Medine'deki Osmanlı mirası: Amberiye Camii

Osmanlı Devleti asırlar boyunca elinde tuttuğu kutsal toprakların üzerine titremiş, her dönemde mukaddes bölgeye hizmet götürerek Hicaz ehline hizmet etmişti. Sultan II. Abdülhamid Han'ın hacıların daha rahat bir şekilde ibadet etmeleri için yapımını gerçekleştirdiği Hicaz Demir Yolu, bu anlayışın güzel bir tezahürüydü. HİCAZ DEMİR YOLU'NUN HÜZÜNLÜ HİKAYESİ Son durağı Medine olan Hicaz Demir Yolu'nun simge yapılarından birisi de Medine Tren İstasyonu'nun hemen karşısına inşa edilen Amberiye Mescidi idi. Hamidiye olarak da anılan mescit, Medine'ye gelen misafirlerin ilk durakları, mukaddes toprakların adeta girizgahı idi. Mescit günümüzde de sıklıkla ziyaret edilmekte. Osmanlı mimarisin en güzel özelliklerini yansıtan iki minareli cami, on metreye on metre alanında inşa edilmiş küçük ama heybetli bir yapı olarak kabul edildi. Kesme taştan yapılan mescit, Kur'an-ı Kerim'in ayet sayısı olan 6666 taştan ve Kur'an-ı Kerim'in sure sayısı olan 114 merdiven basamağından meydana gelmekte. BİR RÜYANIN İNŞASI: HİCAZ DEMİRYOLU Dönemin şartları içinde 8 sene kısa bir sürede bitirilen Hicaz Demir Yolu'nun inşa tarihleri 1900 - 1908 yılları arasıydı. Büyük bir çaba ile proje hitama erdirilmişti. Eklemelerle birlikte neredeyse 2 bin kilometre uzunluğa ulanan güzergah Hac yolcuları için yapılmış büyük bir hizmet projesi idi. Hicaz Demir Yolu sadece bir seyahat hattı değil aynı zamanda Osmanlı idaresinin uzak bölgelere uzanan eli olmuştu. Güzergah üzerindeki bölgelerin devletle irtibatının kuvvetlenmesi de amaçlanmıştı. Dünyanın pek çok noktasından gelen Müslümanlar artık aylar süren deve, at sırtında yolculuklar yerine günler süren konforlu yolculuklara kavuşmuşlardı. KUTSAL TOPRAKLARI YEŞERTEN DEVLET: OSMANLI Amberiye Mescidi Hicaz Demir Yolu'nun en müstesna durağı olan Medine Tren İstasyonu'nun tam karşısında bir zarafet ve letafet abidesi olarak inşa edildi. Amberiye Mescidi, Hz. Peygamberin (SAV) emaneti Hicaz'a hizmet etmeyi bir onur meselesi sayan Osmanlıların asırlar boyunca bölgeye hediye ettiği yüzlerce eserden biri. Hicaz Demir Yolu'nun son durağı olan Medine, hacı adaylarının öncelikle dinlenme noktasıydı. Medine'ye inen Müslümanlar toprağı öptükten sonra soluğu Amberiye Mescidi'nde alırlardı. Amberiye; hacı adaylarının soluklandığı, abdest kalıp namaz kıldıkları ve yol yorgunluklarını attıkları Medine'deki ilk mescit olarak bilinirdi. SULTAN ABDÜLHAMİD'İN ARŞİVİNDEN KUTSAL TOPRAKLAR Amberiye diye isimlendirilen bölgede bulunmasından dolayı Amberiye Mescidi olarak tanınan yapı, Osmanlı tarafından Hamidiye Camii olarak da meşhur olmuştu. Bilindiği gibi Osmanlı sultanları çeşitli sebeplerle kutsal toprakları ziyaret edemezlerdi. Bu durum padişahların üzülmesine ve bölgeye daha fazla yardım yapmasına vesile olurdu. Rivayete göre bu caminin adı bir efsaneye dayanıyordu: 'Hicaz Demir Yolu'nun banisi ve Osmanlı'nın son büyük Sultanı olan ulu Hakan II. Abdülhamid Han, yolculuğun ilk misafirlerinden olan bir paşadan Ravza-i Mutahhara'nın toprağından bir miktar istemiş. Lakin Paşa, Sultan'ın isteğini unutmuş, trene binmeden evvel Medine'de bir parça toprağı ipek bir mendile koymuş ve dönüşte hünkara sunmuş. II. Abdülhamid Han toprağı koklamış ve 'bu toprağın amberi var lakin miski yok' demiş. Bu bölgeye yapılan caminin adı da Amberiye olmuş.' KUTSAL TOPRAKLARDA YIKILAN SON OSMANLI: ECYAD KALESİ Mescid-i Nebevi'ye yaklaşık beş kilometre uzaklıkta bulunan Amberiye Mescidi'nde günlük beş vakit namaz kılınmakta ve revakları ziyaretçiler tarafından ilgi çekmektedir.

AKADEMİK

İLAHİYAT

Kur'an

TARİH

EDEBİYAT

SİNEMA

MÜZİK

EĞİTİM

FELSEFE

SOSYOLOJİ

PSİKOLOJİ

GALERİ

LİSTELER

FİKRİYAT TV

ESMA-İ HÜSNA

İSLAM

MÜZİK

FİKRİYAT AKADEMİ

Medine'deki Osmanlı mirası: Amberiye Camii