerini gerçekleştirmemiş olması kimseyi şaşırtmamalı.

Biz bu siyasetçi tipini eski Türkiye'den biliyoruz.

Yapamayacakları vaatleri bol keseden vaat ederler, seçimden sonra da kulaklarının üstüne yatarlardı.

Seçmeni seçim sürecinde güzel sözler ve vaatlerle gönlü yapılıp kandırılacak, oyu alınacak bir obje olarak görürlerdi.

Bir siyasetçi her vatandaşa bir anahtar, yani konut mu vaat etti, diğeri altta kalmaz hemen iki anahtar yani hem ev hem araba vaat ederdi.

Seçmen de her seçimde bir umut diyerek başka bir adayın peşinden koşardı.

Bu siyaset etme kültürü AK Parti'nin 2002 yılında iktidara gelmesi ile mezara gömüldü.

AK Parti yapamayacaklarını vaat etmedi, vaat ettiklerini ise bazen geç kalsa da yerine getirdi.

CHP eski Türkiye'yi özlüyor, geri getirecek diyorduk.

İşte buyurun eski Türkiye'nin siyasetini en sonunda hortlattı.

İstanbul gibi Türkiye'nin ekonomisinin kalbinin attığı bir şehri bu zihniyet ele geçirirse sadece İstanbullular değil tüm Türkiye kaybedecek.

Enes Bayraklı

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN