Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Türk-Rus ilişkileri tarihi: Bir savaştık bir barıştık

Türk-Rus ilişkileri tarihi: Bir savaştık bir barıştık

Geçtiğimiz yıllarda, uçak krizi ile gerginleşen Türk-Rus ilişkileri, son günlerde yeni bir ivme kazandı ve iyileşme sürecine girdi. Tarih Erhan Afyoncu, Türk-Rus ilişkilerinin geçmişini Sabah'taki köşesinde kaleme aldı.

Türk-Rus ilişkileri tarihi: Bir savaştık bir barıştık
Yayınlanma Tarihi: 26.11.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 26.11.2017 12:50

Rusya ile Osmanlı arasındaki dostlukla başlayan ilişkilerin önemli bir dönemi savaşlarla geçti. Ancak Fransa İmparatoru Napolyon Bonapart ve Kavalalı Mehmet Ali Paşa tehlikesi yüzünden 1799 ve 1833'te iki defa Rusya ile ittifak kurmuştuk.

Napolyon Bonapart, 1797'de Avusturya'yı dize getirip, Dalmaçya sahilleri ile stratejik adaları Fransa topraklarına kattı. Ancak Napolyon'un son zaferiyle Balkanlar'a el atması ve Akdeniz'i Fransız gölü haline getirmeye hazırlanması, hem Rusya hem de Osmanlı İmparatorluğu için kabul edilemez bir meydan okumaydı.

İLK RUS İTTİFAKI

Rusya, bu şartlar altında İstanbul'a General Tamara'yı elçi olarak gönderdi. General Tamara, İstanbul'a gelir gelmez, Rusya'nın varlığı kendisi için çok gerekli olan Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransa tarafından yok edilmesine izin vermeyeceğini açıkladı. Osmanlı yönetimi Rusya'ya güvenmediğinden kuzeyden gelen yardım teklifini önce soğuk karşıladı. Napolyon komutasındaki bir Fransız ordusunun 1798 Temmuz'unda Mısır'ı işgal etmesi durumu değiştirdi. Osmanlı Ruslar'a yanaştı. Üçüncü Selim, 2 Eylül'de Fransa'ya resmen harp ilan etti. Rusya, İngiltere ve Sicilyateyn 1799'un ilk günlerinde Osmanlılarla ittifak anlaşması imzaladı.

Osmanlı ve Rus donanması, Yedi Ada'yı ele geçirerek Mısır'daki Fransız birliklerinin ikmal yollarını kesti. Fransız ordularının Avrupa'da koalisyon güçleri karşısında peş peşe mağlubiyetler alması üzerine Fransa'ya geri döndü.

Bir süre sonra Rusya, Fransa'yı Akdeniz'den söküp atmak hususunda savaşın ilk yıllarında sergilediği heyecanı yitirmişti. Bu arada 1801'de İstanbul'a Çar Paul'un öldüğü ve yerine oğlu Birinci Aleksandr'ın geçtiği haberi geldi. Birinci Aleksandr'ın Osmanlı-Rus ittifakının resmen geçerli olduğu bir dönemde babaannesi İkinci Katerina'nın politikalarına sahip çıkması, İstanbul'da bir tedirginlik uyandırdı. Çariçe Katerina'nın hayaleti, özellikle İstanbul'daki Müslüman ahalinin gönlünde zamanın henüz tedavi edemediği yaralara tuz biber ekti. Aslında halk, Mısır savaşının ilk günlerinde bile Ruslar'la yapılan ittifaktan rahatsız olmuştu. Nitekim Prusya Elçisi 1799 sonlarında kralına, "Her ne kadar Bâbıâli'nin, yani Osmanlı yönetiminin, Rusya ile bugünkü ittifakı iki hükümeti yakınlaştırmış olsa da bu ittifak Ruslar'a karşı kinini hiç saklamayan Türk halkının zihnini etkilememiştir" diye yazmıştı.


18. yüzyılda bir Rus elçisinin İstanbul'a girişi

RUS FİLOSU BOĞAZ'DA

Napolyon'un Mısır seferinden sonra bölgeye gelen Osmanlı askerlerinden Kavalalı Mehmed Ali Paşa kısa sürede Mısır'a hakim olmuştu. Mısır valisinin aşırı istekleri yüzünden Osmanlı yönetimi ile Kavala'nın arası açıldı. Kasım 1831'de Kavalalı İbrahim Paşa kara ve denizden Suriye'ye girdi. Ardı ardına başarılar kazandı. Fransa, Kavalalı'nın yanındaydı. İngilizler ise harekete geçmediler.

Avrupalı devletler Osmanlı'ya yardım etmeyince Rus Çarı Nikola, İkinci Mahmud'un yardım isteğini kabul ederek, 25 Aralık'ta ön görüşmeler yapmak üzere bir Rus askerî heyetini İstanbul'a gönderdi. Bu arada Kavalalı İbrahim Paşa, 2 Şubat 1833'te Kütahya'ya girdi.

İkinci Mahmud'un talebi üzerine bir Rus filosunun Boğaz'a girerek 5 Nisan 1833'te Beykoz'a 13 bin asker çıkartması bir anda uluslararası diplomasiyi hareketlendirdi. Ruslar'ın Boğaz'a yerleşmesinden son derece rahatsız olan İngiltere ve Fransa, Osmanlı hükümeti ve Kavalalı üzerinde baskı kurarak, iki tarafı savaşa son vermeye zorladılar. 6 Mayıs 1833'te meydana gelen Kütahya uzlaşması ile Suriye ve Adana Kavalalı idaresine verildi.
Rusya'nın, 8 Temmuz 1833'te Osmanlılar'la imzaladığı Hünkâr İskelesi Antlaşması'nda muhtemel bir Mısır saldırısı karşısında tekrar yardıma gelmeyi taahhüt etmesi ve antlaşmanın gizli bir maddesiyle bu yardımı mukabilinde Boğazlar'ı düşmanlarına kapatıp kendisine açık tutmayı başarması, ileride "Boğazlar Meselesi"nin patlak vermesine zemin hazırlayacaktı.

Çar Nikola'nın askerlerinin Beykoz'a çıkmasının anısına İstanbul Boğazı'nın Selviburnu mevkiinde 25 Haziran 1833 tarihli bir anıt dikildi. Ancak Birinci Dünya Savaşı sırasında bölge halkı tarafından anıt yerle bir edildi.


Rus ordusu bir törende.

OSMANLI-RUS İLİŞKİLERİ DOSTLUKLA BAŞLADI

Rus-Türk ilişkileri II. Bâyezid döneminde dostlukla başladı. Ancak Ruslar'ın 16. yüzyılın ortalarında Kazan ve Astrahan'ı işgali iki devletin arasını bozdu. 17. yüzyılın ortalarında Ukrayna'ya kimin hâkim olacağı meselesi yüzünden iki devlet savaştı. Rusya, Türk ordusunun 1683'teki İkinci Viyana kuşatmasında mağlup olması üzerine kurulan "Kutsal İttifak"a katılarak, 1686'dan itibaren Osmanlılar'la savaştı. Savaşın sonunda 1700'de imzalanan İstanbul Antlaşması'yla Ukrayna'daki Osmanlı nüfuzu sona erdi ve Karadeniz kıyısındaki Azak Kalesi, Ruslar'a verildi.

İsveç Kralı Demirbaş Şarl, 1709'da Poltava Muharebesi'nde mağlup olup Osmanlı İmparatorluğu'na sığınınca Osmanlılar ile Ruslar arasındaki ilişkiler tekrar gerginleşti ve 1711'de iki devlet arasında savaş çıktı. Petro, Prut Antlaşması'yla düştüğü zor durumdan kurtuldu, ancak Osmanlı toprakları ile ilgili hayallerine de veda etti.

Avusturya ve Rusya birleşerek 1736- 1739 arasında Osmanlı'ya savaş açtılar. Ancak savaşın galibi Osmanlı İmparatorluğu idi. 1739'da imzalanan antlaşma ile Rusya'yla uzun sürecek bir barış dönemine girildi. 1768- 1774 Osmanlı-Rus harbinde Kırım'ı kaybettik. Daha sonra Rusya'nın fiilen Kırım'ı işgali üzerine yeni bir Osmanlı- Rus savaşı tehlikesi baş gösterdiyse de Fransızlar'ın araya girmesiyle 1779'da Aynalıkavak Tenkihnâmesi imzalandı. Osmanlı 1784'te imzalanan antlaşma ile yarım adadaki Rus hâkimiyetini tanımak zorunda kaldı fakat Kırım'ın tekrar geri alınması hep bir ideal olarak yaşatıldı. Osmanlı Devleti ile Rus-Avusturya ittifakı arasında 1787-1792 arasında meydana gelen savaş Osmanlı'nın mağlubiyeti ve Yaş Antlaşması'nın imzalanmasıyla neticelendi. Bu antlaşmayla büyük toprak kaybına uğrayan Osmanlılar, Kırım'ı geri alma hayallerini de kaybettiler. 1799'da Osmanlı Rusya ile Fransa'ya karşı ittifak yaptı. Ancak dostluk uzun sürmedi. Fransızlar'ın Mısır'dan çıkartılması için Osmanlılar'a destek veren Ruslar'ın Akdeniz'e yerleşme çabaları, Mora'daki Rumları kışkırtmaları ve Boğazlar'dan geçiş hakkını daimî hâle getirmek istemeleri, İngilizler'in de Mısır'a yerleşme gayretleri İstanbul'da büyük tedirginlik doğurdu. Fransa ile ittifak yapan Osmanlı, 1806'da Rusya'ya savaş açtı. İngiltere Rusya'nın yanında yer aldı. Savaş 1812 Bükreş Antlaşması ile sona erdi. 1833'te iki devlet arasında yeni bir ittifak yapıldı. Daha sonra İngiliz ve Fransızlar'la Ruslar'a karşı ittifak yaparak 1853'teki Kırım Harbi'ni kazandık. Ancak hesapsız-kitapsız girdiğimiz 1877-1878 savaşında Rusya karşısında büyük bir mağlubiyet alındı. Birinci Dünya Savaşı'nda Rus orduları ardı ardına galip gelirken komünist ihtilali Türkiye'nin doğusunu işgalden kurtardı. İstiklal Savaşı yılları ise Rusya ile dostluk dönemine sahne oldu.


Osmanlı ordusu.

Sabah

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN