Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Haziran 27, 2018
Şefkat Peygamberinin, hayvanlara merhameti

Değerli okuyucum.

Her bir peygamberin "alâmet-i fârika"sı yani onu diğerlerinden ayıran bir özelliği vardır. Hz. İbrahim, "Halîlullah"; Hz. Musa "Kelîmullah"dır sözgelimi… Son Nebi'nin pek çok ismi yanında Onun "Habîbullah" oluşu çok özel bir anlam ifade eder. Zira Habîb kelimesi hem "en çok sevilen"; hem de "en çok seven" anlamlarına gelmektedir. Dolayısıyla Habîbullah, "Allah'ı en çok seven" ve "Allah tarafından en çok sevilen" demektir. Böylece biz Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimizin, Allah'ı da, O'nun yarattığı tüm mahlûkatı da çok sevdiğini söyleyebiliriz. Zira kaynaklar hep bu engin sevginin, şefkatin ve merhametin örnekleriyle doludur…

ASR-I SAADET'TE GERÇEKLEŞTİRİLEN İNKILAP

Çok farklı alanlarda önemli inkılaplar yapan Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz, hayvan hakları ve hayvanlara muamele konusunda da toplumunda önemli bir değişimin yaşanmasını sağlamıştı.

Çoğu cahiliye döneminden kalan; hayvanları dövüştürmek, işkence ve eziyet etmek, yüzünü dağlamak gibi davranışları yasaklamış, onları canlı nişan hedefi haline getirenleri ise sert bir biçimde uyarmıştır.

Yine, develer üzerinde uzun uzun şiir okuma yarışmaları yapılmasına karşı çıkmış, "Allah, bu hayvanları sizin hizmetinize yalnız güçlükle gidebileceğiniz yerlere rahatça ulaşabilesiniz diye tahsis etti. Yeryüzünü de sizin için yarattı. Bu sebeple diğer ihtiyaçlarınızı yeryüzünde giderin…" diyerek gereksiz yere hayvanlara eziyet vermeyi uygun görmemiştir.

Sözgelimi, bir seyahat esnasında sahâbîler yavrularıyla birlikte bir kaya kuşuna rastlamışlardı. İçlerinden biri gidip bu sevimli yavruları yuvasından aldı. Bunun üzerine dişi kuş hemen onların etrafında çırpınarak uçmaya başladı. Durumu fark eden Efendimiz:

"Kim yavrularını alarak bu hayvancağıza eziyet etti? Hemen onları yuvasına geri koysun!.." diyerek ilgili kişiyi uyardı.

Rahmet Peygamberi, bu yanlış davranışa izin vermemiş ve bir anne kuşun bu şekilde rencide edilmesinden rahatsız olmuştu.

ZEVK İÇİN AVLANANLARA UYARISI

Zevk için avlanıp sonra hayvanı bir kenara atmayı "haram" olarak nitelendiren Şefkat Peygamberi'nin şu uyarısı ne kadar anlamlıdır!..:

"Haksız yere bir serçeyi veya daha küçük bir hayvanı öldüren insandan Allah bunun hesabını mutlaka soracaktır."

Mânevî torunu sayılan Üsâme b. Zeyd'e yaptığı tavsiyede de aynı hassasiyeti görmekteyiz:

"Üsâme! Senin sorumluluğunda olan hayvanlar konusunda aman dikkatli ol! Yoksa kıyamet gününde onlar tarafından Allah'a şikâyet edilirsin…"

Şefkat Peygamberi Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimize bazen cennet ve cehennemden manzaralar gösteriliyor, O da bunları ashâbıyla paylaşıyordu. Yine böyle zamanlardan biriydi. Yüce Resûl (sav) kendisine cehennemin gösterildiğini ifade ederek şöyle devam etti sözlerine:

"Bir kedinin, bir kadını sürekli tırmaladığını gördüm. Sebebini sorunca bana denildi ki, o kadın bu kediyi bir odaya hapsetti ve açlıktan ölünceye kadar salıvermedi. Ona yiyecek vermediği gibi, yiyecek bulmasına da izin vermedi. Bu sebeple cehennemlik oldu ve burada azap görüyor…"

Böylesi bir kötülüğe karşılık cehennemde ceza çekildiğini ifade ederken, hayvanlara gösterilecek şefkatin, yapılacak iyiliğin Allah katında karşılıksız kalmayacağını da ifade ediyordu Resûl-i Kibriyâ (sav) Efendimiz... Bir defasında,

"Ey Allah'ın Resûlü!... Hayvanlara yapılan iyilikler için bize bir sevap var mıdır?" diye sorulunca, şöyle cevap verdi Şefkat Peygamberi:

"Herhangi bir canlıya gösterdiğiniz alâka ve yaptığınız iyilik için mutlaka size sevap ve mükâfat vardır…"

İÇİRDİĞİ SUDAN DOLAYI CENNETLİK OLAN KİŞİ

Hadis kaynaklarının birçoğunda Allah'ın rahmetinin genişliğinden, merhametinin yüceliğinden bahsedilen bölümlerde, yaratılmışlara gösterilen şefkatin, insana Allah'ın affı ve rızası olarak geri döneceğinden söz edilir. Hemen hepsinde yer alan ve Sevgili Peygamberimizin eşsiz güzellikteki anlatımıyla hafızalarımızda yer eden bir hadiseyi burada paylaşmak istiyorum sizlerle… Şefkat Peygamberi (sav) Efendimiz şöyle anlatıyor:

"Seyahat etmekte olan bir kişi, çok susayınca bir kuyuya rastgeldi ve kuyuya inerek susuzluğunu giderdi. Yukarı çıkınca susuzluktan dolayı diliyle toprağı yalayan bir köpek gördü ve "bu köpek de benim gibi susamış" diyerek tekrar kuyuya indi, ayakkabısına su doldurarak yukarı çıktı ve suyu köpeğe içirdi. Allah Teâlâ, bu davranışından dolayı o kulundan razı oldu ve onu cennetlik kıldı."

Aziz okuyucum,

Hayvanlara şefkatle muamele konusunda Sevgili Peygamberimiz öylesine hassastır ki, sırf onlara acı vermeleri ihtimaline karşı, hayvan sağan kimselerin tırnaklarına özenle dikkat etmelerini ve mutlaka tırnaklarını muntazaman kesmelerini emretmişti… Öte yandan yavrusunun da yeterince beslenebilmesi için hayvanın sütünün tamamen sağılmaması hususunda uyarılarda bulunmuş ve bir defasında keçisini sağmakta olan bir adama rastlayınca,

"Aman, yavrusu için de süt bırak" diye tembihlemişti…

SAHİBİNDEN ŞİKÂYET EDEN DEVE…

Şefkat Peygamberi (sav) Efendimiz, günlerden birinde bir bahçeden geçerken, inleyen ve gözlerinden yaş döken bir deve gördü. Peygamberimize doğru yönelen deve yanına sokularak sanki ona bir şeyler söyler gibiydi… Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimiz onun başını okşadı ve bir çocuk gibi onu teskin etmeye çalıştı… Sonra devenin sahibine dönerek şöyle dedi:

"Bu hayvana yaptığın muameleden dolayı Allah'tan korkmaz mısın? Bak senden şikâyet ediyor. Onu aç bırakıyor ve haddinden fazla yoruyormuşsun…"

Bir başka gün rast geldiği bir deveyi, açlıktan karnı sırtına yapışmış bir halde görünce dayanamamış ve şu uyarıda bulunmuştu:

"Bu dilsiz hayvanların haklarını verme hususunda Allah'tan korkun…"

Anlaşılan o ki, insanlar içinde hayvanların haklarına karşı duyarlı olmak her zaman her kişinin kârı değil. Günümüzde de gördüğümüz acı gerçekler, yaşanan hayatta bu hassasiyete sahip olan kişilerin ancak "er kişiler" olduğu yönünde… Sözgelimi insanlar, herhangi bir olumsuz gelişme karşısında etrafında mevcut olan şeylere laf söyleme ve hatta lânet etme za'fiyetine düşmekteler çoğu zaman… Özellikle Anadolu'nun kırsal kesimlerinde zaman zaman lânet okunur, acımasızca dövülür bu dilsiz varlıklar… Halbuki şimdi aktaracağımız bir hadise ile onlara lânet okuma hakkımızın olmadığını ve bu davranışımızın, Peygamberimiz tarafından kesinlikle kabul edilemeyeceğini ortaya koymaktadır.

HAYVANLARA LANET OKUNMAZ!..

Bir seyahat esnasında, Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz, huysuzluğunu bahane ederek devesine lânet okuyan bir kadının söylediklerini işitti. Bunun üzerine derhal kadının deveden inmesini, eşyalarının da indirilmesini ve devenin de bir daha insanların hizmetinde kullanılmamak üzere salıverilmesini emretti…

Böylece Yüce Resûl, hem o kadına hem de sonradan gelecek ümmetine çok önemli bir ders vermiş oluyordu. Kanaatimizce bu dersten alacağımız mesajı şudur:

Allah Teâla tarafından insanların hizmetine tahsis edilen bu dilsiz varlıklar, bizim dilimizden çıkacak sorumsuzca ifadelerin muhatabı olamazlar! Onlar, bizim hizmetimize tahsis edilen görevlilerdir; ve onlara karşı saygısızlık, bu görevle onları görevlendiren Zât-ı Zü'l-Celâl'e karşı saygısızlık etmek demektir…

Konuya son verirken Türkiye Cumhuriyetinin ilk "Devlet Başkanı" olarak seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızın ele alacağı ilk konulardan birinin "Hayvan Hakları" başlığını taşıdığını öğrenmiş olmanın heyecanını yaşadığımızı ifade etmeliyim. Bu dilsiz varlıkların haklarıyla ilgilenmek ve derdiyle dertlenmek her bir vicdan sahibinin, her bir müminin mukaddes bir vazifesidir kanaatindeyiz. Son sözümüz, Sevgili Peygamberimizin bir hadis-i şerifi olsun: "Siz yeryüzünde yaşayanlara şefkat ve merhamet gösteriniz ki, size de şefkat ve merhamet edilsin."

Sağlıcakla kalınız efendim…

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN