Arama

Prof. Dr. Atilla Arkan
Temmuz 21, 2019
15 Temmuz’dan dersler çıkarabilmek-2

Daha güçlü bir Türkiye geleceği için 15 Temmuz'dan gerekli derslerin çıkarılması, hataların ve eksikliklerin tespit edilmesi ve yeni politikaların üretilip uygulanması önemlidir.[1]

15 Temmuz felaketinden ders çıkarılabilecek önemli hususlardan bir tanesi de din eğitiminin önemidir. Din eğitiminin ihmal edilmesi yıkıcı sonuçlar doğurabilmektedir. Türkiye'de din eğitiminin sorunlarının çözümü toplumsal uzlaşıyı gerektirmektedir. Bu noktada ana muhalefet partisi CHP'ye büyük sorumluluklar düşmektedir. CHP, dünyanın ve Türkiye'nin geldiği "yeni hali" anlayıp buna uygun tavırlar sergilemek durumundadır. CHP elitlerinin din ve yüksek din eğitiminin meselelerine nüfuz etmeleri mesela hızla değişen dünyada din ve dindar olgularının nasıl dönüştüğünü anlamaları gerekir. Dinin farklı sosyal katmanlar için anlamlarını kavramaları entelektüel sorumluluklarıdır. Uzlaşıyla üretilemeyen yapısal çözümler sebebiyle Türkiye nice FETÖ belalarına muhatap olabilir.

Toplumlar için din eğitimi erken çocukluktan yaşlılığa kadar doğal bir ihtiyaçtır. Din eğitiminin her yaşa ve döneme göre veriliş biçiminin farklı özellikleri bulunmaktadır. Erken çocukluk ve ilkokul döneminde duygusal gelişim ve karakter eğitimi önemli iken lise 3 ve 4'de ve din eğitimi veren fakültelerde diğer dinler ve farklı dini anlayışlar hakkında objektif bilgi sunulması önemli hale gelmektedir. Yine bu yaşlarda öğrencilere din üzerinden istismarın yapısal kalıplarını tarihsel tecrübeler üzerinden öğretebilmek önemlidir.

Türkiye'de din eğitiminin ilgili kurumları İlahiyat Fakülteleri, MEB Din Eğitimi Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığıdır. 15 Temmuz'un yaşanmış olması, bu kurumların ne kadar ciddi bir yapılanmaya ihtiyaç duyduklarını açıkça ortaya çıkarmıştır. Özellikle İlahiyat fakültelerinin yüksek din öğretiminin kalitesi ve güncelliği noktasında atması gereken adımlar vardır. Eğitim programlarının güncellenmesi, verilen öğretimin kapsayıcılığı, kuşatıcılığı ve çoğulculuğu bunların başında gelmektedir. Mezunlarının verdiği din hizmetleri ile fakültelerin programları arasındaki uyum önemlidir. Ayrıca yeni açılan İlahiyat fakültelerini de içerecek bir şekilde eğitimin niteliğinin standartlarının belirlenmemiş olması zaaf olarak devam etmektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı ise verilen hizmetlerin kalitesinin arttırılması noktasında çok daha ciddi sorunlarla maluldür ve bu noktada çok fazla adım atılması gerekmektedir. Mesela Başkanlık personeli ülke nüfus dağılımının tam zıttı olarak istihdam edilmiş durumdadır. Yani %70'den fazlası köylerde geri kalanı şehirlerde istihdam edilmektedir. Bu istihdam yapısının oluşturduğu mesleki gelişim körleşmesinin önüne geçebilmek ise daha büyük bir zorluktur. İkinci zorluk alanı, Diyanette verilen dini hizmet, manevi danışmanlık, 4-6 yaş Kur'an Kursu öğreticiliği, yetişkin Kur'an Kursu öğreticiliği, imamlık, vaizlik ve benzerleri gibi çeşitlenmiş hizmetlerin niteliğini yükseltmektir. Her bir hizmetin talep ettiği bilgi ve beceriler de oldukça farklıdır. Bu noktada da ciddi adımlar atılması gerekmektedir.

FETÖ musibeti açısından bakıldığında genel eğitim sisteminde güçlendirilmesi gereken alanlar vardır. Eğitim sisteminin bir yandan bu ülkeye aidiyeti, sevgiyi, duygusal bağlılığı inşa etmesi, diğer yandan beyin yıkamalara ve manipülasyonlara dayanıklı, eleştiri ve analiz becerileri gelişmiş bireyler yetiştirebilmesi gerekmektedir.

15 Temmuz gibi büyük belalar genellikle devlet kurumlarındaki ve toplum yapısındaki zaaflar sebebiyle ortaya çıkmaktadır. Hayat boşluk kabul etmemektedir. Bu yönüyle 15 Temmuz bir aynadır. Diğer bir ifadeyle eğitim, güvenlik ve yerel yönetimlere dair devlet kurumları hayatın gerisinde kalıp kendilerini güçlendiremedikleri için 15 Temmuz mümkün olabilmiştir denilebilir.

Bugün toplumsal yaşamda değişimin hızı giderek artmaktadır. Her alanda sürekli iyileştirme ve reform ihtiyaçları ortaya çıkmaktadır. İyileştirme ve reform ihtiyaç alanlarının hızlı bir şekilde tespit edilmesi ve uygun reform ve düzenlemelerin hayata geçirilmesi kaçınılmaz bir durum olmuştur. Tüm kurumlarda sürekli iyileştirme ve geliştirme yapabilecek mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Ayrıca kurumların zayıflamaması ve yeni sorunların hızlı çözülebilmesi için her düzeyde liderlik önem kazanmaktadır. Ehliyet ve liyakata dayalı, açık, şeffaf tanımlanmış kariyer sistemleri kurumların her düzeyde ihtiyaç duyduğu liderleri ortaya çıkarabilir. Aksi takdirde lider adayları yetişmeyecektir. Bu ise kurumların zayıflamasına yol açar. Güçlü kurumlar 15 Temmuz'ları önleyebilir ve Türkiye'yi yarınlara taşıyabilir.


[1] https://www.fikriyat.com/yazarlar/akademi/prof-dr-atilla-arkan/2019/07/16/15-temmuzdan-dersler-cikarabilmek-i

Prof. Dr. Atilla Arkan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN