"Seyahatname"deki gizli Türk mahallesi

Erzincan'ın Kemah ilçesinde, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinden yola çıkan kazı ekibi, Anadolu'nun tarihteki en uzun su tünellerini ve bin yıllık Türk mahallesini gün yüzüne çıkardı.

Yayınlanma Tarihi: 02.09.2017 00:00 Güncelleme Tarihi: 02.09.2017 13:47

Türkler'in Orta Asya'dan göç ettiği Anadolu'da kurulan Mengücekliler Beyliği'nin başkenti konumundaki Erzincan'ın Kemah ilçesinde yer alan Kemah Kalesi'nde, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü görevlilerince 6 yıldır kazı çalışması yapılıyor.

Erzincan'ın Kemah ilçesinde, Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sini rehber edinerek kazı yapan ekip, Kemah kalesi ile Tanasur deresi arasında, Anadolu'nun tarihteki en uzun su tünellerini ve bin yıllık Türk mahallesini gün yüzüne çıkardılar.

BİN YILLIK TÜRK MAHALLESİ

Kültür ve Turizm Bakanlığının katkılarıyla, arkeolog ve sanat tarihçilerince yürütülen kazı çalışmalarında, önemli tarihi eserler ve kalıntılar ortaya çıkarıldı. Kemah kalesi ile Tanasur deresi arasında bulunan Anadolu'nun en uzun tarihi su tünelleri (350 metre) ve bin yıllık Türk mahallesi de bu eserler arasında yer alıyor.

Üniversitenin Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Yurttaş yaptığı açıklamada, kazı çalışmalarında 17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden olan ve 50 yıldan fazla Osmanlı topraklarını gezen Evliya Çelebi'nin gördüklerini yazdığı "Seyahatname" adlı eserin kendilerine rehber olduğunu söyledi.

"KALEDE 600 EV, 11 İBADETHANE VAR"

Yurttaş, birkaç etaptan oluşan kazı çalışmalarına, Kemah Kalesi girişinde yer alan ve Seyahatname'de Bey Cami olarak geçen cami alanında başladıklarını aktardı. Yurttaş, şöyle devam etti:

"Evliya Çelebi Seyahatname'de kalenin içinde 600 evin, 11 ibadethanenin bulunduğundan ki bunlardan 3'ünün minaresinin olduğunu diğerlerinin mescit hükmünde yer aldığını, evlerin ise birbirine bitişik vaziyette olduğunu, pek çoğunun bahçesinin olmadığını, damdan dama kar küremesi sonucu biriken karların Tanasur deresine atıldığını ifade etmekte. Biz de Evliya Çelebi'nin anlattığı yoldan istifa ederek, o yolu kendimize rehber ederek çalışmalarımıza başladık. Kemah'taki kazıda Türk dönemine ait yaklaşık bin yıllık Türk mahallesini ortaya çıkardık."

Bir kısmı yer üstünde bulunan kaledeki hamamın ortaya çıkartılması için kazı çalışmalarının sürdüğünü, çalışmaların bu yılki bölümünde hamamın 'sıcaklık' ya da 'ılıklı' olarak tabir edilen bölümlerini temizlediklerini anlatan Yurttaş, zemini taşla döşeli soyunmalık bölümünde bulunan oturma şekillerini de gün yüzüne çıkardıklarını dile getirdi.

ANADOLU'NUN TARİHTEKİ EN UZUN SU TÜNELİ BULUNDU

Yurttaş, kazı çalışmalarında, Yukarı Fırat Bölgesinde, deniz seviyesinden 1053 metre yükseklikteki bulunan Kemah Kalesi'nden 50- 60 metre kod olarak daha düşük seviyeden geçen Tanasur deresine inen 350 metre uzunluğunda su tünellerinin de bulunduğunu belirterek, geçmişte düşman saldırısı sırasında kalede bulunanların su ihtiyaçlarını bu tünelleri kullanılarak dereden karşıladıklarını ifade etti.

Kemah Kalesi'nin en önemli tarihi özelliklerinden birisinin de bu su tünelleri olduğunu vurgulayan Yurttaş, şunları kaydetti:

"Bu su tünelleri, yer yer tonozlarla inşa edilerek yapılmış. Yer yer ise mevcut kaya kütlesi oyulmak suretiyle meydana getirilmiş. Tüneller, Anadolu'nun en uzun tünellerinden. Ölçülerimize göre bugünkü haliyle 350 metre civarında bir su tüneline sahibiz. Ayrıca bu tünellere çeşitli yerlerden bağlantı sağlayan farklı su tünellerinin de olduğunu biliyoruz. Bunlar yıkıntı halinde oldukları için onlara ulaşmak biraz zor. Kemah Kalesi'nde belki de en çok görülmesi gerek yer bu su tünelleri."

BİZANS DÖNEMİNE AİT SERAMİK PARÇALARI

Kazı ekibinden Yrd. Doç. Dr. Muhammet Lütfü Kındığılı da 12. ve 13. yüzyıldan Bizans dönemine ait seramik parçalarıyla üretimin göstergesi olan bir fırının yapısını ortaya çıkardıklarını, kalede bu yıl yapılan çalışmalarda en önemli bulgunun hamam yapısındaki soğukluk bölümünde yer alan buluntular olduğunu söyledi.

Kemah ilçesinde 2010 yılında başlatılan kazı çalışmalarına, Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Haldun Özkan, Prof. Dr. Süleyman Çiğdem, Yrd. Doç. Dr. Zerrin Köşklü, Muhammet Lütfü Kındığılı, Yasin Topaloğlu ve Gazi Üniversitesinden Prof. Dr. Nurşen Özkul Fındık'ın yanı sıra her iki üniversitenin sanat tarihi ve arkeoloji bölümlerindeki lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri katılıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.