Ege'de ticaretin tarihini değiştiren kazı
Tepecik Höyüğü kazılarında bulunan ve o dönemde alet yapımında kullanılan obsidyenler, Ege adaları ile Türkiye kıyıları arasındaki ticaretin tarihinin 7 bin 500 yıl öncesine uzandığını ortaya koydu.
Önceki Resimler için Tıklayınız
"TROYA'DAN SONRA İKİNCİ ÖRNEK"
Giriş kapısını bulmanın çok önemli olduğunu vurgulayan Günel, "Bu aynı zamanda yerleşimin de boyutlarını yaklaşık olarak ortaya çıkaracaktır. Burası normal bir çevre duvarı değil. Kulelerle destekli surlar görüyoruz. Kenti çevreleyen savunma sisteminin çok geniş alana yayıldığını görüyoruz. Bunlar önemli ipuçları. Batı Anadolu'da şimdiye kadar bu şekilde Troya'da savunma sistemini biliyorduk. İkinci örnek de Tepecik'te. Görkemli bir savunma sistemi..." ifadelerini kullandı.
Buldukları obsidyenden yapılmış aletlerin Ege'de canlı bir ticaretin bulunduğunu ortaya koyduğunu bildiren Günel, şöyle konuştu:
"Kanada'da McMaster Üniversitesine 400 parça yolladık, tek tek analiz edildi. Burada yapılan araştırma sonucu taşların önemli grubunun Milos obsidyeni olduğu yani Milos Adası'ndan buraya getirilip üretildiğini gösterdi. Bu höyüğün kendi içinde kapalı bir yerleşim yeri değil. Ege Denizi'nde adalarla, Yunanistan ve Orta Anadolu ile çok sıkı ilişkileri olduğunu anlıyoruz. Bunu özellikle obsidyen taş aletler açıkça ortaya koymuştur. Bulgular bize milattan önce 5 bin 500'lerden itibaren değiş tokuşa dayalı bir ticaretin olduğunu gösteriyor. Bu bizim için çok önemli bir sonuç."