Arama

  • Anasayfa
  • İslam
  • Hane-i saadetin unutulmaz hanımefendisi: Hz. Hatice

Hane-i saadetin unutulmaz hanımefendisi: Hz. Hatice

Peygamber Efendimizin (SAV) sevgili hanımı Hz. Hatice (RA) hak, hukuk kavramlarının tanınmadığı, insanlık değerlerinin hiçe sayıldığı, güç ve itibarın yegane değer olduğu cahiliye karanlığında "tâhire" lakabıyla anılan tertemiz bir insandı. Kadın olmanın zor olduğu, kız çocuğu sahibi olmanın bile aşağılanma vesilesi sayıldığı bir dönemde, seçkin ve başarılı bir hanım tüccar olarak toplumdaki yerini almıştı.

Hane-i saadetin unutulmaz hanımefendisi: Hz. Hatice
Yayınlanma Tarihi: 14.12.2022 09:07:00 Güncelleme Tarihi: 16.12.2022 08:31

◼ Hane-i saadetin unutulmaz hanımefendisi Hz. Hatice (RA), 556 yılında Kureyş kabilesinin önde gelen isimlerinden Huveylid'in kızı olarak Mekke'de dünyaya gelmiş, iki evlilik tecrübesi geçirmiş, dul bir kadındı. Hak, hukuk kavramlarının tanınmadığı, insanlık değerlerini hiçe sayıldığı, güç ve itibarın yegane değer olduğu cahiliye karanlığında "tahira" lakabıyla anılan tertemiz bir insandı.

◼ Kız çocuğu sahibi olmanın aşağılanma vesilesi sayıldığı bir dönemde seçkin ve başarılı bir hanım tüccar olarak toplumdaki saygın yerini aldı. Ayrıca soylu, güzel ve oldukça zengindi. Bu nedenle kabilesinin ileri gelenlerinden evlilik teklifleri alıyor ama hiçbirini kabul etmiyordu. Zira evlenmek için uygun kişiye rastlamamıştı. Ta ki nesiller öncesinde soyları birleşen Hz. Muhammed (SAV) tanıyana kadar.

HZ. HATİCE'NİN PEYGAMBER EFENDİMİZ İLE EVLİLİĞİ

◼ Hz. Hatice, ticari işlerini güvendiği kişilerle ortaklık yaparak devam ettiriyordu. Tavsiye üzerine, ahlakının güzelliği ve güvenilir oluşuyla tanınan Hz. Muhammed (SAV) ile antlaşma yaptı ve O'nu (SAV) kendi mallarıyla ticaret yapmak üzere Şam'a gönderdi. Dönüşünde Efendimizin (SAV) yaptığı karlı ticaretten memnun kalan Hatice, dürüstlüğüne de hayran olmuştu.

◼ Kendisini daha yakından tanıyabilmek için yolculuk süresince hizmetine verdiği *Meysere'ye danıştı. Neticede Hz. Muhammed'in (SAV) söz ve davranışlarıyla üstün meziyetlere sahip bir insan olduğuna kanaat getirdi. Bütün bu özelliklerinden dolayı da O'na (SAV) evlenme teklifinde bulundu ve bu teklifi de kabul gördü. Böylece tam da Yüce Allah'ın ''Temiz kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara lâyıktır" buyuruğundaki gibi ile Mekke'nin "tahira" isimli en seçkin hanımefendisi, kendisi gibi cahiliye döneminin yaygın tüm kötülüklerinden uzak, iffeti, hakkaniyeti ve güvenilirliği ile "Muhammed-ül Emin"in adıyla şöhret bulan Hz. Muhammed (SAV) ile hayatını birleştirdi.

*Meysere: Hz. Hatice'nin kölesidir.

HUZUR DOLU BİR EV

◼ Evlendiklerinde Hz. Hatice 40, Resulullah (SAV) ise 25 yaşlarındaydı. Safa ile Merve tepeleri arasındaki Hz. Hatice'nin evi, sevgi ve saygı temelli, huzurlu, sımsıcak bir yuvanın adresi olumuştu. Bu güzel yuvada 6 çocuk dünyaya geldi. Doğan ilk çocuğa Kasım ismini verdiklerinden Peygamber Efendimiz (SAV), Ebu'l Kasım künyesiyle anılmaya başlamıştı. Ne yazık ki Kasım henüz 2 yaşını doldurmadan vefat etti. Daha sonra Zeynep, Rukiye, Ümmü Gülsüm ve Fatıma şenlendirdi yuvalarını. Allah Resulü'nün (SAV) peygamberlikle görevlendirmesinden sonra dünyaya gelen Tahir ve Tayyip isimleri ile de anılan Abdullah, O da çok fazla yaşamamıştı.

◼ Evlilikleri boyunca Hz. Hatice, Peygamber Efendimizin (SAV) hep yanında oldu. O'na (SAV) inanıyor, güveniyor, güzel huylarını takdir ediyor ve gerçekten çok seviyordu. Ramazan aylarını Hira'da inzivaya çekilerek tefekkürle geçirmeye başladığında da dahi O'nunla (SAV) yakından ilgilendi. Yanına alması için yemeğini hazırlar, dönüşü biraz olsun gecikirse Efendimizin (SAV) güvende olduğundan emin olmak için hizmetkarlarını gönderiyordu.

İLK VAHİY VE HZ. HATİCE'NİN MÜSLÜMAN OLMASI

◼ Hz. Hatice'nin bu hali Peygamber Efendimize (SAV) güven veriyordu. O yüzden ilk vahiy tecrübesini yaşayıp Allah'ın elçisi olma şerefine erdiğinde, bu inanılmaz hadiseyi anlatmak üzere derhal biricik eşinin yanına koştu. Cebrail ile ilk kez karşılaşmanın verdiği heyecan ve korkuyu Hz. Hatice Validemizle paylaşmış, onun sözleriyle sukünet bulmuştu. Zira yaşadıklarına bir anlam veremeyerek, ''Kendimden endişe ettim'' diyen Allah Resulü'ne (SAV), Hz. Hatice'nin cevabı şöyleydi:

''Allah'a yemin ederim ki utandırmaz. Çünkü sen akrabanla ilgilenirsin, işini görmekten aciz olanların yükünü yüklenirsin, yoksula kazanç kapısı sağlarsın, misafiri ağırlarsın, başa gelen her türlü musibette yardım edersin.''

◼ Yaşamının en zor anlarında eşinin dudaklarından dökülen bu sözler, Allah Resulü için (SAV) oldukça manidardı. Hz. Hatice (RA) bununla da yetinmeyerek Resulullah'ı (SAV) Hristiyanlık dinini benimsemiş olan amcasının oğlu Varaka bin Nevfel'e götürdü. Başından geçenleri dinledikten sonra Efendimize (SAV), bütün peygamberlere gelen vahiy meleğinin gelmiş olduğunu haber verdi. Varaka'nın bu sözleri de Resulullah'ı (SAV) bir hayli rahatlatmıştı.

◼ Resulullah'ın (SAV) ilk vahiy tecrübesini paylaştığı Hz. Hatice (RA), O'nun getirdiği dine de ilk inanan kimseydi. Validemiz, Hz Peygamber (SAV) hayatının en zor zamanlarını yaşadığı Mekke döneminde, O'nun en büyük desteği olmuştu.

HÜZÜN YILI: HZ HATİCE'NİN VEFATI

◼ Resulallah (SAV), Safa Tepesinde yakın akrabalarını açıkça İslam dinine davet etmeye başladığı günden beri başına gelmeyen kalmamıştı. Öz amcası Ebu Leheb, O'na inanmamış türlü hakaretleri kendisine reva görmüştü. Şahsına yapılan hakaret ve eziyetlerin yanı sıra, kendisine tâbî olanlara yapılan işkencelere şahit olduğunda, Müslümanların Ebu Talip Mahallesi'nde toplanıp hayattan tecrit edildikleri ambargo yıllarında Hz Peygamber'in (SAV) en büyük yardımcısıydı, Hz. Hatice (RA).

◼ Manevi desteği bir yana bütün servetini O'nun (SAV) ve O'na inananların yolunda harcamıştı. Fakat ne yazık ki Müslümanların refaha erdiğini göremeden hicretten 3 yıl evvel, Ramazan ayının 10. günü vefat etti. Mekke'deki Hacun kabristanına defnedildi.

◼ Allah Resulü (SAV), Hz Hatice (RA) ile 15 yılı peygamberlikten önce, 10 yılı da peygamberlikle görevlendirildikten sonra olmak üzere 25 yıl saadet dolu bir evlilik hayatı sürmüştü. Yaşamı boyunca maddi, manevi en büyük destekçisi olan bu güzide eşini kaybetmek O'na (SAV) o kadar ağır gelmişti ki, Hz. Hatice'nin ardından hayatında önemli bir yeri olan sevgili amcası Ebu Talip de vefat edince bu yıl ''Hüzün yılı'' olarak tarihe geçti.

EFENDİMİZİN (SAV) ÖZLEMİ

◼ Resulullah (SAV), Hz. Hatice (RA) ile evliliği boyunca başka hiç kimseyle evlenmedi, vefatının ardından da onu bir ömür boyu hiç unutmadı. Müslümanların müreffeh bir yaşama kavuştuğu Medine yıllarında Hatice Validemize olan özlemini sıklıkla dile getiriyor, ''Bana, O'nun sevgisi bahşedildi.'' buyuruyordu. Hz. Hatice için dua ediyor, kendisine onu hatırlatan herkese saygı ve ilgi gösteriyordu.

◼ Bir gün kendisini ziyarete gelen Hale'nin sesini, ablası Hz. Hatice'nin (RA) sesine benzeterek heyecanlanmıştı. Bedir Savaşı sonrasında kızı Zeynep'in henüz Müslüman olmayan eşinin fidyesini ödemek üzere gönderdiği gerdanlığı görünce de gözleri yaşlarla dolmuştu. Zira Hz. Hatice (RA) kendisine ait olan bu gerdanlığı kızına düğün hediyesi olarak vermişti.

◼ Hz Hatice'nin (RA) sevdiği ve değer verdiği kimselerle de yakından ilgilenirdi Allah Resulü (SAV). Kendisine gelen hediyelerden onlara da gönderir, şöyle derdi: ''Bunu falan hanıma götürün çünkü o, Hatice'nin arkadaşıydı. Bunu falan hanımın evine götürün, çünkü o Hatice'yi çok severdi.''

◼ Bazen de bir koyun keser, bir kısmını eşinin sevdiği insanlara dağıtırdı. Kendisine gelen Cessama El-müzeniyye lakabıyla anılan ihtiyar hanıma gösterdiği hürmet ve iltifatta, onun Hz Hatice'nin (RA) arkadaşı olmasındandı.

MÜMİNLERİN ANNESİ

◼ Resulullah (SAV), Hz Hatice'den (RA) öyle çok bahsederdi, onu öylesine överdi ki Hz. Aişe Validemiz (RA) kendisini hiç görmemesine rağmen kıskanır, bazen de ''Sanki yeryüzünde Hatice'den başka kadın yok'' diye sitem ederdi. Fakat Hz Peygamberin (SAV) gönlünde Hz. Hatice'nin (RA) bambaşka bir yeri vardı. Çünkü o, Resulallah (SAV) bir insanın hayatını paylaştığı eşinden bekleyebileceği her şeyi en mükemmel halde sunmuştu.

◼ Hz. Peygamber'de (SAV), ona karşı vefakardı. Hz. Hatice'nin kendi hayatındaki rolünü şu kelimelerle özetliyordu: "Yüce Allah bana Hatice'den daha hayırlı bir eş vermemiştir. Bütün insanlar bana inanmazken o bana inandı. Herkes beni yalanlarken o doğruladı. İnsanlar yardımlarını benden esirgediklerinde o bana malıyla destek oldu. Yüce Allah bana başka kadınlardan değil ondan çocuklar ihsan etti."

◼ Yaşamı boyunca pek çok sıkıntıya göğüslemek zorunda kalmış olsa da Hz Hatice (RA), Allah Rasûlü'nün (SAV) ilk hanımı olma bahtiyarlığına erdi. Aynı zamanda müminlerin annesi olma şerefine nail olan ilk kadın olarak Haticet-ül Kübra lakabıyla tarih sayfalarındaki yerini aldı.

Hz Peygamber'e (SAV) olan sevgisi ve desteği, İslam dini uğruna yaptığı hizmet ve fedakarlıklarla örnek bir şahsiyet olan Hz Hatice (RA) Resulullah'ın (SAV) ifadesi ile kendi döneminin en hayırlı kadınıydı. Dahası Yüce Allah kendisine Cebrail ile selam göndermiş ve onu cennette yorgunluğun olmadığı, gürültü patırtıdan uzak, inciden yapılmış bir köşkle müjdelemişti.

◼ Hz Hatice'nin (RA), Allah Resulü (SAV) ile yaşadığı muhabbet dolu aile hayatı, yüzyıllar boyunca Müslümanlar için eşsiz bir örnek oldu. Öyle ki kurulan her yeni ailenin bu ideal yuva gibi olması arzusuyla evlenecek çiftlere yapılan nikah duasında şu cümleler yer aldı. "Allah'ım bu iki insanı birbirine kaynaştır. Tıpkı Hz. Muhammed (SAV) Hatice-ül Kübra (RA) birbirine kaynaştırdığın gibi."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN