Eşyalar Osmanlı motifine nasıl yansıdı?
Mimari bir yapıyı incelediğinizde, kullanılan malzemesinden, tarzından, detaylarından hangi döneme ait olduğunu, hangi devri temsil ettiğini, milliyetini, hatta ustasını bile tayin edebilmek mümkün. Bir pencere detayından o yapının gotik olduğunu, giriş kapısı detayından barok üslubunun izlerini yansıttığını anlayabilir, belki de sadece cumbalarına bakarak eserin klasik sanat anlayışıyla inşa edildiğini tespit edebiliriz. Sizler için Osmanlı döneminde sepet, vazo, sehpa gibi eşyaların motiflere nasıl işlendiğini araştırdık.
Önceki Resimler için Tıklayınız
Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma döneminde gelişen, yenilenen devlet teşkilatının yanı sıra en büyük değişim sanat dalında olmuştur. Geç dönem eklektik diye adlandırdığımız sanatın motifleri sanatımıza bu süreçte girmiştir. Klasik dönemin bitkisel ve hayvansal motiflerinde hiç kullanmadığımız ya da stilize olarak kullandığımız ip, diğer bir adı ile kordon ve dah kaba hatları ile uygulanmış olan urgan, ayrıca bu materyallerin bitim noktasında kullanılan püsküller, devrin belirleyici motif öğeleri olarak öne çıkmıştır. Bilhassa kalem işi, ahşap oyma, mermer malzemelerde uygulanan ve mihrap içerisinde değerlendirilen perde motifinde bağlayıcı olarak kullanılan bu ip, motifleri bağlayıcı görevi görmektedir. Perdeler, iplerin ucunda püskül ile sonlandırılmıştır.
Klasik dönemin bitkisel ve hayvansal motiflerinde hiç kullanmadığımız ya da stilize olarak kullandığımız ip, diğer bir adı ile kordon ve daha kaba hatları ile uygulanmış olan urgan, ayrıca bu materyallerin bitim noktasında kullanılan püsküller, devrin belirleyici motif öğeleri olarak öne çıkmıştır.
Sepet genellikle saz, kamış veya buna benzer ince dalalrdan örülerek yapılan, yiyecek, eşya ve bazen de canlı taşımakta kullanılan bir tür kaptır. Sepet sözcüğü Türkçeye Farsçadan geçmiştir. Örmeciliğin tarihi, antik çağlara dayanır. Babil mitolojisinde tanrı Marduk, yeryüzünü yaratırken önce denizler üzerine sazlardan ördüğü bir hasırı sermiş, sonra üzerine toprağı serpiştirilmiştir.
Kariye Müzesi'nin ana giriş tonozunda yer alan, günümüze tamamı gelememiş olsa da, mozaik tasvirdeki ziyafet sahnesinde sepet motifi görülmemektedir. 28 Mehmed Çelebi'nin Paris'te yaptığı elçilik sonrasında, İstanbul'a dönüşünde anlattıkları ışığında gelişen Batı kökenli sanat anlayışımızda Avrupa sanatında var olan sepet motifi sıkça kullanılmıştır.