Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Cumhuriyet'in bir gün evvelinde neler yaşandı?

Cumhuriyet'in bir gün evvelinde neler yaşandı?

Meclis tarafından Cumhuriyet'in kabul kararı 29/30 Ekim 1923 tarihi gecesi saat 08.30’da verildi. On beş dakika sonra yani 08.45’te Cumhurbaşkanı seçildi. Durum o gece tüm yurda bildirildi. Her yanda gece yarısından sonra yüz bir kez top atıldı. Peki, ilanın bir gün öncesinde neler yaşandı? Meclis, Cumhuriyet kararını nasıl aldı? 95’inci yıl anısına Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleminden Cumhuriyet’in İlanı…

Cumhuriyet’in bir gün evvelinde neler yaşandı?
Yayınlanma Tarihi: 29.10.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 29.10.2018 13:22

"Ben mecliste gizli ve karşılcıl bir grup bulunduğunu sezdikten, meclis çalışmalarında duyguların egemenliğini gördükten ve Bakanlar Kurulu çalışmalarının her gün temelsiz birtakım nedenlerle düzensizliğe götürülmekte oluğu kanısına vardıktan sonra, uygulamak için zamanı beklediğim bir tasarının uygulanması gününün geldiği yargısına varmıştım."
(Mustafa Kemal Atatürk)

28 Ekim günü akşamüzeri toplantıda bulunan Parti Yönetim Kurulu Atatürk'ü çağırdı. Kurul'un başkanı Fethi Bey'di. Parti adına yönetim kurulunca bir aday listesi düzenlendiğinden ve Mustafa Kemal'in parti genel başkanı olması dolayısıyla bu konuda onun da görüşleri öğrenilmek istendi. Mustafa Kemal, düzenlenen listeye göz gezdirdi ve listede adı olanların da oy ve onaylarının alınması gerektiğini söyledi. Toplantı geceye kadar sürdü.

"Çankaya'ya gitmek üzere Meclis'ten ayrılırken koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşalarla karşılaştım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan ayrılırken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede "Bir uğurlama ve karşılama" başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle görüşmek için geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğe gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa aracılığıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ve Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman orada, beni görmek üzere gelmiş Rize milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Beyler ile karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum."

"YARIN CUMHURİYET İLAN EDECEĞİZ!"

Yemek sırasında "Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz" dedi Mustafa Kemal. Orada bulunan arkadaşlar hemen düşüncesine katıldılar. Yemeği bitirdiler ve o dakikadan sonra Atatürk, nasıl davranılacağı konusunda kısa bir program belirledi ve arkadaşlarını görevlendirdi.

CUMHURİYET'İN KURULUŞU İLE İLGİLİ YASA TASARISI TASLAĞI

Yemek bittikten sonra misafirlerin hepsi Mustafa Kemal'in huzurundan ayrıldılar. Sadece İsmet Paşa, Çankaya'da konuk olarak kaldı. Cumhuriyet'in kuruluşu ile ilgili yasa tasarısı taslağını da Atatürk, İsmet Paşa ile hazırladı.

Bu tasarıda 20 Ocak 1921 tarihli anayasanın devlet biçimini belirleyen maddeleri söyle değiştirildi:

*Birinci maddenin sonuna, "Türkiye Devleti'nin hükümet biçimi cumhuriyettir." ibaresi eklendi.

*Üçüncü maddede, "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi'nce yönetilir. Meclis, hükümetin yönetim kollarını bakanlar aracılığıyla yönetir." değişikliği yapıldı.

Bunlardan başka Anayasa'nın temel maddelerinde sekiz ve dokuzuncu maddeleri de değiştirildi ve açıklandı.

29 EKİM 1923 GÜNÜ HALK PARTİSİNDE YAPILAN GÖRÜŞME

29 Ekim 1923 Pazartesi günü, öğleden önce, saat onda Halk Partisi Grubu, Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey'in başkanlığında toplandı. Başkan Fethi Bey: "Yönetim Kurulu hazırlık niteliğinde Genel Kurul'a sunulmak üzere bir Bakanlar Kurulu listesi düzenledi. Yönetim Kurulu, kesin bir şey saptamış değildir. Karar, sayın kurulunuzundur. Kabul ederseniz okunsun." sözüyle kurula listeyi sundu. Bunun üzerine kurulda birçok fikir ortaya çıktı. Kimisi liste hazırlanırken Ankara'da olmadığı için darılmıştı, kimisi görev almak istemedi kimisi de görüşlerini olumlu yönde açıkladı.

İktisat Bakanlığına aday gösterilen Celal Bey söz alır ve kendisinin seçilmemesini şu sözlerle açıklar: " Bu listede adları görülen kişiler çekilenlerden daha güçlü değildir. Bizden mutluluk ve yenilik isteyen bir ulus vardır. Her durumda yeniler eskilerden daha güçlü olmalıdır. Seçimde ivedilik göstermeyelim. Özellikle Bakanlar Kurulu seçimi için düşünelim."

İstanbul milletvekili Abdurrahman Şeref Bey: "Kimi arkadaşlar kaygılanıyorlar. Bu her ülkede olagelen bir şeydir. Hepimizin amacı yurdun mutluluğudur. Bir makine kurup tıkır tıkır işletemiyoruz. Bu da doğru. Güçlü bir hükümet nasıl bulmalı, hastalığı nasıl ortaya çıkarmalı? Anayasamızı göz önünde tutalım. hükümetin görevini belirleyelim. Meclisi görüşlerini Söylesin. Onsan sonra Başkan Paşamız da düşüncelerini açıklasınlar. Bir sonuç çıkaralım. Herkes bir işe yarar. Herkesi yaradığı işte kullanmalı. Kişilerden söz etmeyelim. Yüksek amaçlarda birliğiz." şeklinde görüşlerini dile getirir.

Başkan, bundan sonra görüşmenin yeterliğini oya koydu. Görüşme yeter görüldükten sonra birtakım önergeler okundu. Kemalettin Sami Paşa'nın yönergesine göre Atatürk, Genel Başkan olarak sorunu çözümlemek için Genel Kurul tarafından görevlendirildi.

Görüşmeler sırasında Mustafa Kemal, Çankaya'da konutundaydı ve yönerge kararının kabulüyle toplantıya çağırıldı. Toplantı salonuna girer girmez doğruca kürsüye çıktı ve kısaca şu görüşü ve öneriyi sundu: " Baylar, Bakanlar Kurulu seçiminde görüş ayrılığına düşüldüğü anlaşılmıştır. Bana bir saat süre tanıyın, bulacağım çözüm yolunu bilginize sunarım."

YASA TASLAĞI KURUL'A SUNULUYOR

Öğleden sonra saat bir buçukta Parti Genel Kurulu yeniden Fethi Bey başkanlığında toplandı. İlk söz Mustafa Kemal'deydi.

"Sayın arkadaşlar, çözümlenmesinde güçlüğe uğradığınız sorunun nedeni ve etmeni, bütün arkadaşlarca anlaşılmıştır kanısındayım. Eksiklik ve kötülük uygulamakta olduğumuz yöntem ve biçimdedir. Gerçekten, yürürlükteki Anayasamız gereğince bir Bakanlar Kurulu oluşturmaya giriştiğimiz zaman bu arkadaşların her biri bakanlar ve bakanlar kurulu seçmek gereğinde bulunuyor. Hepimizin birden bakanlar kurulu seçmek gereğinde bulunmamızdan doğan güçlüğün giderilmesi zamanı gelmiştir. Geçen dönemde de böyle güçlüklerle karşılaşılıyordu. Görülüyor ki bu yöntem, kimi zaman birçok karışıklığa yol açıyor. Yüksek Kurulunuz, bu sorunun çözümü için beni görevlendirdiniz. Ben de bu açıkladığım kanıdan esinlenerek düşündüğüm biçimi saptadım. Onu önereceğim. Önerim kabul edilirse güçlü ve uyumlu bir hükümet kurma olanağı doğacaktır. Devletimizin biçim ve niteliğini saptayan ve hepimiz için amaç olan Anayasamızın kimi noktalarını açıklamak gereklidir. Öneri şudur." dedikten sonra bilinen taslağı okutmak üzere yazmanlardan birine uzatarak kürsüden ayrıldı.

Milletvekillerinden bir kısmı Anayasa'nın gelişigüzel değiştirilemeyeceğini söyledi. Yapılacak değişiklik için hukuk uzmanlarından açıklama yapılması gerektiğini söyleyenler de vardı.

"HÜKÜMETİN BİÇİMİ KESİNLİKLE CUMHURİYET OLACAK"

Eyüp Sabri Efendi: "Biz Gazi Paşa Hazretlerini hakem yaptık. Bizim, Anayasa değiştirmeye yetkimiz yok demek, türeye aykırı bir Meclis olduğumuzu kabul etmek demektir. Meclisin, Anayasa'yı değiştirme yetkisi apaçıktır. Hükümetimizin biçimi kesinlikle cumhuriyet olacaktır." demiştir.

Ardından İsmet Paşa söz alır ve şöyle söyler: "Parti Başkanı'nın önerisi kabule, gereksinime kesindir. Dünya, bizim bir hükümet biçimi görüştüğümüzü biliyor. Bu görüşmelerimizi bir sonuca bağlayıp açıklamamak güçsüzlüğü ve düzensizliği sürdürmekten başka bir şey değildir. Bir deneyimden söz edeyim. Avrupa siyasacıları bu konuda beni uyardılar: Devletinizin başkanı yoktur. Şimdiki başkanınız Meclis başkanıdır. Demek ki siz ayrı bir başkan bekliyorsunuz. Avrupa düşüncesi işte budur. Oysa biz böyle düşünmüyoruz. Ulus, egemenliğine ve alın yazısına, eylemsel olarak el koymuştur. Öyleyse bunun yasal anlamını açıklamaktan neden çekiniyoruz? Cumhurbaşkanı olmadan, başbakan seçme önerisi yasa dışı olur. Bunda kuşkuya yer yoktur. Başbakanın seçimini yasal ve olanaklı kılabilmek için, Gazi Paşa Hazretlerinin önerisinin yasallık kazanması gereklidir. Genel güçsüzlüğün sürdürülmesi doğru değildir. Partinin, bütün ulusa karşı yüklendiği sorumluluğun gereklerine uyarak davranmak zorunludur."

"YAŞASIN CUMHURİYET!"

Abdullah Azmi Efendi'nin "Bu işin önemi açıktır. Görüşme sürsün." diye yükselen sesine karşın, görüşmenin yeterliği kabul olundu. Ondan sonra önerinin bütünü ve sonra maddeleri birer birer okunarak görüşülüp kabul edildi.

Saat öğleden sonra altıyı gösteriyordu. Yasa tasarısı Anayasa Komisyonunca yöntem gereği incelenerek, tutanağı hazırlanırken Meclis, birtakım başka işlerle uğraştı. Sonunda Başkanlık yerinde bulunan Başkan Vekili İsmet Bey, Meclis'e şu bilgiyi verdi:

"Anayasa Komisyonu, Anayasa'nın değiştirilmesi konusundaki tasarının ivedilikle ve hemen görüşülmesini istiyor."

"Kabul!" sesleri üzerine tutanak okundu. Öneri dolayısıyla görüşüldü. Sonunda yasa, birçok milletvekilinin "Yaşasın Cumhuriyet!" sesleriyle, alkışlanan söylevleriyle kabul edildi.

YÜZ ELLİ SEKİZ OY İLE MUSTAFA KEMAL SEÇİLDİ

Cumhurbaşkanı seçimi için, Meclis'in oyuna başvuruldu. Toplanan oyların sonucunu Başkanlık yerinde bulunan İsmet Bey, Meclis'e şöyle bildirdi:

"Türkiye Cumhuriyeti Başkanlığı seçimi için yapılan oylamaya yüz elli sekiz kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına yüz elli sekiz üye oy birliğiyle Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerini seçmişlerdir."

TÜRKİYE CUMHURİYETİ BİRİNCİ CUMHURBAŞKANI

Bunun üzerine Türkiye Cumhuriyeti'nin Birinci Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa olmuştur. Kürsüye çıkar ve konuşmasını yapar:

"Sayın arkadaşlarım,
Dünya çapında önemli ve olağanüstü olaylar karşısında saygıdeğer ulusumuzun gerçek ön görüş ve uyanıklığına değerli bir belge olan Anayasamızın kimi maddelerini açıklamak için özel komisyonca yüksek kurulunuza önerilen yasa tasarısının kabulü dolayısıyla Türkiye Devleti'nin; gerekten dünyaca bilinen, bilinmesi gereken niteliği, uluslararası belli adıyla adlandırıldı. Bunun doğal gereği olmak üzere, bugünden değin doğrudan doğruya Meclis'in başkanlığında da bulundurduğunuz arkadaşınıza yaptırdığınız görevi, Cumhurbaşkanı sanıyla yine bu arkadaşınıza, bu güçsüz arkadaşınıza veriyorsunuz. Bu nedenle, şimdiye değin benim için gösterdiğiniz sevgi, içtenlik ve güveni bir kez daha göstermekle yüksek değerbilirliğinizi kanıtlamış oluyorsunuz. Bunda dolayı Yüce topluluğunuza ruhumun bütün içtenliğiyle teşekkür ederim.

Baylar, yüzyıllardan beri Doğu'da kıyıma ve haksızlığa uğramış ulusumuz; Türk ulusu, gerçekte yaratılıştan gelen güzel niteliklerden yoksun sayılıyordu.

Son yıllarda ulusumuzun eylemsel olarak gösterdiği kavrayış, anlayış, kendisi için kötü sanıda bulunanların ne denli aymaz ve ne denli incelemeden uzak, görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel kanıtladı. Ulusumuz, taşıdığı nitelikleri ve değeri, hükümetinin yeni adıyla, uygarlık dünyasına göstermede daha başarılı olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasındaki yerine yaraşır olduğunu başarılarıyla kanıtlayacaktır.

Arkadaşlar, Bu yüce kurumu ortaya getiren Türk ulusunun son dört yıl içinde kazandığı utku bundan sonra da birkaç katı olmak üzere görülecektir. Ben ulaştığım bu güven ve inanca yaraşır iş görebilmek için pek önemli gördüğüm bir noktadaki gereksemeyi size bildirmek zorundayım. O gerekseme, yüce topluluğunuzun bana karşı olan sevgisinin, güveninin ve yardımının sürdürülmesidir. Ancak böylelikle ve Allah'ın yardımıyla bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri iyi bir biçimde başarabileceğimi umarım.

Her zaman saygıdeğer arkadaşlarımın ellerine çok içtenlikle ve sıkı bir biçimde yapışarak onların kişiliğinden kendimi bir an bile ayrı görmeyerek çalışacağım. Ulusun sevgisini, her zaman bir dayanılacak nokta sayarak hep birlikte ileriye gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mutlu, başarılı ve üstünlük sağlamış olacaktır."

(Nutuk - Mustafa Kemal Atatürk)

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN