FaceApp depoladığı verilerle ne yapıyor?
FaceApp, son günlerde sosyal medyada paylaşılan fotoğraflarla gündeme gelen bir uygulama. Uygulamaya yüz hatlarımızın açıkça göründüğü bir fotoğraf yüklüyor, yaşlandırma efekti uygulanmış halini görüntülüyor ve bu fotoğrafları sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz. Peki, birçok kişi için oldukça eğlenceli görünen bu uygulama gerçekte o kadar masum mu? FaceApp bizden hangi verilerimizi alıyor; depoladığı verilerle ne yapıyor?
Önceki Resimler için Tıklayınız
Yüz tanıma teknolojisi, dünyada birçok devlet ve özel şirket tarafından kullanılıyor. Bazı araştırmacılara göre, kart ve şifrelerin gizli tutulması, suçluların yakalanması ve ülkeye giriş çıkışların denetlenmesi gibi alanlarda hızlı ve güvenilir olması nedeniyle avantaj sağlıyor.
Ancak, bu teknoloji mahremiyetin yok olması nedeniyle benzerlerine sadece filmlerde rastlayabileceğimiz bir distopyanın parçası haline gelebilir.
Dünyaca ünlü teknoloji devlerinin geliştirdiği "kullanıcı odaklı" ve "kullanıcı dostu" görünen bu teknolojilerin en dikkat çekici diğer üyeleri de parmak izi tanıma özelliği ve ses yardımcıları.
Parmak izi okuyucular, kişisel güvenliğin sağlanması amacıyla birçok cihazda yaygın olarak kullanılıyor. 2016 yılında yapılan bir çalışma, özellikle akıllı telefonlarda ve bilgisayarlarda sıkça karşımıza çıkan parmak izi kilidinin güvenli olmadığını gözler önüne sermişti.
Akıllı telefonların kilidini açabilen iki boyutlu parmak izi kopyalarının hazırlandığı yöntemde, parmak izleri taranarak resim formatında kaydediliyor, ardından özel bir kâğıt ve mürekkep kullanılarak basılıyor.
Bu yöntem ile farklı markalara ait birçok akıllı telefonun kilidinin, sahte parmak iziyle açıldığı ortaya çıkmıştı. Akıllı telefonlarda pek çok kişisel verinin kaydedilmesi ve bu telefonların bankacılık işlemlerinde kullanılması gibi sebeplerle akıllı telefonların güvenliği büyük tehlike altında olduğu açıklanmıştı.
Son yıllarda yapay zekâ ile desteklenen akıllı telefonların bir diğer önemli yeniliği ise konuşmalarınızı dikte etme özelliği ve bu konuşmalara karşılık sistemin cevaplar üretmesi. En popüler olanı ise Siri.
İlk olarak Apple'ın kullandığı bu özellik, daha sonra diğer teknoloji devleri tarafından da üretildi ve hızla yaygınlaştı. Uzun süre kullanıldığında, kullanıcıyı anlaması daha da kolaylaşan bu teknoloji, zamanla söylenenleri daha iyi anlıyor, telaffuzu tanıyor ve istenilene daha yakın cevaplar veriyor.
Bu teknoloji, kullanıcı daha sormadan sık kullanılan şeyleri ve ne zaman kullanıldığına dair pratikleri de hafızada tutuyor.
Son yıllarda yapay zekâ alanındaki çalışmaların artması, kayıt altına alınan seslerin kötüye kullanımı (kelimelerdeki hecelerin bölünerek yeni kelime ve cümleler oluşturulabilmesi), bankacılıkta ses ile işlem yapılması, bu teknolojinin sakıncalarını görmeye yetebilir.