Arama

Şehitlik mertebesi hakkında ayet ve hadisler

Millet iradesinin hiçe sayıldığı o menfur gecede Türk milleti, darbeye yeltenenleri püskürterek şanlı bir destan yazdı. Gözünü kırpmadan vatanı için her şeyini feda etti. Allah katındaki en yüksek mertebe olan şehitlik vasfına erişti. Korkusuzca vatanı savunan 251 şehidimizi, hain darbe girişiminin üçüncü yılında rahmetle anıyoruz.

Sözlükte "bir şeyin mahiyetine vâkıf olmak, onu bilmek, sözle ifade etmek" anlamındaki şehâdet kökünden türeyen şehîd "kesin olarak bilen, bildiğini haber verme konusunda güvenilen kimse" demektir. Bu kelime Allah'a nisbet edildiğinde "her şeyi gözetlemiş gibi bilen, hiçbir şey ilminden gizli kalmayan" manasına gelir.

Gazali de asıl anlamı "bilen" olan şehîd ile muhteva yakınlığı içinde bulunan diğer ilâhî isimlerin özelliklerini şöyle belirtmiştir: "İlim kavramı kayıtsız olarak düşünüldüğünde alim ismi, bâtıni hususlara nisbet edildiğinde habîr, zâhirî konulara izâfe edildiğinde ise şehîd isimleri kullanılır."

  • 3
  • 12
KUR'AN'DA ŞEHİT VE ŞEHİTLİK
KUR’AN’DA ŞEHİT VE ŞEHİTLİK

" Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz." - Bakara Suresi - 154. ayet

Kur'ân-ı Kerîm'de Allah yolunda öldürülenlerin ölü değil diri oldukları anlatılır. Hz. Peygamber Allah yanında öldürülenler yanında şehitlik kabul edilen birtakım ölümlere daha yer verir. Şehitlik Allah katında çok yüksek bir mertebedir. Bu mertebeye nail olanlar, gıpta edilecek birçok nimete erecektir. Ayrıca dünya hayatında onlara uygulanacak bazı fıkhî hükümler de vardır. Diğer taraftan kimin gerçek manada şehit olduğu, onun niyetine bağlıdır ve bu niyet ancak Allah tarafından bilinebilir. Bu bakımdan dünyada şehit muamelesi görenlerin bir kısmı Allah tarafından şehit olarak kabul edilmeyebilir. Yine dünyada şehit muamelesi görmeyen bazı insanlar da Allah tarafından şehit kabul edilebilir.

Allah yolunda canını feda ederek şehitlik mertebesini kazanan kimseleri ifade etmek üzere üç âyette (en-Nisâ 4/69; ez-Zümer 39/69; el-Hadîd 57/19) şüheda yer almakla birlikte kelimenin tekilinin bu manada kullanıldığına rastlanmaz. Ancak Bikāî, Nisâ suresinin 72. ayetinde geçen şehid kelimesinin bu anlamda yorumlanabileceği kanaatindedir.

Birçok ayette şehitliğin önemine ve Allah katındaki değerine dikkat çekilmiştir. Mesela, "Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Zira onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz" (el-Bakara 2/154); "Sakın Allah yolunda öldürülenlerin ölü olduklarını sanma! Onlar diridir ve rableri katında rızıklara mazhar olmaktadır" (Âl-i İmrân 3/169); "Allah yolunda öldürülenlere gelince Allah onların amellerini zayi etmez (…) Allah onları kendilerine tanıtmış olduğu cennete koyacaktır." (Muhammed 47/4-6) mealindeki ayetlerde bu husus vurgulandığı gibi bazı ayetlerde şehidlerin Allah katındaki derecesinin peygamberler ve sıddıklardan sonra geldiği ifade edilmiştir.

  • 6
  • 12
HADİSLERDE ŞEHİT VE ŞEHİTLİK
HADİSLERDE ŞEHİT VE ŞEHİTLİK

Bir seferinde Hz. Peygamberin "Siz kimi şehit sayıyorsunuz?" sorusuna sahabenin "Allah yolunda öldürülenler şehittir." diye cevap vermeleri, onların da şehitliği bu dar manada anladıklarını veya kelimenin önceleri böyle anlaşıldığını göstermektedir. Hz. Peygamber, aldığı bu cevap üzerine şehit kelimesinin kapsamının daha geniş olduğunu belirtip "Kim Allah yolunda öldürülürse şehittir. Kim Allah yolunda ölürse şehittir. Kim tâûn (vebâ, bulaşıcı hastalık) sebebiyle ölürse şehittir. Kim karın (hastalığı) sebebiyle ölürse şehittir." demiştir.

Ebû Hüreyre'den nakledildiğine göre, Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Canım elinde bulunan Allah'a yemin ederim, istedim ki Allah yolunda savaşıp öldürüleyim sonra diriltileyim, sonra öldürülüp tekrar diriltileyim, sonra öldürülüp tekrar diriltileyim, daha sonra tekrar öldürüleyim ve diriltileyim!" ( Buhârî, Temennî, 1)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN