Bebekleri anlama kılavuzu olarak beden dili
Yaşamın en anlamı mucizesi bir bebeğin dünyaya gelmesidir belki de… Ömür boyu ilginizi, sevginizi eksik etmeyeceğiniz, sorumlu olduğunuz, sizden koşulsuz sevgi bekleyen bir evlat… Birey, bebeklik çağlarında en zor dönemi yaşatır. Çünkü ağlaması belirsizdir, rahatsız olduğu uyku pozisyonunu bile söyleyemez. Ancak o da kendisine göre bir dile sahiptir. Beden dilini kullanıp her durumlarını anlatabilirler. Yeter ki ebeveynleri anlayabilsin. Sizler için bebeklerin beden dilini, ne anlatmak istediklerini inceledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Aileler, sürekli ses çıkaran bebeklerinin kendileriyle konuştuklarını düşünürler. Ancak gerçekte durum biraz farklıdır. Bebekler, ses tellerini çalıştırmak için sürekli konuşur. Beyinde linguistik becerilerden sorumlu ki kısım vardır; bu alanlardan biri daha ilkel, ötekisi ise daha olgundur. Dr. Brown bu durumu "Bu dönemde bebeğinizin ilkel becerileri tam kapasite çalışmaktadır ve çıkardıkları seslerle yetişkinlerin konuşmalarını bire bir taklit etmeye çalışırlar." şeklinde açıklar.
Bir yaşına geldiğinde ise beynindeki dille ilgili olgun olan öne çıkmaya başlar ve böylelikle kelimeleri nesnelerle eşleştirebilmeye başlar. Bu dönemde her ne kadar "Bir bardak süt lütfen!" diyemese de lengüistik (dilbilimsel) gelişimi açısından ciddi anlamda yol almaya başlamıştır bile. Dr. Brown; "Ağzı kalabalık bebeğinize cevap verin ve ses çıkartarak sözlü iletişim kurmaya çalışmasına destek olun." diyor.
Bebek, yemek esnasında tabağını fırlatıyorsa ebeveyn bunu, bebeğin yemeği beğenmediği olarak düşünür. Eğer bebek bu davranışı esnasında ağzındakileri tükürüp dilini dışarı çıkarmıyorsa (bu iki hareket bebeğin yemeği beğenmediğini gösterir) annesinin yemeğini beğendiğini gösterir. Ancak bebekler meraklıdır. Dr. Brown'a göre bebekler nesneler yere düşünce ne olacağını merak ettiklerinden eşyaları fırlatırlar. Eğer uçan tabaklar görmekten yorulduysanız, bir mendil kutusunu bebeğinize verin ve bırakın bu kutuyu atsın.
Kaşların çatılması, mutsuzluğun ve rahatsızlığın göstergesidir. Bebekler henüz konuşamazken sıkıntılarını kaşlarını çatarak ifade ederler. Küçük bebeklerde kaşlar çatıldığı zaman, bakım veren kişinin önce bebeğin fiziksel bir rahatsızlığının olup olmadığına bakması (gaz şikâyeti, bez değişimi, açlık, üşüme, terleme gibi) gerekir. Yaş büyüdükçe kaşların çatılması, öfkenin ve isteklerinin yerine gelmemesinden ötürü duyduğu olumsuz duygulara işaret eder. Öfkelenen çocukla konuşulmalıdır. Öfkesinin hafife alınmadığı belli edilmelidir. Fakat sırf öfkesi sakinleşsin diye her istediği yerine getirilmemelidir. Bu durum sınır koymakta zorlanan anne-baba tutumlarına davetiye çıkarır.