Arama

  • Anasayfa
  • İslam
  • Yüreğinde güzel sözler biriktiren genç: Ebu Said el-Hudri (RA)

Yüreğinde güzel sözler biriktiren genç: Ebu Said el-Hudri (RA)

Efendimizin (SAV) en yakınında bulunan sahabilerden biri olan Ebu Said el-Hudri (RA), O'ndan (SAV) bin küsür rivayeti yüreğine nakşeder. O'nunla (SAV) ilgili anılar biriktirmeye henüz küçük bir çocukken başlar ve bunu bir ömür boyu sürdürür.

Yüreğinde güzel sözler biriktiren genç: Ebu Said el-Hudri RA
Yayınlanma Tarihi: 10.1.2023 09:51:00 Güncelleme Tarihi: 10.01.2023 10:07

🔷 Küçük bir çocukken başlamıştı O'nunla (SAV) ilgili hatırlar biriktirmeye zihninde. Ölümüne kadar da tüm hayatı bu anıları tazelemekle geçti. O'nunla (SAV) yaşadığı bir olayı diğerine tercih edemezdi. O'nun (SAV) ağzından çıkmış olan her bir kelime değerliydi.

🔷 Bazı sözler vardır kulak onu işittikten sonra kalbe düşer. Orada kendine derin bir yer edinir ve kalp durana kadar o yerini muhafaza eder. İnsanın kalbi kadar, nefesi kadar değerlidir bu kelimeler. Çünkü bunların sahibine insan kendi kalbi kadar değer vermiştir. Ne kadar derindeyse sevgisi, o kadar derunda saklanır bu sözler. Ne uzun yıllar silebilir onları, ne de kıvrılan yollar.

🔷 Öyle sinesinde saklar insan, değerli bir hazine gibi. Sarıp sarmalar bu paha biçilemeyen mücevherleri. Hürmetle mahfazasına koyar, yıllar yılı muhafaza eder. Hatırlamak, tekrar yaşamak, sözünü dilde hayalini gözde canlandırmak istediğinde ise özenle mahfazasından çıkarır, titizlikle her bir kelime yerli yerinde telaffuz edilerek anlatılır. O esnada her bir kelime canlanır, sizinle aynı ortamı solur, siz de onların söylendiği atmosferde nefes alır, aynı anları tekrar tekrar yaşarsınız.

🔷 Peygamberiyle (SAV) yaşadığı anıları paylaşırken, O'nun (SAV) sözlerini aktarırken işte bu duyguları tekrar tekrar yaşardı Ebu Said el Hudri (RA). Bin küsur rivayeti nakşetmişti kalbine. O'nunla ilgili anılar biriktirmeye küçük bir çocukken başlamıştı ve bu bir ömür boyu devam etti. Hep O'nun (SAV) yanında olma gayretindeydi, ağzından çıkan sözleri, verdiği nasihatleri, olaylar karşısında gösterdiği tepkileri ayrıntılara hıfzetti ve başkalarına bildirdi.

🔷 Öyle ki, onun naklettiği bir olayla ilgili kapısını çalanlar karşılarında Ebu Said iki parmağını kaldırır, iki gözünü ve iki kulağını işaret edip, kendisinden gayet emin bir şekilde, "şu iki gözüm görmüş, şu iki kulağım işitmiştir ki" diyerek sözlerini sürdürürdü. Bir heyeti misafir ederken de yanındaydı Peygamberinin (SAV), rüyasını anlatırken de. Haramdan sakındıran sözleri de işitti, son anlarındaki son nasihatlerini de.

🔷 Yağmurlu bir günde mescidin tavanındaki hurma dallarından yağmur suları boşaldığı esnada Peygamberinin (SAV) su içinde nasıl namaz kıldığına da şahitlik etmişti, faziletinden dolayı yatsı namazını geciktirerek eda edişine de. Hatta O'nunla (SAV) birlikte mescitte yatsı namazını kılmak için beklediği bir gece, namazı beklemenin faziletine dair müjdesini işitmişti. Bir başka gün Allah Resulü (SAV), O'na (RA) seslenerek şöyle demişti de nasıl mutlu olmuştu: "Ya Ebu Said, her kim Rab olarak Allah'a, din olarak İslam'a, peygamber olarak Muhammed'e razı olursa o kimseye cennet vaciptir"

🔷 Medineli Müslüman bir ailede dünyaya gelip küçük yaşta dünyaya gelip küçük yaşta Müslüman olan Ebu Said (RA), babasıyla birlikte Uhud Savaşı'na katılmak için Allah Resulü'nün (SAV) huzuruna gelmiş ancak o esnada 13 yaşında olduğu için kendisine izin verilmemişti. Uhud'dan babası şehit olarak döndü. Babasıyla Uhud'a katılmasa da sonraki senelerde tam 12 gazvede bulundu ve her birinde kahramanca mücadele etti. Ebu Said (RA), sadece savaş meydanlarında değil babasından sonra yoklukla da mücadele halindeydi. Ancak Peygamberinin (SAV) tavsiyesine uyarak onu da metanetle yendi.

🔷 Ebu Said'in (RA) Medine'de en çok zaman geçirdiği mekan ise peygamber mescidiydi. Orada, Peygamberinin (SAV) en yakınında ilim meclislerinde bulunmak, suffedeki arkadaşlarıyla birlikte bu halkalarda yer almak Ebu Said (RA) için en güzel şeydi. O'nun (SAV) unutamadığı anılarından pek çoğu buraya aitti. Bir defasında mescitte fakir-muhacir arkadaşlarının bulunduğu halkaya dahil olmuştu. Ancak orada bulunanlar o kadar fakirlerdi ki üzerlerindeki kıyafetleri kendilerini tam olarak örtemediği için birbirlerinin arkasına gizlenmek durumunda kalıyorlardı. İçlerinden biri Kur'an okuyordu. Derken, Allah Resulü (SAV) onlara selam verdi, sonra da halkalarına dahil oldu ve bu fakir insanları müjdeleriyle zengin kılıp gönüllerini ferahlattı. Nasıl da sevinmişti orada bulunan herkes, nasıl da teskin olmuştu yürekleri. O güzel geceyi Ebu Said (RA) nasıl unutabilirdi. Yaşanan o geceyi, gündüzü Allah Resulü (SAV) ile yaşadığı her bir anı, işittiği her bir sözü asla unutmadı. O'nun (RA) ağzından tüm bu yaşananları dinlemek isteyenler yıllar yılı Ebu Said'in (RA) kapısını aşındırdı. Allah Resulü'nün (SAV) bu samimi sahabisi, talabelerini "merhaba Rasulullah'ın (SAV) bize vasiyet ettiği kimseler" diyerek karşılardı. Çünkü mahfazasında sakladığı sözlerden birinde Peygamberi (SAV) ona böyle yapmasını tavsiye etmişti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN