Arama

Bir çağı kapatan zaferin 565. yılı!

Tarihi 8500 yıl öncesine dayanan, 3 medeniyete başkentlik eden İstanbul'un, çağ açıp çağ kapatan fethinin 565. yıl dönümü bugün.

Bir çağı kapatan zaferin 565. yılı!
Yayınlanma Tarihi: 29.5.2018 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 29.05.2018 14:36

Daha önce Osmanlı İmparatorluğu tarafından 7 kez kuşatılan İstanbul'un fethi, Türk-İslam ve dünya tarihi açısından kritik bir tarih olarak kabul ediliyor.

babasının ölüm haberini sancakbeyi görevini yürüttüğü Manisa'da öğrenen Şehzade Mehmet, 15 gün sonra Edirne'ye geldi ve henüz 19 yaşına basmadan 18 Şubat 1451'de Osmanlı Devleti'nin padişahı sıfatıyla ikinci kez tahta çıktı.

O dönemde Anadolu'da, Osmanlı Devleti'ne ait olmayan en önemli yer Anadolu ve Rumeli'nin kalbi, İstanbul'du (Konstantinopolis). Sultan 2. Mehmet tahta çıkar çıkmaz İstanbul'u fethetme düşüncesini kafasında canlandırmaya başladı.

Padişah, bu amaçla Karadeniz yoluna hakim olabilmek için Anadolu Hisarı'nın tam karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Rumeli Hisarı'nın temellerini, Utarid Mabedi'nin bulunduğu yere koyduran Sultan 2. Mehmet, hisar duvarlarının ''Muhammed'' kelimesini bir araya getiren, Arap harfleri şeklinde olmasını, her ''M'' harfi yerine bir kule yapılmasını buyurdu. 1452 yılının ağustos sonlarına doğru, Rumeli Hisarı'nın inşası tamamlandı.

Bizans imparatoru şehrin kapılarının örülmesini emretti

Sultan 2. Mehmet, 1452 yılı Haziran ayında Bizans'a savaş ilan etti. Bizans İmparatoru da şehrin kapılarının örülmesini emrederek, savaşa karşı ilk icraatını gerçekleştirdi. Bu olay, Bizans İmparatorluğu'nun düşüşüne sebep olacak savaşın bahanesi sayıldı.

II. Mehmed, Bizans İmparatoru'nun Mora'daki kardeşlerinin İstanbul'a yardım yapılması ihtimaline karşın Turahan ve oğullar Ahmet b Ömer beyleri burada görevlendirerek akınlarla göz açtırmadı.

2. Mehmet, 1 Eylül 1452'de İstanbul surlarının önünden hareket ederek, savaşa hazırlanmak üzere Edirne'ye doğru yola çıktı. İstanbul'u fethetmek için karadan ve denizden kuşatmanın hesaplarını yapan Sultan 2. Mehmet, bir yandan da surlara büyük zararlar verebilecek güçlü topların üretilebilmesi için araştırmalar yaptı. Karadan ve denizden yapılacak kuşatmada gereken donanmanın hazırlanmasına hız verildi.

Hocalardan askerlere moral desteği

Bu süreçte Sultan 2. Mehmet'in hocaları Akşemseddin, Molla Gürani, Molla Fenari, Kara Şemseddin, Molla Hüsrev, Emir Buhari, Cebe Ali, Ensar Dede ve diğer din adamlarının verdikleri manevi destek Osmanlı askerlerinin cesaretlenmelerini sağladı.

İstanbul'u fethetmek için karadan ve denizden tam kuşatmak gerektiğini, surları harap edecek topçu kuvveti olmazsa bir netice almanın çok güç olacağının farkında olan Sultan 2. Mehmet, hazırlıklarını da bu doğrultuda yürüttü.

Osmanlı'ya hizmet teklifinde bulunan Urban isimli Macar top döküm ustasının yaptığı ilk top Rumeli Hisarı'na yerleştirildi ve bu top sayesinde İstanbul Boğazı'nı izinsiz geçmek isteyen Venedikli Antonio Rizzo'nun idaresindeki gemi battı. Bu topun başarısı surları yıkabilmek için daha çok ve büyük topların yapımına ihtiyaç olduğunu gösterdi. Edirne'de büyük top dökümü işi başlatıldı.

Edirne'de yeni dökülen büyük top, 62,8 santimetre çapındaydı. Her biri 600 kilogram ağırlığında taş gülleler atabilecekti.

En önemli meselelerden biri de 100 bin kişilik Osmanlı ordusunun yiyecek ihtiyacının karşılanmasıydı. Ordunun yanı sıra askerleri ve ordunun ağırlıklarını taşıyan hayvanların beslenmelerinin temini de gerekliydi. Tüm hazırlıklar için çalışmalar başladı.

Fetih hazırlıkları

Fetih için yapılan büyük hazırlıklar 1453 yılının şubat ayında tamamlandı. Şubat ayının birinde 3 büyük top, dökümhanenin önünde sıralandı. Topları çekecek arabalara öküzler bağlandı, hareket zamanı beklendi. Her büyük top için 50 öküz bağlandı, topların kontrolden çıkmaması için her topun sağına ve soluna 50'şer asker konuldu.

Topun sesi 24 kilometre mesafeden duyuluyordu. Edirne'den yola çıkan toplar, 30 araba 50 öküzle çekildi ve devrilmesin askerler görevlendirildi. Büyük toplar, 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra İstanbul önlerine geldi.

Önden giderek kazma ve kürekle yol düzeltecek 200 kişi ve 50 marangoz malzemeleriyle hazır bekledi. Yedek öküzler, hayvanların ve askerlerin yiyecek, içecek ve diğer ağırlıklarını taşıyan katırlar, develer uzun bir kuyruk oluşturdu. 400 kişilik topçu birliği, başlarında topçu başı, dökümcübaşı, ocak kethüdası, ocak çavuşu, çorbacı, döküm ustaları yola çıkmak için sultanın gelmesini bekledi.

Sabah namazını kıldıktan sonra dökümhaneye gelen Sultan 2. Mehmet'in emriyle Bizans İmparatorluğu'nun yok olmasına sebep olacak toplar,İstanbul'a doğru yola koyuldu.

Toplar, Edirne'den İstanbul'a 64 günde getirildi

Trakya'nın kar ve çamuru, topçubaşıya ömrünün en zor anlarını yaşattı. Büyük toplar, 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra İstanbul önlerine geldi. Rumeli ordusunun büyük bir kısmı, büyük topların hareketinden yaklaşık 2 ay sonra Edirne'den hareket etti ve 10 gün sonra İstanbul'a vardı.

Sultan 2. Mehmet de 1. Constantine'nin 1058 yıllık şehrini fethetmek amacıyla 23 Martta Edirne'den yola çıktı. 5 Nisan günü İstanbul önlerine gelen Sultan 2. Mehmet ve Osmanlı ordusunun büyük bir kısmı, surların 3 kilometre uzağında konakladı. Osmanlı ordusunu surlardan takip edenler, ister istemez ürperdi. İstanbul kuşatması böylece başlamış oldu.

Sultan 2. Mehmet, kuşatma hazırlıklarını bitirdikten sonra imparatora Mahmud Paşa'yı elçi olarak yollamaya karar verdi. 2. Mehmet, boş yere kan dökülmemesini, şehri teslim etmeleri halinde halkın mallarıyla şehirden ayrılmasına, kendisinin de Mora'ya gitmesine izin verileceğini bildirdi.

İmparator Constantine 11. Palaeologus, şehrin surlarının kuvvetine, batıdan yardımın geleceğine, hazırlıklarının savunma için yeterli olduğuna güvenerek Sultan 2. Mehmet'in bu teklifini kabul etmedi. Bu adımdan sonra İstanbul'u savaşarak almaktan başka çare olmadığına inanan Sultan 2. Mehmet, 6 Nisan Cuma günü kuşatmayı başlattı.

54 gün süren kuşatma

Kitapta yer alan kronolojik sıralamaya göre 6 Nisan'da başlayan ve 29 Mayıs'ta sona eren kuşatma gün gün şöyle:

6 Nisan Cuma: Sultan 2. Mehmet'in otağı, Topkapı ile Eğrikapı arasındaki Lykus deresinin geçtiği yere, kara surlarının tamamını görecek bir tepenin üzerine kuruldu. Kuşatma en mükemmel bu tepeden kontrol edilebilirdi. İstanbul, Sultan II. Mehmet'in gözleri önünde seriliydi; elini uzatsa alacak gibi...

9 Nisan: II. Mehmet'in kara surlarını kuşatmasından sonra donanmasının da her an geleceğini düşünen Bizans İmparatoru, Haliç'te alınan tedbirlerin artırılmasını emretti. Bu doğrultuda, koruma altına almak için Haliç'in ağzına gerilen zincirin gerisine 12 gemi demir attı.

11 Nisan: Marmara sahilinden Haliç'e kadar kara surlarının karşısında 14 yerde toplar, ateşlenmeye hazır hale geldi. En büyük top, Caligaria'nın karşısına konuldu. Caligaria'nın karşısına yerleştirilen güllesi 390 kilogram ağırlığındaki büyük topun yaptığı birinci atış, İstanbul'u zangır zangır titreterek, savaşın başladığını bütün dünyaya ilan etti.

Donanma, 145 gemiden oluşuyordu

12 Nisan: Gece saat 03.00 civarında Osmanlı donanması İstanbul limanının önlerine geldi. Donanma kürek çekerek, Anadolu yakasına doğru ilerledi ve Çifte Sütunlar denilen yere demir attı. Osmanlı donanması 12 kadırga, 70-80 fusta, 25 nakliye gemisi ve gerisi de küçük teknelerden oluşan toplam 145 gemiden oluşuyordu.

13 Nisan: Gece-gündüz süren top ateşi, surların bazı kısımlarında önemsiz de olsa tahribatlara başladı. En büyük topun bir defa doldurulup ateşlenmesi için 2 saate ihtiyaç vardı. Böylece günde ancak 8 defa atış yapılabiliyordu. Fazla ısınmanın önüne geçebilecek bir imkan bulunmadığı için büyük top hasar gördü. Bunun üzerine II. Mehmet'in emriyle diğer iki büyük top her atıştan sonra zeytinyağı ile yağlanmaya başladı.

20 Nisan: Bizans'a yardım için gelen üç Cenova ve bir Sicilya gemisi ile Osmanlı askerleri Ayastefanos (Yeşilköy) yakınlarında savaştı. Deniz savaşında Osmanlı donanması üstünlük elde edemedi ve geri çekildi. Bu durum Osmanlı donanmasında olumsuz etki yaratırken, Bizans moral buldu. Savaşta, 115 asker şehit düştü.

Osmanlı donanmasının deniz savaşındaki başarısızlığından hemen sonra Akşemseddin tarafından Sultan II. Mehmet'e yazılan ve saldırıların devam etmesinin öneminin ayetlerle anlatıldığı mektup, Osmanlı ordusunu motive etti.

67 gemi karadan yürütüldü

21 Nisan: Bu yenilgi üzerine 2. Mehmet, Baltaoğlu Süleyman Bey'i görevden aldı ve yerine Hamza Bey'i donanmanın kaptanı yaptı. 2. Mehmet, Haliç'e girmesine mani olan bu engellerin geçilememesine kızarak, haftalardır düşündüğü planladığı ve hazırlıklarını yaptığı gemileri Haliç'e indirme fikrini gerçekleştirme kararını verdi.

22 Nisan: Orta ve küçük boylarda 67 gemi eski Tophane Limanı'na dökülen Kabataş Deresi yatağından yukarı çekilmeye başlanıp, Galata arkasından Kasımpaşa deresini takip ederek, Haliç'e indirildi. Önce küçük teknelerin çekilme işlemi başladı. Dere yatağının ağzından çekilen gemiler, felekler üzerine konup yavaşça yürütüldü. Binlerce kişi tarafından çekilen gemiler, Galata sırtlarına doğru yükselmeye başladı. Tepeye çıkarılan ilk gemilerin ardından inişe geçen teknelerin geriden yokuşu çıkan gemileri çekmesiyle 67 gemi Çifte Sütunlar mevkisinden Haliç'e indirildi. İstanbul, artık karadan ve denizden tamamen kuşatılmıştı.

23 Nisan: Çifte Sütunlar mevkisinde Osmanlı donanmasının taarruz etmesinden korkan Bizans donanması, sabah saatlerinde Haliç'te 67 parça Osmanlı gemisini görünce büyük korku içinde kaldı. İmparator, Haliç'teki Osmanlı donanmasına karşı ek tedbirler almak zorunda kaldı.

Tünelle şehre girme planı

11 Mayıs: Sultan 2. Mehmet, paşalarıyla yaptığı toplantıda, surların altından açılacak bir tünelle şehre girme planlarını anlattı.

13 Mayıs: Bir yandan surlara saldırılar sürerken diğer yandan Sırpların aralıksız çalışmasıyla tünel kazıları zor da ilerliyordu.

16 Mayıs: Bizanslılar, kazıların sesleri şehirde duyulunca tüneli fark etti ve engellendi.

23 Mayıs: Sultan 2. Mehmet, imparatora son kez bir elçi daha gönderdi ama teklifi reddedildi.

13. Pâdişâhın teklifinde şehrin kendisine terkedilmesi, İmparatorun bütün maiyyeti, hazinesi ile sağ ve salim, arzu ettiği yere gitmesi veya Mora despotluğunu kabul eylemesi, Ahalinin de gitmek veya kalmakta serbest olduğu bildiriliyor ve aksi halde şehir harben alınacak olursa halkın harb esiri olacakları tebliğ ediliyordu.

Kasım Bey bu güç durum üzerine imparatoru sulhe imale etmek istedi; imparator da bazı mukabil tekliflerde bulunmak üzere Sultan Mehmed'e elçi gönderdi ve Rum elçileri padişah ne kadar vergi isterse iktidarı dışında olsa dahi vereceğini ve daha başka tavizlerde de bulunacağını söyledilerse de padişah:

"Buradan gitmekliğim kabil değildir; ya ben şehri zabtederim, yahut şehir beni ölü veya diri olarak zabt eder, eğer şehirden sulhen çekilirsen sana Mora'yı ve kardeşlerine diğer eyaletleri vereceğim; bu suretle dost oluruz."

25 Mayıs: Osmanlı askerlerinin açtığı 7. tünel de başarısızlıkla sonuçlandı. II. Mehmet, çok sayıda cana mal olan tünel kazma işinden bir netice alamayacağına kanaat getirdi. Sultan II. Mehmet, zaferin surlar karşısındaki topların gücü ve Osmanlı askerlerinin cesaretinden sağlanacağı inancıyla genel hücum kararını 29 Mayıs Salı günü olarak belirledi.

İmparator Constantine kılıç darbeleriyle öldü

Sultan 2. Mehmet, 29 Mayıs Salı saat 03.00'te Saint Romanos ve çevresindeki surların karşısına genel hücum emrini verdi. 2. Mehmet, peş peşe yapılan iki hücumun da başarısız olmasından rahatsız olmasına rağmen savaşın sonuna yaklaştığını hissetti. Bizans'ın gücü artık tükenmişti ama daha hücuma katılmamış Osmanlı kuvvetleri vardı.

En şiddetli mücadelenin olduğu beşinci kapı (Pempton) önündeki siperler dağılmıştı, hendeğin en dolu olduğu yer de burasıydı. İkinci hücum, savunmanın nefesini kesmişti. Bu durumu gözleyen 2. Mehmet, üçüncü hücumun yoğunluğunu buraya vermeye karar verdi. 2. Mehmet'in son hücumu ve son kozu; bu bölge olacaktı ve bu hücum yeniçerilerin savaşı olacaktı.

Yeniçeriler ile Bizans askerleri arasında kıyasıya bir savaş başladı. Bu sırada İmparator Constantine 11. Palaeologus, bir tek Osmanlı askerinin şehre girdiğini görmeden, askerleri arasında, Osmanlı askerlerinin kılıç darbeleriyle öldü. Böylece savunma kalktı ve panik başladı. Kapı önünde geçen mücadele, Osmanlı askerlerinin galibiyetiyle son buldu. Osmanlı askerleri, Pempton kapısından içeri girdi.

Elli dört gün süren ve 18 Nisan, 6, 12 ve 29 Mayısta yapılan dört büyük hücumdan sonra Roma İmparatorluğu'nun 1125 senelik başşehri olan İstanbul, 29 Mayıs Salı günü zapt edildi. Bu fetihten sonra kalelerin ve surların top gülleleriyle yıkılacağı anlaşıldı. Bu gelişmeler Avrupa'da derebeylik rejiminin gücünü kaybetmesine ve mutlak krallıkların güçlenmesini sağladı ve fetihten sonra İtalya'ya giden Bizans bilginleri Rönesans hareketinin başlamasında etkili oldular.

Fetih 2. Mehmet'e ''Fatih'' unvanı getirdi

Orta Çağ'ın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmet'in kuşatma teknikleri, ateşli silahları ve düzenli askeri gücü karşısında yenilmiş oldu.

İstanbul'un fethi ile 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu sona erdi, Orta Çağ kapandı ve Yeni Çağ başladı. İstanbul, Osmanlı Devleti'nin yeni başkenti oldu.

Ülke alan, ülke açan anlamına gelen 'Fatih' unvanını alan II. Mehmed Hz. Muhammed'in (s.a.v) "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur." hadisine nail oldu. İstanbul, Osmanlı'nın başkenti oldu. İstanbul'un fethi ile yeni bir çağı açılıp bir çağa son verdi.

29 Mayıs 1453 Salı günü öğle vakti Fatih Sultan Mehmet atının üzerinde bütün devlet erkanı ve vezirleri peşinde atlarıyla Pempton Kapısı'ndan şehre girdi, Ayasofya Kilisesi'nin etrafını dolaştı.

Fatih Sultan Mehmet, böyle eşsiz bir şehri kendisine bağışladığı için Allah'a şükretti.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN