Arama

Napolyon’a yenilgiyi tattıran Türk komutan

Napolyon, gerçekleştirdiği seferlerle Avrupa’nın siyasi haritasını tamamen değiştiren ve adını dünya tarihine yazdıran bir Fransız İmparatoruydu. Askeri ve siyasi stratejileriyle birçok bölgeyi ele geçiren Napolyon, son olarak Doğu’nun zengin topraklarına gözünü dikmişti. Bu topraklarda, “yenilmez Napolyon"a ilk gerçek yenilgiyi tattıracak olan ise, cesur bir Türk komutanıydı. Napolyon, bundan tam 219 yıl önce bugün, Akka’da büyük bir hezimete uğramış ve Doğu düşleri böylece sona ermişti.

Napolyon’a yenilgiyi tattıran Türk komutan
Yayınlanma Tarihi: 31.5.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 31.05.2018 13:17

"Savaşı kazansaydım Doğu'nun fatihi olur
ve Paris'e İstanbul üzerinden dönerdim"

Cezzar Ahmet Paşa, birçok Türk büyüğümüz gibi zekâsı ve gayretiyle kendi kendini yetiştirmiş bir komutandı.

Doğum tarihi kesin olarak bilinmese de, 23 Nisan 1804'te hayata gözlerini yumduğunda 70 ila 80 yaşları arasında olduğu bu nedenle 1724-1734 yılları arasında doğduğu tahmin edilir. Vidinli veya Nişli olduğunu iddia edenler varsa da, Cezzar Ahmet Paşa'nın Bosnalı olma ihtimali oldukça yüksektir.

CEZZAR AHMET PAŞA KİMDİR?

Gençliğinde İstanbul'a gelerek berberlik eden Cezzar Ahmet, bu sayede Hekimoğlu Ali Paşa'nın hizmet ve himayesine girmiş, Ali Paşa ikinci defa Mısır valiliğine atandığında onu da beraberinde Mısır'a götürmüştü. Hekimoğlu Ali Paşa Mısır'dan ayrıldığında ise, Ahmet Mısır'da kalarak, Kölemenlerden Ali Bey'in kölelerinden Abdullah Bey'in hizmetine girmişti.

Yıllarca Kölemen beylerinin arasında yaşayan Ahmet, Kölemenlerin mücadele yöntemleriyle yaşam biçimlerini çok yakından takip ederek öğrenmişti. Ondaki yetenekleri fark eden Kölemen beyleri de kendisine sonunda sancak beyliği makamını verdiler.

Bir mücadele esnasında Kölemenlerden Abdullah Bey ölünce; onun intikamını almak için Abdullah Bey'in hasmı olan taraftan yetmiş kişiyi öldürtmesi dolayısıyla, Kölemenlerin büyük beyi Ali Bey tarafından "kasap, deve kasabı" anlamında "Cezzar" unvanı verilmişti.


CESARETLE VERDİĞİ MÜCADELELERLE ÜN KAZANDI

Mısır'ın Yavuz Selim tarafından fethinden beri, kökleri ortadan kaldırılamayan Kölemen beyleri, devlet otoritesinin zayıfladığı sıralarda fırsattan yararlanarak hüküm ve sözlerini geçirmeye çalışırlardı.

Kölemenlerden Ali Bey de, Mısır'da nüfuz elde etmek için mücadeleye girişmiş, rakiplerini ortadan kaldırmak için de Cezzar'dan yararlanmak istemişti. Cezzar buna razı olmadığından araları açılmış ve bu yüzden de Mısır'dan ayrılmak zorunda kalmıştı.

Cezzar'ın Mısır'dan ayrılmasından 1776 yılı başında vezir rütbesiyle Sayda valiliğine atanmasına kadar geçen yaşamı, onun cesaret ve metanetini gösteren bazı mücadelelerle doludur. Cezzar, bu mücadeleyi Suriye ve Lübnan'da Dürzi ve Marunilere karşı yapmış, Kaptan-ı Derya Cezayirli Hasan Paşa'nın takdirini kazanmış ve sonuçta emeğinin karşılığında Sayda Valiliği'ne atanmıştı.

Cezzar Ahmet Paşa Sayda valisiyken devlete başkaldıran kabilelerle uğraşarak Suriye ve Lübnan'da güçlü bir otorite kurmuş ve devlete önemli hizmetlerde bulunmuştu. Bu başarılı hizmetlerine karşılık da 1780'de Şam Valiliği'ne atanmıştı.

CEZZAR NEDEN KOMUTANLIĞA GETİRİLMEDİ?

Cezzar Ahmet Paşa gerek Sayda, gerek Şam valisi bulunduğu yıllarda, valilik bölgesindeki Akka kentinde oturmayı tercih ederek orada hüküm sürmüş, disiplinli küçük bir askeri güçle, ufak bir donanma da meydana getirmişti.

Fakat Cezzar Ahmet Paşa'nın valilik bölgesinde giderek güç kazanması, İstanbul'un da dikkatini çekmiş ve bu durum hoş karşılanmamaya başlamıştı. Bu nedenle, Fransızlar Mısır'ı işgal edince, Napolyon'a karşı gönderilecek ordunun komutanlığına, cesur ve otoriter Cezzar Ahmet Paşa'nın getirilmesi düşünülse de, bu gerçekleştirilmedi.

Mısır'ı Fransızlardan kurtarınca orada yerleşebileceği şüphesi nedeniyle Cezzar yerinde bırakılarak, Mısır serdarlığına başka bir komutan atandı. Buna rağmen Mısır'ı Cezzar Ahmet Paşa'nın kurtaracağına inananlar da bir hayli fazlaydı.

NAPOLYON OSMANLI'YA KARŞI HAREKETE GEÇTİ

Fransızların meşhur generali Napolyon Bonapart, 1798 yılında ani bir şekilde Mısır'a sefere çıkarak İskenderiye ve Kahire'yi almış, Kuzey Mısır'a tamamen egemen olmuştu.

Kolayca kazandığı bu başarılardan sonra ise, Suriye'yi işgale karar vermişti. Napolyon, Mısır'da tutunabilmek için Suriye'nin elde bulunması gerektiğine inanıyor, aynı zamanda Suriye'ye ilerleyince Osmanlı Devleti'ni ürküterek dileklerini zorla kabul ettireceğini sanıyordu.

Zira Fransa Mısır'a saldırınca, Osmanlı Devleti İngiltere ve Rusya ile bir ittifak yapmış ve bu ittifak üzerine de İngiliz donanması, Mısır kıyılarında Abukır önünde Fransız donanmasını bozguna uğratmıştı.

Donanmanın elden gitmesiyle anavatanla deniz bağlantısı kesilen Bonapart, şimdi Mısır'da mahsur kalmıştı. Hızlı bir biçimde Suriye'yi ele geçirerek, isteklerini Osmanlı Devleti'ne zorla kabul ettireceğini düşünüyor ve Mısır'daki bu durumdan kurtulacağını hesaplıyordu.

"Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı,
bütün Doğu'yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı"

NAPOLYON CEZZAR AHMET'İ HAFİFE ALDI

Napolyon Bonapart, yolu üzerindeki Cezzar Ahmet Paşa'nın adını duymuştu. Fakat Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa'yı değil tehlikeli bir rakip, kendisine yirmi dört saat karşı koyabilecek bir komutan bile saymıyordu.

Fakat Mısır'da kolayca kazandığı zaferlerin üzerine aynı hızda yenilerini ekleyeceğini zanneden Napolyon'un düşleri, Akka Surları önünde ihtiyar vezir Cezzar Ahmet Paşa'nın yıkılmaz azmine çarparak bir balon gibi sönecekti.

KATLİAM VE YAĞMALARLA NAPOLYON'UN İŞGALİ

Napolyon Bonapart, Suriye'yi işgale karar verince, ordusunun bir kısmını Mısır'da bırakarak 21 bin kişilik bir kuvvetle kuzey istikametinde harekete geçerek yolu üzerindeki kıyı şehirlerini aldı.

Yafa'yı zapt edince şehir ahalisinden yaklaşık 4 bin kişiyi katletti ve şehri de yağma etti. Nihayet 18 Mart 1799'da Cezzar Ahmet Paşa'nın müdafaa ettiği Akka kenti önüne geldi.

Cezzar Ahmet Paşa, emrindeki kuvvetlerle kenti savunmaya başladığı zaman, deniz tarafında birkaç gemiden ibaret küçük bir İngiliz filosundan başka yardım kuvveti ve diğer yerlerle bağlantısı yoktu.

Bu filonun İngiliz komutanı, İstanbul'da elçi olan kardeşine yazdığı mektupta, Akka'daki istihkâmların hepsini gözden geçirdiğini, buranın pek işe yarar bir mahal olmadığını, sayısı çok olmakla beraber topların çok farklı çapta bulunduklarını, buna karşın Cezzar Ahmet Paşa ile emrindekilere güvendiğini vurgular.

CEZZAR AHMET, ELÇİLERİ İDAM ETTİRDİ

Napolyon, Akka'ya kadar zorlanmadan ilerlediğinden etrafta hatırı sayılır bir korku uyandırmıştı. Fakat yine de ihtiyatı elden bırakmayarak, ününü sıkça duyduğu Cezzar Ahmet Paşa'ya iki kere elçi gönderdi.

Cezzar Ahmet Paşa'nın elçileri idam ettirmesi üzerine Napolyon, daha önce uyguladığı şiddeti Akka önünde de göstermek istediğinden ilk hamlede kenti kuşattı ve yirmi dört saat durmaksızın süren top ateşine tuttu.

Bonapart, silah kuvveti kadar propagandaya da önem verdiğinden kendisini özellikle Cebeli Düruz ve Lübnan halkına bir kurtarıcı şeklinde göstermek gayesiyle etrafa bildiriler dağıtıyordu. Bu sebeple Cebeli Düruz hâkimi Emir Beşir, Cezzar Ahmet Paşa'nın iki defa yardım talebine kulak asmamıştı.


İLERLEYEN YAŞINA RAĞMEN BOĞAZ BOĞAZA DÖVÜŞTÜ

Akka Kuşatması çok zor koşullar altında uzadıkça uzadı. Ancak yetmişini aşmış Cezzar Ahmet Paşa'nın gözünü yıldırmak bir türlü mümkün olmuyordu.

Bazen açılan gediklerden şehre giren Fransız askerleriyle boğaz boğaza dövüşülüyordu. Cezzar Ahmet Paşa, hem askerlerini gayrete getiriyor, hem de ilerleyen yaşına rağmen genç Fransız askerleriyle vuruşmaktan geri kalmıyordu.

Akka'yı alması halinde tüm Suriye'nin avucunun içine düşeceğini hesaplayan Bonapart ise, var gücüyle saldırılarını sürdürüyor, fakat karşısında heybetle yükselen Cezzar Ahmet Paşa ile onun emrindeki Türk askerleri, genç Fransız generalinin hesaplarını alt üst ediyordu.

Akka savunmasındaki çarpışmaların en şiddetlileri bilhassa Ali Burcu denen kısımda gerçekleşti. Buradan ustalıkla lağım açarak içeri giren Fransızlarla kılıç ve bıçaklarla boğaz boğaza dövüşüldü.

Ali Burcu'nda bir aralık baş gösteren tehlikeli bir durum Cezzar Ahmet Paşa'nın lağımları tam zamanında bizzat ateşlemesiyle düzeldi.

NAPOLYON'UN DOĞU DÜŞLERİ SONA ERDİ

Kuşatmanın elli ikinci günü Rodos Mutasarrıfı Hasan Kaptan emrindeki Nizam-ı Cedit askeriyle, boğaz kaleleri muhafızlarından oluşan 3 bin kişilik bir kuvvet, Akka'ya çıkarak kentin savunmasına katıldı.

Şimdiye kadar kolay zaferlere alışmış Napolyon ve askerleri gelen takviyeler üzerine iyice moral bozukluğuna kapıldılar. Sonunda Napolyon kaleyi ele geçirmek şöyle dursun, ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa'nın azmini bile kıramayacağını kabul etmiş ve altmış dört günden beri devam eden kuşatmaya 21 Mayıs 1799 günü akşamı son vererek güney istikametinde çekilmeye başlamıştı.

Cezzar Ahmet Paşa ise, ertesi gün derhal Fransızları takibe çıkmış, Napolyon Yafa ve Gazze'de dahi kendini güvende hissedemediğinden ta Ariş'e kadar geri çekilmişti.

Napolyon'un Doğu'yu sömürgeleştirme düşleri de, "Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün Doğu'yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı" sözleriyle sona ermişti.


AKKA SAVUNMASI BİR KAHRAMANLIK DESTANI

Napolyon gibi bir komutana karşı kazandığı parlak zafer üzerine, Cezzar Ahmet Paşa payitaht tarafından tebrik edilmiş, ayrıca kıymetli hediyeler gönderilmişti.

Akka'da namını bütün dünyaya duyuran ve bu başarıdan sonra beş yıl daha yaşayan Cezzar Ahmet Paşa'nın bundan sonra hükümetle arası pek iyi gitmemişti. Kuşatma sırasında yardım taleplerine karşın kendisine yardım etmeyen Emir Beşir ile uğraşmış, Mısır işleri için kendisine büyük yetkiler verileceğini umut ederken, başka birisinin Mısır serdarlığına tayin edilmesi dolayısıyla da hükümete gücenmişti.

Bu güceniklik ve bundan doğan olaylar, hem Cezzar Ahmet Paşa'yı, hem de hükümeti üç yıl oyalamıştı. Nihayet 1802'de Hicaz'daki Vahhabi isyanının tehlikeli bir hal alması yüzünden merkezi hükümet, çok ihtiyarlamış olmasına rağmen Hicaz seraskerliği ile Şam eyaletinin yönetimini Cezzar'a vermiş; Mısır işlerinin yoluna konmasını da ona bırakmıştı. Fakat geride pek az ömrü kalmış olan Cezzar Ahmet Paşa, 23 Nisan 1804'te hayata gözlerini kapayacaktı.

Merkezi hükümetin emirlerine pek aldırış etmediği şeklinde izlenim bırakan Cezzar Ahmet Paşa'nın dik başlılığından dolayı birtakım kusurları mevcutsa da, devlete pek çok faydası dokunan zeki ve dirayetli bir insandı. Onun yalnız Akka savunması bile, mevcut hatalarını misliyle kapatacak bir kahramanlık destanıdır.

Fikriyat

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN