Arama

  • Anasayfa
  • Tarih
  • Darbecilerin demokrasi tarihimize vurduğu kara leke

Darbecilerin demokrasi tarihimize vurduğu kara leke

Türkiye demokrasi tarihinin en acı günlerinden biri 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle Milli iradeye vurulan darbenin ardından yaşandı. Başbakan yapan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan bundan 56 yıl önce idam edildiler

Darbecilerin demokrasi tarihimize vurduğu kara leke
Yayınlanma Tarihi: 16.9.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 16.09.2017 23:48

Türkiye demokrasi tarihinin en acı günlerinden biri 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle Milli iradeye vurulan darbenin ardından yaşandı. Başbakan yapan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan bundan 56 yıl önce idam edildiler.


Aydınlı bir çiftçi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Menderes, siyasete 1930'da, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın bir kolunu organize ederek başladı. Partinin kendini feshetmesinden sonra CHP'ye geçen Menderes, 1931 seçimlerinde Aydın milletvekili seçildi.
İsmet İnönü ile "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" görüşmeleri sırasında görüş ayrılığına düşen Menderes, parti içi muhalefetten dolayı 1945 yılında CHP'den ihraç edildi.


Menderes, CHP'den birlikte ihraç edildikleri arkadaşları Celal Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile 7 Aralık 1945'te Demokrat Parti'yi (DP) kurdu.
DP, 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde büyük bir başarıya imza atarak yüzde 52,7 oyla 420 milletvekili çıkardı. CHP ise aynı seçimden yüzde 39,4 oy ile 63 milletvekili çıkarabildi.


TBMM Başkanlığına Refik Koraltan, Cumhurbaşkanlığına DP Genel Başkanı Celal Bayar seçilirken, yeni hükümet ise Adnan Menderes başbakanlığında kurularak 22 Mayıs'ta göreve başladı. Köprülü bu kabinede dışişleri bakanı oldu.
Menderes'in 10 yıllık başbakanlığı döneminde Türk iç ve dış politikasında büyük değişimler oldu.

Menderes Hükümeti, Türkçe okunan ezanın Arapça okunmasını da serbest bıraktı. DP Hükümeti görevde henüz ikinci haftasını tamamlamıştı ki 6 Haziran 1950'de, askeri darbe planladıkları gerekçesiyle başta Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman ve bütün üst komuta kademesi olmak üzere 15 general ve 150 albayı re'sen emekliye sevk etti.
Serbest piyasa ekonomisine geçişi hızlandıran DP iktidarı döneminde, Türkiye'nin gayri safi milli hasılası yılda ortalama yüzde 9 büyüdü.

Menderes başkanlığındaki DP, 2 Mayıs 1954'te yapılan seçimlerde de oyların yüzde 57,6'sını alarak büyük bir zafer kazandı.
1955'ten itibaren başlayan dünya genelindeki ekonomik durağanlık ve aynı dönemdeki Kıbrıs görüşmeleri sonrasındaki 6-7 Eylül Olayları, sıkıntılı bir süreç yaşanmasına neden oldu.


BİNDİĞİ UÇAK LONDRA'DA DÜŞTÜ
17 Şubat 1959'da Kıbrıs konusunda Yunanistan'la imzalanan ikili antlaşmanın ardından üçlü görüşmeler için İngiltere'ye giden Menderes'in uçağı, Londra Gatwick Havalimanı yakınlarında alçalırken düştü. Menderes bu kazadan yara almadan kurtuldu.


VE DARBE DÖNEMİ
27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4.00'te radyoda yayımlanan bildiri ile, TSK'nın yönetime el koyduğu ilan edildi.


Menderes ise 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'da Albay Muhsin Batur tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve diğer tutuklu DP üyeleri ile Yassıada'da hapsedildi.
Darbeci subaylar ise Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli Birlik Komitesi ve Kurucu Meclis ile beraber ülke yönetimine el koydu. Menderes ve diğer DP üyeleri, bulundukları Yassıada'da kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başladı.
27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı'nda yargılanan Menderes, suçlu bulundu. Mahkeme, 9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda aralarında Menderes'in de bulunduğu 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür boyu hapse mahkum edilmesine karar verdi.

SON MEKTUBU

"Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950'de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes'in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam [bu kelimenin üzeri çizilip merhametim yapılmıştır] sizlerle beraberdir."


BEYAZ GÖMLEK
Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi, Celal Bayar, Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle ömür boyu hapse çevrildi.


Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961 tarihinde sabaha karşı idam edildi.
Menderes ise 17 Eylül 1961'de sağlık muayenesini yapan doktor heyetinden "sağlam" raporu alınmasının ardından, İmralı Adası'na götürüldü.
İdam kararı yüzüne okundu. Menderes'in dilinden "Allah milletimize zeval vermesin." cümlesi döküldü.

İdam sehpasına gitmeden önce din görevlisi ile birkaç dakika konuştu. Ardından beyaz gömlek giydirildi.

İTİBARLARI İADE EDİLDİ
Menderes'in idam sehpasına çıkarıldıktan sonraki son sözleri, "Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum..." oldu.
Menderes, 17 Eylül'de saat 13.21'de İmralı Adası'nda idam edildi.
TBMM, 1990 yılında çıkardığı yasayla, Menderes, Polatkan ve Zorlu'ya itibarlarını iade etti.

DARBECİLERİN İDAM ETTİĞİ HASAN POLATKAN: SAKİNİM

Yassıada'da yargılanıp idam edilenlerden dönemin DP'li maliye bakanı Hasan Polatkan ise, idamdan önce ailesine yazdığı bir mektupta şöyle diyordu:

'Şimdi Cenâb-ı Hakk'ın huzuruna çıkıyorum. Sakinim. Huzur içindeyim. Benim için üzülmeyin. Sizlerin de sakin ve huzur içinde yaşamanız beni daima müsterih edecektir. Bir ve beraber olun. Allah'ın takdiratı böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah'ın inayetiyle onların huzurunu temin edin. Hepinizi Allah'a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayatta berdevam olarak beni huzur içinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun. '

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN