Kitaplara giydirilen zarafet: Osmanlı'da cilt sanatı
Arapça "deri" manasına gelen "cilt" , tarih boyunca kitapları koruyan ve iç güzelliğini yansıtan bir örtü olmanın yanında, mücellitlerin elinde en güzel şekilde işlenen bir sanat eseri haline dönüştü. Türklerin İslam'a geçmesiyle birlikte daha da gelişen cilt sanatı, en mükemmel çağını Osmanlı döneminde yaşadı. İşte Osmanlı'da asırlar boyunca farklılık gösteren, kitaba verilen önemin en canlı örneği cilt sanatı hakkında ayrıntılar...
Önceki Resimler için Tıklayınız
18. asırda aradaki duraklama devrinden sonra yine klasik devrin güzel örneklerine dönülmüş ve III. Ahmed zamanında (1703-1730), özellikle Sadrazam Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa'nın teşvik ve desteğiyle çok güzel eserler meydana getirilmişti. Bu dönemde klasik üslubun yanı sıra başka teknik ve üslûplarda da ciltler yapılıyordu. Lake ciltler. 16. yüzyılda bazı güzel örnekleri görülen ve 17. yüzyılda diğer cilt türleri gibi duraklama dönemi geçiren lake ciltler, 18. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bol ve çeşitli örnekleriyle tekrar ortaya çıkmıştı.
18. yüzyılda ciltlere şükûfe üslubunda çiçek motifleri hâkimdi. Lake ve gerçekçi motiflerle bezeli ciltler ile yekşah ciltler yaygınlaşmıştı. Klasik gül, karanfil, lale, nar çiçeği motiflerine haşhaş, nilüfer, sümbül çiçekleriyle buketler eklenir.Bu cildin en büyük ustasının Ali Üsküdârî olduğu kabul edilir.
19. ve 20 yüzyılda klasik tarz deri kapak yapımı çok kötü örneklerle devam ederken 18. yüzyılın yekşah ve barok-rokoko ciltleri daha fazla rağbet görmüştü. 19. yüzyıl ciltlerinde görülen, Barok ve Rokoko etkisi, Türk cildinde eski özelliklerin yitirilmesine neden olmuştu. Bu yeni usullerin klasik üslûpla aralarındaki bağı tamamen kopardığı son devir Türk ciltleri için herhangi bir üslûp ve mektepten söz etmek mümkün değildi. Cilt kapaklarındaki süslemeler bazan eski Türk motifleriyle yapılmış, çoğunlukla da Alman ve Fransız ciltlerinin etkisinde kalınmıştı. Bu son dönemde çok defa büyük preslerle modern aletler kullanılarak yapılan ciltlerde şu çeşitler görülmektedir: Deri aplike, deri röliyef, lake, yarım deri-cilt bezi, yarım deri-ebrulu veya batikli, sunî deri, kâğıt kaplı.
Günümüzde ciltçilik sanatı hâlâ geleneksel yöntemlerle sürdürülmekle birlikte teknolojinin gelişmesiyle seri üretim ciltler de yapılmaktadır.