Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • İslam bilim tarihçisinin gözünden İstanbul Rasathanesi

İslam bilim tarihçisinin gözünden İstanbul Rasathanesi

Osmanlı Devleti, bilimsel astronomiyle 1450 yılında Ali Kuşçu sayesinde tanıştı. 1577 yılına gelindiğindeyse, Takiyüddin tarafından Tophane sırtlarında ilk rasathane "İstanbul Rasathanesi" adıyla kuruldu. İstanbul Rasathanesi, o yüzyılın en önemli gözlem evlerinden biri oldu. Haziran ayında, 94 yaşında hayata gözlerini yuman İslam bilim tarihi araştırmacısı Prof. Dr. Fuat Sezgin, Fikriyat’ta kaleme aldığı yazılardan birinde İstanbul Rasathanesini anlatmıştı…

İslam bilim tarihçisinin gözünden İstanbul Rasathanesi
Yayınlanma Tarihi: 19.9.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 19.09.2018 13:49

İSTANBUL RASATHÂNESİ (984-88/1576-80)

Merâga Rasathanesi'nin kuruluşundan yaklaşık 300 yıl sonra, Avrupa'da astronomi biliminin beş yüz yıllık bir resepsiyon ve özümseme evresinin ardından yaratıcılık aşamasına eriştiği bir zamanda, İstanbul'da 983/1575-1576 yılları civarında bir rasathane kurulmasına karar verilmişti. Bu rasathanenin inşası çok büyük bir ihtimalle 988/1580 yılından önce tamamlanmıştı. Osmanlı Sultanı III. Murad'a bir rasathane kurma fikrini, Kahire'den İstanbul'a göçen bilgin Takiyyeddîn Muhammed b. Ma'rûf er-Rassâd vermişti. Birçok değişik bilim alanıyla da uğraşmış olan bu astronom, eskimiş astronomik çizelgelerin verilerini yeni gözlemler yardımıyla güncellemeyi amaçlamış ve büyük ebatlı yeni aletlerden daha iyi gözlem sonuçları almayı umuyordu. Bu yüksek hedefi o, er-Rasad el-Cedîd («yeni astronomik gözlem») olarak tanımlamıştı. Takiyeddîn bu hedefi, Arap-İslam bilimlerinin duraklama başlangıcı olarak görülen bir dönemde muhaliflerinin kıskançlıkları ve cahillikleri sebebiyle maalesef gerçekleştirememiştir. Bu büyük deneme, bilmeden ya da bilinçli olarak astroloji falı bakma girişimi şeklinde çarpıtılarak değerlendirilmiştir. Bu, sultanın, çalışmalarına daha yeni başlayan rasathanenin yıkılma emri vermesine götürmüştür. Rasathanenin kurucusu Takiyeddîn yaklaşık beş yıl daha yaşadıktan sonra 993/1585 yılında ölmüştür.

Osmanlı tarihçilerinin ve o dönemin gezginlerinin verdikleri, birbiriyle tam örtüşmeyen bilgilere göre şu tahminde bulunulabilir: Takiyyeddîn tarafından kurulan rasathane, bugünkü Taksim Meydanı'na ya da yakınına konumlandırılmıştır. Günümüzde kaybolmuş olan aletlerinin özelliğini ve önemini, Takiyyeddîn'in dikte ettirdiği bir Türk tarafından yazılan betimlemeye¹ göre değerlendirebiliriz; bu betimleme sayesinde aletlerin modellerini yapmamız mümkün olmuştur.

Takiyeddîn, bize sekiz astronomi aleti, bir astronomik saat ve büyük yarıçaplı daireleri çizmeye yarayan özel bir pergel tarif ediyor. İlk altı alet aslında ya Yunan ya da Arap öncelleri tarafından bilinmekteydi ve daha sonra, özellikle Merâga Rasathanesi'nde belirli bir gelişim aşamasından geçmişlerdi. Takiyyeddîn'in tarifinde, bu aletler, genellikle büyük boyutlarda ve hiçbir ilave özellikleri olmaksızın yapılmış görünmektedirler. VII. Ve VIII. Alet, «Kirişli Alet» (Âlet Zât el-Evtâr) ve «Yıldızlar Arasındaki Mesafeleri Ölçmeye Yarayan Alet» (Âle Müşebbehe bi-el-Manâtik) kendi buluşu olarak gösteriliyor. En azından VIII. ve ahşap bir kadranı olan V. Alet Tycho Brahe'nin de bilgisine ulaşmış olabilir.

İstanbul Rasathanesi'nin kuruluşuna, yıkılışına ve aletlerinin türlerine ilişkin haberlerin Avrupa'daki astronomlara çok erken ulaşmış bulunması olasılığı büyüktür. Örneğin, Kayzer'in İstanbul'daki elçisinin papazı olan Stephan Gerlach'ın, Türckisches Tagebuch adlı eserlerinde 13 Kasım 1577 tarihi altında bu rasathanenin kuruluşuna ilişkin oldukça ayrıntılı bilgiler verdiğini bilmekteyiz. Ayrıca, Gerlach'ın daha 29.9.1577 tarihinde bunlar hakkında birkaç variyantla M. Crusius'a İstanbul'dan yazdığını da bilmekteyiz. Daha sonra Crusius, Turcograecia (Basel 1584, s. 501) adlı kitabıyla bu haberin daha geniş çevrelere yayılmasını sağlamıştır.²


Takiyeddîn'in çalışma ekibi, Şemâ'ilnâme adlı eserin yazmasından, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, T.Y. 1404, fol. 57a.

1 Ocak 1578'den 3 Mart 1581'e kadar İstanbul'da ikamet etmiş olan ardılı Salomon Schweigger de, bu rasathane hakkında Gerlach'dan daha ayrıntılı bilgiler vermiştir³. Schweigger maalesef Takiyyeddîn'i bir «hokkabaz» olarak niteleyerek şöyle demektedir: «…melun ve zavallı bir adam… Çok önceleri Roma'da bir matematikçinin yanında tutsak ve uşak olarak bulunmuş ve o matematikçinin sanatını emmiş ve böylelikle bir gökyüzü ustası ve yıldız bilgini haline gelmiştir; Ptoleme, Öklid, Proklus vd. gibi bilginlerin astronomiye ilişkin eserlerini Arapça çevirilerinden bir Yahudi'nin yanında gizlice okumuş ve öğrenmiştir.» Schweigger, İstanbul Rasathanesi'nin birçok aletinden bahsetmektedir. Bu aletler arasında bir yeryüzü ve bir gök küresi de bulunmaktadır. Takiyeddîn bu aletleri imal etmek için yaklaşık yedi yıla ihtiyaç duymuş olmalıymış⁴.

Schweigger'in, Takiyyeddîn'in Roma'da tutsak olarak matematik öğrendiği ve Yunanca kitapların Arapça çevirilerini de bir Yahudi'den okuduğu iddialarının ne denli gerçek dışı olduklarını açıklamaya girişmek bizi konumuzdan uzaklaştıran (Takiyyeddîn'in Avrupa'da, nerede ve ne zaman, ikamet ettiği hikâyesi her halükarda bir uydurmadır). Ben, yalnızca şuna işaret etmek istiyorum: Takiyyeddîn'in bize ulaşan eserleri incelediğimizde, kendi öncüllerinin faaliyetlerini oldukça iyi bilen ve onları bir adım daha ileri götürmek isteyen yaratıcı bir kişilik ve büyük bir astronomla karşı karşıya bulunduğumuzu duyuruyor.

İSTANBUL RASATHANESİNİN ALETLERİ

(984-88/1576-80)

I. HALKALI KÜRE

İstanbul Rasathanesi'nin aletleri hakkındaki kitapta Halkalı Küre (zât el-halak), ilk sırada bulunmaktadır. Taşıyıcı vazifesi gören ufuk halkasının büyüklüğü için en az 4 metrelik bir çap önerilmiştir. Ufuk halkası bir yana, bu alet, öncelikle sabit yıldızların koordinatlarını belirlemeye yarayan 6 halkaya sahipti. Büyüklüklerine göre bu halkalar: 1. Hareketsiz olarak kuzey-güney yönünde bulunan meridyen halkası, 2. Hareketli büyük meridyen halkası, 3. Ekliptik halkası, 4. Kolur halkası (Arapça hâmile, «taşıyan»), 5. Ekliptik kutupları boyunca devam eden –son ikisi sağda kesişmektedir ve birbirlerine sağlamca bağlıdır- küçük meridyen halkası ve 6. İki nişangâhla donatılmış enlem halkası, altı çubuk yoluyla aynı büyüklükteki bir temel halkaya bağlıdır. Aletler kitabının verdiği bilgilere göre bu gözlem aracıyla çalışmak için beş kişi gerekmekteydi.

II. DUVAR KADRANI

İstanbul Rasathanesi çerçevesinde Güneş'in ve gezegenlerin enlem çizgisine varış yüksekliklerini bulmak için meridyen yönüne doğru bir duvar kadranı (labina) inşa edilmiştir. Büyüklüğü aşağı yukarı 7 x 7 metre.

III. YILDIZLARIN YÜKSEKLİKLERİNİ VE AZİMUTLARINI BELİRLEMEYE YARAYAN DÜZENEK

Bu düzenek, 1575-1580 yılları arasında İstanbul Rasathanesi için Takiyyeddîn el-Mısrî yönetiminde imal edilmiş aletlerin üçüncüsüdür. Rasathanenin aletler kitabı, Takiyyeddîn'in bunu gerçekleştirirken Şamlı bir astronomun, evvelce Merâga Rasathanesi için yeniden yapılmış ve meşhur astronom İbn eş-Şâtir tarafından (8./14. yüzyıl) kullanılmış olan aletine dayandığı bilgisini vermektedir. Hiç kuşkusuz «Şamlı Astronom» ifadesinde kastedilen Mü'eyyededîn el-'Urdî'dir. İstanbullu astronomlar sahip oldukları modelin çifte kadranını bir yarım daire ile değiştirmişlerdir. Ölçüm düzeneğini taşıyan silindir biçimindeki yapı, yaklaşık 6 metre yüksekliğindeydi. Çapı bildirilmemiştir, fakat yapının yüksekliğine dayanılarak yaklaşık 5 metreyi bulabileceği tahmin edilebilir.​

«Azimut ve Yükseklik Aleti» (âle zât es-semt ve-l-irtifâ'), adının da işaret ettiği gibi, yükseklik ve azimutları bulmaya yaramaktaydı. Aletler kitabında özellikle «Merkür ve Venüs'ün problemli konumları»nın gözlemleri vurgulanmıştır.

IV. ÇİFT BACAKLI ALET

İstanbul Rasathanesi'nin aletler kitabında dördüncü sırada sunulan gözlem aracı prensipte, Ptoleme'nin paralaks cetveliyle ilişkili görünüyor. Ama Takiyyeddîn'in ve beraberinde çalışanların Merâga Rasathanesi'nin daha ileri düzeyde geliştirilmiş bir aletine, «Çift Bacaklı Alet»e (el-âle zât eş-şu beteyn), dayanmış oldukları konusunda hiçbir kuşku duyulamaz (bkz. Merâga Rasathanesi aletleri no VII). Elbette çalışma alanı ve yapının boyutları ile şekli Merâga Rasathanesi'nin araçlarından oldukça farklıdır.

Merâga Rasathanesi'nin kiriş cetveli, yapısı bakımından meridyen yönünde hareket eden bir ölçüm düzeneği iken ve bunu müteakiben Güneş ve Ay'ın meridyene girdikleri sırada tepe noktası yüksekliklerini bulmaya hizmet etme hedefini karşı, İstanbul Rasathanesi'nin düzeneği Güneş ve Ay'ın yüksekliklerini belirleme ve paralakslarının ölçümleri bir yana, gece-gündüz yıldızların konumlarını gökyüzünün bütün yönlerinde gözlemlemeyi olanaklı kılmaktaydı. Ayrıca, İstanbul Rasathanesi'nin diğer bütün araçları gibi bu araç da Merâga Rasathanesi'ndeki öncülerinin iki katı büyüklüğündeydi.

Metindeki açıklama ve resimlerden, her iki kiriş cetvelinin, her iki çapraz cetvelle ve her iki dikey cetvelle birlikte, yıldızlı gökyüzü gözlemlerini ufuk düzlemi üzerinde bütün yönlere doğru döndürülebilir şekilde konumlandırdığı görülmektedir. Daha alçak yükseklikteki yıldızların gözlemini sağlayabilmek için bir merdivenden yararlanıyordur. Dönen basamaklı odanın amfi tiyatro gibi şekillendirilmiş olması gerektiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, gözlemlerin iki kişi tarafından yapıldığına ve ölçüm sonuçlarının alt tarafta duran diğer bir kişi tarafından kaydedildiğine işaret edilmelidir.

Prof. Dr. Fuat Sezgin

Prof. Dr. Fuat Sezgin, İslam Uygarlığında Astronomi, Coğrafya ve Denizcilik, Boyut Yayıncılık, s. 42-43.

KAYNAKLAR:

¹ : Şu adı taşıyor: Âlât Rasadiyye li-Zîc eş-Şahinşâhiyye, Saray Hazine 452 nolu el yazmasına dayanarak Türkçe ve İngilizce çevirisiyle yayınlayan Sevim Tekeli, Araştırma içerisinde. Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Felsefe Araştırmaları Enstitüsü Dergisi (Ankara) 1/1963/71-122.

² : Bkz. Mordtmann, J.H.: Das Observatorium des Taqî ed-dîn zu Pera, Der Islam içerisinde (Berlin-Leipzig) 13/1923/82-96, özellikle 86 (Tekrarbasım: Islamic Mathematics and Astronomy serisi Cilt 88, Frankfurt 1998, s. 281-295, özellikle s. 286).

³ : Mordtmann, J.H.: a.e., s. 86 (Tekrarbasım: 285).

⁴ : Ein newe Reysbeschreibung auB Teuschland Nach Constantinopel und Jerusalem, Nürnberg 1608 (Tekrarbasım: The Islamic World in Foreign Travel Accounts serisi Cilt 28, Frankfurt 1995), s. 90-91.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN