Arama

Hüznün görkemli sunumu: Çocuk ve Balıkçıl

Japon anime ustası Hayao Miyazaki, on yılın ardından "Çocuk ve Balıkçıl" filmiyle tekrar izleyicisiyle buluştu. Son filmi olarak nitelense de henüz bu bilginin doğruluğu kesin değil. Yani Miyazaki yine sahalarda diyebiliriz. Uzun bir sürenin ardından bizi, hüznün görebileceğimiz en görkemli şekliye karşıladı. Kendi hayatından da izler barındıran Çocuk ve Balıkçıl; ölümün, başlangıcın, yasın, gücün, dik duruşun anlatısını izleyiciye sunuyor.

Hüznün görkemli sunumu: Çocuk ve Balıkçıl
Yayınlanma Tarihi: 27.10.2023 14:48:40 Güncelleme Tarihi: 27.10.2023 18:38

◾ Japon kültürünün çok katmanlı hayal gücünü yansıtan animeler, kendine özgü çizim tekniklerinden oluşur ve ciddi bir hayran kitlesi vardır. Anime dendiği zaman ise akla belli başlı isimler gelir. Bu isimlerden biri de Hayao Miyazaki'dir. (Her ne kadar kendisi filmlerinin anime olarak adlandırılmasını istemese de...)

Miyazaki yaklaşık 10 yılın ardından yeni bir yapımla izleyecisini karşıladı. Müjdesini 2019 yılında vermişti. Kimi yorumlarda son filmi, emeklilik filmi gibi ifadeler yer alsa da henüz net bir "bu son filmim" açıklamasını göremedik. Rüzgar Yükseliyor filminden sonra böyle bir açıklaması vardı ancak ardından bir kısa film ile gördük kendisini, şimdi de Çocuk ve Balıkçıl filmiyle tekrar bizlerle...

◾ Yılın en çok beklenen animasyon filmi "Çocuk ve Balıkçıl" Türkiye'de bugün vizyona giriyor. Bu filmi ilginç kılan detaylardan biri, ilk kez filme dair öncesinde bilgi verilmemesi oldu. Herhangi bir fragmanı, görseli vs. yayınlanmadan 14 Temmuz'da Japonya'da gösterime girdi. Ülkemizde de festival yapımlarının sergilendiği zaman diliminde izleyici ile buluştu. Bugün ise Türkiye'de vizyonda.

◾ Öncelikle filmde ilk göreceğiniz şey klasik bir Miyazaki görselliği olacak. Hikayesiyle, çizimleriyle, karakter tasarımlarıyla, doğasıyla, annesiyle, çocuğuyla 10 yılın ardından tam bir klasik olarak karşımızda... Studio Ghibli yapımı filmin tamamlanma süreci 7 yılı buldu. 60 kişilik bir animasyon ekibiyle yola çıkılan sürecin kolay olmadığını elbette biliyoruz. (Bu arada Totoro filminde 8 animasyoncu ekip ile çalışılmıştı.) Her bir sahne elle çizildi, bir dakikalık animasyonun hazırlanma süreci yaklaşık bir ay sürüyorsa gerisini siz düşünün. Bunun bir göstergesi olarak da emeğin filmdeki karşılığını çok net görebiliyorsunuz. Film gösterime girmeden önce dediğimiz gibi herhangi bir detay verilmemişti. Gösterimden sonra içeriğe ve yapım sürecine dair bilgiler geldi. 2019'da yapıma başlanan ve Genzaburo Yoshino'nun How Do You Live? isimli romanından (filmde küçük bir detay şeklinde görünüyor) uyarlanan filmde, Miyazaki'nin kendine has karakter tasarımları özgünlüğünü koruyor. Seslerin ve müziğin de yine aynı ahenk içinde sunulduğu yapımda, Miyazaki'nin hayatına dair detaylar da görülebiliyor. Otobiyografik bir film yorumu yapmak mümkün... Doğa dilini kullanışı, seslerin sunumu (hışırtı, tıkırtı, gıcırtı her şey inanılmaz güzel) çok iyi...

Filmin konusu; 2. Dünya Savaşı sırasında bombalanma nedeniyle yanan bir hastanede annesini kaybeden, babasıyla başka bir yerde yaşama tutunurken diğer taraftan yasını yaşayan ve büyürken yaşadıklarını anlamlandırmak için çabalayan küçük bir çocuğun Mahito Maki'nin, hikayesini ele alıyor. Hikayemizde bir de yardımcı figür olarak gri balıkçıl yer alıyor. Filmin ilk sahnelerinden itibaren Mahito'nun gideceği yolu çiziyor. Mahito'nun, annesini kaybettikten sonra, yaşamdaki anlam arayışı ve hüzün gibi kavramları keşfedişini izliyoruz. Mahito, gri balıkçıl kuşu ile hikayenin derinine iniyor. Miyazaki'nin hayatından da kesitlerin görülebildiği bu film (kendisi de annesini küçük bir yaşta kaybediyor) görsel olarak da bir şölen havasında... Filmin ilk yarısı durgun ikinci yarısı daha aksiyon dolu geçiyor. Farklı bir dünyaya geçiş yapıyorlar.

◾ Studio Ghibli yapımı filmde Miyazaki, kendi çocukluğu ve gençliğinden ilhamlar barındırmış. Anime severler ya da Miyazaki hayranlarının çoğu bilir, filmlerinin özünde 2. Dünya Savaşı, çocuk, güçlü anne/kadın figürü gibi detaylar vardır. Bu filmde de klasik bir Miyazaki hikayesi ve tasarımı mevcut. 2. Dünya Savaşı Japonyası'nda geçen filmde küçük Mahito'nun annesinin ölümünü göremiyoruz ama öldüğünü biliyoruz. Asıl hikâye de bu bilgi çerçevesinde ilerliyor. Bu sırada ortaya çıkan gri balıkçıl ile hikâyemiz başlamış oluyor. Balıkçıl, Mahito'yu annesinin ölmediğine inandırmaya -ya da kandırmaya desek daha doğru olur- çalışırken başka bir dünyanın içine çekmeyi başarıyor. Böylece kendisini sihirli bir evrende buluyor, Mahito...

◾ Miyazaki filmleri genel olarak karmaşıktır çünkü kendi kültürüne ait değerleri kendi gözünden hatta çocuk halindeki gözünden anlatmaya çalışır. Miyazaki'de annesinden gelen merak, sorgulama, anlamlandırma, kültürünü devam ettirme yetisi vardır. Bu sebeple çocukken bu öğrenmenin gerçekleşmesi ve devam etmesi için çabalar filmlerinde. Kadın kahramanları ve çocuk kahramanları çok güçlüdür her zaman. Bilgelerle doludur etrafları. Bir röportajında şöyle der: "Çocukların ruhlarının, daha önceki kuşaklardan gelen tarihsel hafızanın mirasçıları olduğuna inanıyorum. Büyüdüklerinde ve gündelik dünyayı deneyimlediklerinde, söz konusu hafıza gittikçe daha da derinlere iner. Ben, işte o seviyeye ulaşan filmler yapmak zorundaymışım gibi hissediyorum".

Teknoloji de çok azdır mesela Miyazaki filmlerinde, hatta oğlu Goro ile ortak çalışması olan 3 boyutlu film (Benim Annem Bir Cadı (Earwig and the Witch) malesef ki istenilen desteği göremedi. Oysa Miyazaki, yönettiği filmin her karesini tek tek el ile çizer ve animasyon ekibi de bu çizimleri detaylandırır. Filmlerine canlılık kazandıran da bu detaydır aslında.

SAVAŞ ORTAMINDA BÜYÜMEYE ÇALIŞAN ÇOCUKLAR

◾ Tabi burada asıl meselenin derinine inmek de gerekebilir. Düşünün; küçük bir yaşta annesini kaybeden bir çocuğun yaşadığı hüznü, korkuyu, kaybetme duygusuyla baş etmeye çalıştığı anları, bu anların içinde bir de büyümeye çalıştığını görmek ve farkına varmak ne kadar da büyük ve yorucu meziyettir. Savaş ortamında büyüyen her çocuğun düşüncelerinde kaybetme ve ölüm korkusu ne yazık ki yer edinmiştir.

Bunu bugün katil İsrail'in 70 yıldır Filistin'e uyguladığı soykırım üzerinden de okuyabiliriz. Sadece İsrail'in değil, katillere çanak tutan Batı'nın da ikiyüzlülüğünden okuyabiliriz. Doğu Türkistan'da yaşanan zulümden okuyabiliriz. Savaş ortamında büyüyen çocukların yüzünde her zaman bir hüzün vardır. Sadece çocuklar değil kadınlar da dahildir bu hüznün içine. Savaş ortamında büyümek demek, her anında mücadaleci her anında tetikte her anında güçlü her anında ölecekmişsin duygusuna sahip olmak demek. Bu zorluğu kelimelerle ifade etmek imkansızın çok ötesinde bir eylemdir. Bu sebeple sinema en büyük etkendir vahşetin görülmesinde ya da maalesef ki görülmemesinde...

◾ Filmimiz üzerinden devam edecek olursak mesele belki daha net anlaşılabilir. Çocuk ve Balıkçıl'da da güçlü bir anne figürü ile zorluklara karşı güçlenmeye çalışan bir çocuk figürümüz var. Yani Miyazaki filmlerinin geneline bakarsanız güçlü ve kurtarıcı figürde her zaman anne karakteri vardır. Her filminde savaş ortamında büyümeye, zorlukların üstesinden gelmeye çalışan küçük bir çocuk vardır. Bu aslında Miyazaki'nin kendisidir. Miyazaki bu filmi belki de gerçekten son filmi olarak tasarladı. Çünkü filmin ruhunda bir şeyleri serbest bırakmış, üzerindeki korkuyu ve hüznü atmış bir çocuğu çok net izleyebiliyoruz. Anne figürünün her zamanki mücadeleci tavrı, dik duruşu ve her zaman çocuğunun arkasında olduğunu gösterişi bu filminde de mevcut. Küçük bir yaşta bunun farkında olan bir çocuk figürü de bahsettiğimiz üzere eğitimin ilk aşamasındaki önemin değerini ortaya koyuyor aslında.

SON VE BAŞLANGICIN UYUMU

◾ Japonya'da destanlara ve inançlara bağlılık seviyesi oldukça yüksektir. Bu sebeple sık sık fantastik unsurlar kullanılır filmlerde. En belirgin kullanıldığı yer de animelerdir. Özellikle Meiji döneminde (1868-1912) bilimkurgu ilk kez kullanılır, 1970-2000 arası dönemde ise Hayao Miyazaki'nin en çok bilinen ve tanınan eserleri gösterime girer. Miyazaki, kendi değerlerine bağlı olan Japonya'nın kültürünü filmlerine taşır. Onun filmlerini bu kültürün derinine inerek anlamak mümkündür. Doğayı ve çevreyi önemsediği için çizimlerinde muhteşem bir evren görürüz her zaman.

◾ Gelenekle harmanlanan kahramanları boldur, savaşı ve özellikle bu savaşların masumları çocukları mutlaka görür Miyazaki. Kısaca kendine has üslubunun devamıdır, Çocuk ve Balıkçıl. İç anlam olarak herkesin kendi payına düşeni çıkaracağı bir film demek doğru olur. Filmde başlangıç ve son bariz olarak ele alınır, bunu özellikle warawara (bana Soul filmini anımsattı biraz, çok tatlı tasarlanmışlar) denilen küçük sevimli yaratıkların yeterli zaman sonrasında uçarak yukarı dünyaya çıkmasından (DNA zincirini görebilirsiniz burada) ve burada insan olarak yaşamalarından anlıyoruz. Yani bir son var ve bir başlangıç var, sonların her zaman yeni başlangıçla nasıl uyumlu olduğunu açık bir şekilde görüyoruz. İmkanınız varsa vaktinizi ayırın mutlaka.

Özge Özkul
ozge.ozkul@fikriyat.com.tr

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN