Arama

  • Anasayfa
  • İslam
  • Müslümanlar kendi modernitesini neden gerçekleştiremedi?

Müslümanlar kendi modernitesini neden gerçekleştiremedi?

Kitabında Faslı düşünür Muhammed Abid el Cabiri’nin klasik İslam düşüncesine yönelik yapısalcı çözümlemelerini din felsefesi bakımından “akıl ve din ilişkileri” zemininde tartışan Mehmet Ulukütük, Cabiri’nin tüm gayretinin Müslümanların kendi modernitesini neden gerçekleştiremediği sorusuna bir cevap aramak olduğunu belirtiyor.

Müslümanlar kendi modernitesini neden gerçekleştiremedi?
Yayınlanma Tarihi: 24.12.2017 00:00:00 Güncelleme Tarihi: 24.12.2017 10:08

Vahye dayalı dinlere sahip toplumların fikri tarih ve geleneğinde üzerinde en çok tartışma yürütülen gözde konulardan birini teşkil eder akıl ve onun konumunun nasıl ele alıp değerlendirileceği. Klasik İslam düşüncesinde olduğu kadar çağdaş İslam düşüncesinde de akıl ve din ilişkileri en çok tartışılan, üzerinde fikir yürütülen, çeşitli ihtilafların ve ayrışmaların karakterini ortaya çıkartabileceğimiz en temel konudur. Özellikle İslam dünyasının son iki yüz yıl boyunca Batı modernitesi karşısındaki göz kamaşması, tarihsel bir özne olma konumundan çıkmaları (Daryush Shayegan gibi birtakım modernistler Müslümanların "tarihte tatil"i seçtiğini söylemeye kadar vardırmıştır işi) gibi gelişmeler sebebiyle gerek ortaya çıkan yeni durumu kavrama gerekse "geri kalmışlık batağı" olarak görülen şeyin fikri köklerini tahlil edip buna uygun çözümler üretme anlamında Müslüman düşünürlerin içine girdiği çabayı karakterize eden en önemli niteliğin 'hesaplaşma' duygusu olduğunu söyleyebiliriz. Bu duygunun gerekçelendirilme şekilleri ne olursa olsun araçları belirlidir: Öncelikle klasik İslam düşüncesinde çözümsüz olduğu varsayılan bazı karşıtlıklar tekrar ele alınır. Bunların günümüz toplum ve düşüncelerine etki ve yansımaları ortaya konmaya çalışılır ve ardından mümkün bir çözüm yolu olarak benimsenen yorum çizgisi önerilir.

İLK KARŞILAŞMA VE TEŞHİS

Bu yaklaşımlarda iki temel hususun belirginliği dikkat çeker: Batı modernitesi ile karşılaşma ve bu karşılaşmadan doğan siyasal, sosyal, fikri sorunların temel sebeplerini bir şekilde geçmişe ait düşünme yordamlarında teşhis etme çabası. Batı modernitesi ile toplumlarımızın çağdaş konumları arasındaki asimetrik durumu en azından fikri bakımdan aşmaya azimli bu yaklaşımlarda eleştirellik dozajı yüksekse de teemmüllerin genelde eksik olduğunu söylemeliyiz. Kitabında Faslı düşünür Muhammed Abid el Cabiri'nin klasik İslam düşüncesine yönelik yapısalcı çözümlemelerini din felsefesi bakımından " akıl ve din ilişkileri" zemininde tartışan Mehmet Ulukütük, Cabiri'nin tüm gayretinin Müslümanların kendi modernitelerini neden gerçekleştiremedikleri sorusuna bir cevap aramak olduğunu belirtiyor. Cabiri, bu çabası doğrultusunda klasik İslam düşüncesinde akla biçilen konumun tarihsel ve yapısal bir arkeolojisine girişmiş, bu minvalde oluşan çeşitli paradigmaların eleştirisini denemiştir. Ulukütük, klasik İslam düşüncesine yönelik olarak Cabiri'nin beyan, irfan ve burhan olarak tasnif ettiği epistemolojik tasnifin önemine dikkat çekerken, yeri geldikçe bu tasnifteki kategoriler arsında keskin ayrımlar oluşturulduğunu da vurgulamaktan çekinmiyor. Cabiri'nin ne söylediği kadar neyi söylemek istediğini de tartışan Ulukütük eleştirel bir dille İslam düşüncesinin güncel konularını ve tartışmalarını din felsefesi bakımından değerlendiriyor.

BERGSON'DAN AHLAK VE POLİTİKA DERSLERİ

1925'te Nobel Edebiyat Ödülü almış Fransız filozof Henri Bergson, 20. yüzyılın en önemli filozofları arasındadır. Onun 1891-1893 yılları arasında Fransa'daki bir lisede etik ve politika felsefesi hakkında verdiği dersleri içeren kitap, gerek bu konulara dair güncel felsefi tartışmalara eğiliyor gerekse de filozofun sonraki dönemlerde yazacağı eserlerin temel bileşenlerini içeriyor. Özellikle Din ve Ahlakın İki Kaynağı adlı esere giden yolda Henri Bergson'un ahlak üzerine verdiği derslerin tamamında müşterek noktanın "ahlaki yükümlülüğün analizi" olması dikkat çekiyor. Etik ve Politika Dersleri bu minvalde okunması gereken önemli bir eser.
Etik ve Politika Dersleri, Henri Bergson, çev. B. Garen Beşiktaşlıyan, Pinhan, 2016.

WITTGENSTEIN'IN HAZIRLIK NOTLARI

co-Philosophicus'la tuttuğu yer herhangi bir tartışmaya yer bırakmayacak kadar sarih ve önemlidir. Wittgenstein'ın kendisinden son derece emin bir şekilde doğruluklarından şüphe etmediği düşüncelere yer verdiği bu eseri kaleme almaya giriştiği ön hazırlık notlarını içeren Defterler 1914-1916 onun kitaba nazaran şüphe içinde kıvrandığını gösterir. Ancak Defterler'e de yansıyan temel mantık, dilin resim teorisidir ve bu mantık kesin ifadesine Tractatus'ta ulaşacaktır. Tractatus'ta dile getirilen düşüncelerin ham ve tartışmalı biçimleri yer alır Defterler'de.
Defterler 1914-1916, Ludwig Wittgenstein, çev. Ali Utku, Doğubatı, 2017.

Murat Güzel / Star - Açık Görüş

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN