Osmanlı ekonomisinin can damarı; esnaf
Osmanlı dönemindeki esnaflar, bulunduğu mahalleyi kendi mahallesi gibi benimseyerek halk ile adeta bir aile bağı kurardı. Peki, Osmanlı'da esnaf olmanın şartları nelerdi? Osmanlı'da esnaf ve zanaatkarların kurduğu dayanışma örgütlerine ne denir? Osmanlı'daki günlük hayatı gösteren fotoğraflarının yanında, Osmanlı'nın son yılları ile Cumhuriyet'in ilk çeyreği arasındaki döneme dair birçok yazışma, fotoğraf ve belge erişime açıldı. Osmanlıca, Arapça, İngilizce, Fransızca ve Farsça dillerindeki belgelerde, Sultan Abdülhamid ve Enver Paşa'nın mektupları ve önemli isimlere ait hatıratlar yer alıyor. Sizler için Osmanlı'nın günlük hayatına dair hiç görmediğiniz fotoğraflarını derledik.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Osmanlı'da esnaf olmak öyle kolay değildi. İşini yarım yamalak yapanlar esnaf loncalarına kayıt yaptıramaz, dolayısıyla hiçbir yerde dükkân açamazdı. Öncelikle işin ehli olmak lâzımdı. Ayrıca da esnafta dürüstlük, güvenilirlik, dinine bağlılık, mertlik ve saygı aranırdı.
Bir mesleğin icrası için bir ustanın yanında senelerce hizmet ederek sanatın "esrarını" öğrenmiş olmanın yanında çıraklık müddeti bitmesi gerekirdi. Çıraklık süresi bittikten sonra da işe ehliyetini ispat eden bir eser hazırlamış bulunmak gerekirdi. Bundan sonra da esnaf olacak kişin cemiyetin tekkesinde yapılan dinî bir merasim ile beline Peştimaî kuşandırılırdı.
Bunlar dışında boş bir dükkân (bir gedik) bulmak için beklemek, esnaf cemiyetine bir para vermek ve arkadaşlarına bir ziyafet çekmek te usta olmak için ekseriya aranılan şartlardandı. Bu suretle aynı meslekte çalışanların adedini sıkı bir şekilde tahdid etmek ve mesleğe mensup herkese her zaman kâfi derecede iş temin etmek istenilmişti. Bu şekilde yetiştirilmiş olmayan ve hariçten gelip aralarına karışmak isteyenlere "ecnebi" ve "ham dest" ismini takarlardı.
Esnaf cemiyetleri sosyal birtakım görevleri de bulunurdu. Bunlar; ihtiyaç sahiplerine yardım ve sermaye tedarik etmek, arkadaşlarının cenaze merasimlerini tertip etmek, dul ve yetimlerini korumak, müştereken vermeğe mecbur oldukları vergileri toplamak hususunda yardımlaşmaktı.
Diğer zümrelerin rekabetine ve devrin asayiş ve emniyet noksanlarına karşı kendi imtiyaz ve inhisarlarını koruyabilmek ihtiyacı da aralarında tesanüt esâsına dayanan sıkı bir meslek ve zümre inzibatı muhafaza etmelerine sebep olmakta idi. Meslek zümrelerinden her birinin zaviyeleri bulunurdu. Bu zaviyeler, dinî merasim ve ziyafetler, esnaf cemiyetleri mensupları arasında buyruk tutmak ve esnaf arasındaki mertebeler silsilesine riayetkar kalmak ruhunu ve tesanüt duygularını kuvvetlendirmekte idi.