Arama

Prof. Uğur Derman
Haziran 21, 2017
Hat san’atında kullanılan âlet ve malzemeler -1
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Her san'atın icrâsında gereken âletler, sâdece sağlamlığı ve kullanılabilirliği ile dikkat çekerler. Hat san'atı için lüzûmlu âletlerin bâzıları ise bu vasıflarından başka, Osmanlı devrinde ayrı meslek dalları oluşturacak kadar ince el mehâretiyle hazırlandıklarından müzelik kıymet taşımaktadır.

KALEM

Hem mûsıkî âleti (ney), hem de kalem olarak kullanılan kamış, bu kudretiyle İslâm ve Doğu âleminin esrarlı havasını aksettiren belki yegâne âlettir. Sıcak ülkelerin nehir ve göl kenarlarındaki sazlıklardan alınan kamış, koparıldığı hâliyle kalem olma vasfından uzaktır. Sarımsı beyaz renkli olan bu kamışlar kurumaları için, uzvî sıcaklığı dâima muhafaza eden -yüzünüze güller- at gübresi içine gömülür; burada yavaş yavaş suyunu kaybedip sertlik kazanırlar ve cinsine göre, kırmızımsı kahve veya açık, yahut koyu kahverengine, hatta siyaha dönerler.

Muhtelif kamış kalemler, cava kalemi ve celî yazılar için tahta (ağaç) kalemler.

Kalem açılıp da kullanılmağa başlandıktan sonra, kâğıda temas eden ağız kısmı zamanla bozularak yeniden açılmak îcâb eder. Ancak, mushaf gibi yazılması vakit alan kitaplarda bunun mahzuru vardır. Kalem yeniden açılırken, ağzının genişliği kıl kadar farklı olsa, bu, hele nesih gibi ince yazılarda büyük bir estetik kusur teşkîl eder. Böyle uzun metinleri bozmadan ince hat ile yazmak için Endonezya'nın Cava adasında yetişen bir sıcak bölge ağacının yaprak diplerindeki siyah renkli sert, düzgün ve ince uzantılar, işte bu maksadla kullanılır ve cava kalemi adıyla bilinir, bunun ağzı kolay aşınmaz. Hattâ bu kalemi bir kere açıp bütün bir mushafı onunla yazabilenler vardır.

Yazının kalınlığı arttıkça -kalemin ağzını da ona göre açabilmek için- kalın kamışlardan (buna kargı kalem denilir) veya sert bambu kamışlarından faydalanılır. Ancak, celî yazıları yazmağa bunlar da kâfî gelmez. O zaman tahtadan istenilen büyüklükte yapılan, ağaç kalem veya tahta kalem adıyla anılan kalemler kullanılır.

Çok iri celî yazıları yazabilecek kalemi, insan eli, nisbetine uyarak kullanmaktan âcizdir, zâten bu hâlde mürekkebin akıntısını sağlamak da mümkün olmaz. Böyle yazılar, karelere bölünme yoluyla küçükten büyütülerek hazırlanır ve buna satranç usûlü veya terbî' denilir.

Yazıların kareleme (terbî') usûlüyle büyütülmesi

Meselâ Ayasofya Câmii'nin içindeki celî sülüs levhalar bu şekilde hazırlanmıştır.

Ayasofya Câmii'ndeki Kadıasker Mustafa İzzet Efendi'ye âit levhalardan biri

Kamış kalem, açmak için sol elin içine yatırılıp orta boşluğu ve cidârı bâdem biçiminde görünene kadar, yukardan aşağıya meyilli olarak kalemtıraşla, yontulur.

Kamış kalemin yontulması.

Dil gibi uzadığı için kalem dili denilen bu yassı kısmın iki kenarı, kalem ağzının ne kadar genişlikte olması isteniyorsa, ona göre alınır.

Kalemin ağız kısmının bir kaç santimetre çatlatılarak iki yakaya ayrılmasıyla hâsıl olan ve ince bir hazne vazîfesi gören bu çatlağa mürekkep dolarak, yazarken devamlı bir şekilde kâğıda akması sağlanır.

Kalemin ağzının eğri olarak kesilip düzeltilmesi (katt edilmesi) makta üzerinde yapılır. Kullanıldıkça kalemin ağzı bozulacağı için harfler pürüzlü şekilde çıkmağa başlar. Bu takdirde yeniden makta üstünde kalemtıraşla düzeltilir. Kalemin ağzı eğri kesilmekle, aynı zamanda elde tabiî duruş şekli olan yazandan tarafa yatıklık da sağlanır.

Kamış kalemin kattedilmesi.

Kalemi, ağzındaki eğrilik kâğıda tamamiyle intibāk edecek şekilde tutup da, yukardan aşağı dik olarak hareket ettirmekle ince, sağdan sola yürütmekle kalın harf kısımları yazılır.

Hattat Hâmit Aytaç'ın (1891-1982) yazarken kalemini kullanması

Ayrıca, san'atın inceliği olarak, bâzan kalemin elde döndürülmesi de îcâb eder. Harflerin ölçüleri nokta ile tesbît edildiği, nokta da kalemin ağız genişliğine bağlı olduğu için, kalem hat san'atında estetiği sağlayan en mühim unsurdur.

Kalemler, bâzan divit adıyla anılan yandan hokkalı kalem mahfazalarında, bâzan da kalemdan denilen, silindir yahut sandık biçimi, sâde veya san'atlı kutular içinde saklanır.

Kalemdan ve divitin beraber görünüşü

Kalemdanın silindir biçiminde olanlarının adı da kuburdur.

Ruganî tarzda işlenmiş iki kuburun ortasında fil dişinden oyulmuş kubur

KALEMTIRAŞ

Kalemtıraş tîg denilen kesici kısım ve kıymetli malzemeden yapılmış sapla bu ikisini birbirine bağlayan parazvanadan meydana gelir. Boyu 10-20 cm arası olur. Kesici kısmın sol kenarında âleti yapan ustanın ismi soğuk damga ile yer alır.

Muhtelif kalemtıraşlar.

Kalemtıraşların daha küçük boylusu da, âharli kâğıt üzerine yazılan yazıların pürüzlerini kazımakta kullanılır ve tashih kalemtıraşı adıyla bilinirler.

MAKTA

Kelimenin aslı mikatta olmakla beraber, galat şekli makta kullanılmaktadır. Bu âlet, 2-3 cm eni, 10-20 cm boyu olan, 2-3 mm kalınlığında fildişi, bağa veya sedeften îmal edilen bir plâkadır.

Muhtelif maktalar

Çünkü bu maddeler kalemtıraşın keskinliğini bozmaz. Hayvan kemiğinden basit maktalar da vardır.

Makta üzerinde, kamış kalemin çapına uygun yivi bulunan küçük bir çıkıntı bırakılmıştır. Makta'nın bir ucuna doğru yer alan bu yive, kalemin sap tarafı sağa sola kaçmaması için tesbît edilir; kalemtıraşın keskin ağzı kalemin boyuna paralel olarak tutulup iç veya dış tarafından kalem çatlatılır, yine yive oturtularak kalemin kattı da tamamlanmış olur. Mâdenî maktalarda da bu işlemlerin yapıldığı bölüm, kalemtıraşın kesici ağzının bozulmaması için yine fildişinden mâmuldür.

Gelecek hafta, kalan âlet ve malzemeyi tanıtmağa devam edeceğiz…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN