Teoman Duralı'nın Omurgasızlaştırılmış Türklük kitabından 20 ufuk açıcı alıntı

Adâleti ancak vahiy dini yoluyla tanıyabiliriz. Onun tarîfi ile tefsîri de, hikmetle irtibâtını kesip kaybetmemiş bir felsefe sisteminin işidir. Teoman Duralı'nın Öyle Geçer Ki Zaman kitabından 20 alıntı Teoman Duralı'nın 'Öyle Geçer Ki Zaman 'kitabını satın almak için tıklayınız. Olup biten ne varsa, bilinçten neşet eder. Öyleyse varlık, bilinçle örtüşür. Bilinç bulunmuyorsa, varlıktan da bahsedilemez. Teoman Duralı ile Felsefe Söyleşileri Teoman Duralı'nın 'Çağdaş-İngiliz Yahudi Küresel Medeniyeti' kitabını satın almak için tıklayınız. Cihângir devletler kurup dil bilinci ile kaygısı gelişmemiş, dilini bunca ihmal etmiş ikinci bir millete tarihte rast gelmek zordur. Prof. Dr. Teoman Duralı yorumuyla İngiliz-Yahudi medeniyetinin dünyaya etkileri Teoman Duralı'nın 'Sorun Nedir' kitabını satın almak için tıklayınız. Bir toplumun, tarihi boyunca, göz nuru, alın teriyle vücuda getirmiş olduğu kültürün köküne, bir kere, kibrit suyu dökülmeğegörsün; o artık, bütün zamanlar için sırra kadem basar. Teoman Duralı'nın 'Gelişip dönüşen varlık olarak canlı' yazısını okumak için tıklayınız. Yazıya koşut bir başka bağışlanmaz, fecîi katliâm dile uygulanmıştır. Teoman Duralı'nın 'Mekanikci bir sisteme doğru' yazısını okumak için tıklayınız. Hayat, hem doğa hem de toplum -kültür şartları sebebiyle, baştan aşağıya mücadele demekti. Teoman Duralı'nın 'Mekanik varlık olarak canlı' yazısını okumak için tıklayınız. Teoman Duralı'nın 'Omurgasızlaştırılmış Türklük' kitabını satın almak için tıklayınız. Tarihte İslam medeniyetinde benliğini kazanmış olan Türklüğün bugün temel sorunu 'kendinibilmezlik'tir. Teoman Duralı'nın 'Yaratılmış varlık olarak canlı' yazısını okumak için tıklayınız. Teoman Duralı'nın 'Kutadgubilig Türkçenin Felsefe - Bilim Sözlüğü' kitabını satın almak için tıklayınız. Kurtuluş, aklın ışığında toparlanıp yeniden yapılanmadadır. Taklit, teslim olma, giderek yok olmak demektir. Teoman Duralı'nın 'Canlı-canlı olmayan' yazısını okumak için tıklayınız. İslâm ahlâkının esâsı, zulm ile haksızlığa başkaldırı irâdesidir: Cihât. İşte İslam düşmanlığının hikmet-i sebebi. Teoman Duralı'nın 'Kimlik, geçmişte inşâa olunan bir binâdır' yazısını okumak için tıklayınız. Türklerin, imparatorluk devletini kurmak uğruna savaşma iradesi, Müslümanlaşmalarıyla mânâsını kazanmıştır. Teoman Duralı'nın 'Nerelerden nerelere?' yazısını okumak için tıklayınız. Yazının değiştirilmesinin yanı sıra, Osmanlı Türküne mahsûs dine, siyâsete, kılık ile kıyâfete, ev ile aile hayatına ilişkin tekmil kurallar, örfler, alışkanlıklar, biçimler, tavır ile tutumlar küpeşteden denize atılmışlardır... Teoman Duralı'nın 'Söz sonu' yazısını okumak için tıklayınız. Hayat, dille kâimdir. Dilse, hep hatırlamalar dizisi ve çağrışımlar silsilesidir. Osmanlı milletini kaynaştırıp bir arada tutan mihver üçgeninin de köşelerinden biri, devlet-hukuk geleneği, öbürü dindarlık/dinlilik, ötekisiyse Arap asıllı harflerle yazıya geçirilmiş dil (Klasik Türkçe) olmuştur. Kendi tarihi ile kimliğini bilmeyen, bunun bilincini yaşamayan kültürün anlamı da yoktur. Osmanlı yurdu, tarihi boyunca, en olmayacak durum ve şartlarda bile, kolu kanadı kırılmış, aç bîilaç ve açıkta kalmış mülteciye sığınak olmuştur. İslâmcılık, son derece yanlış ve kerîhtir. İslâmı ideolojileştiremezsiniz. Olsa olsa İslâm'dan esinlenmiş bir ahlâk-toplum düzeni, hatta ideoloji vücuda getirilebilir. Türklüğün bir türlü kendini kurtaramadığı bir zaafı var ki, Osmanlı dahi onunla malûldur: Türkçe'yi kendine dert edinerek ona ihtimam göstermek. Hayat, yaşamanın tersine, gerçeklikte bulunmaz. Ya, nerededir? Hâfızada. Dili mahvedilmiş bir toplum-kültürün günleri sayılıdır. Dil düşünme ufkumuzdur. Bir kültürün varabileceği en üst orun, felsefileşmiş medeniyet seviyesidir.