Zekeriya Erdim

Yaz okulları ve yaygın eğitim

Bir öğretim yılının daha sonuna geldik. Anneler, babalar, öğretmenler, öğrenciler; erkenden vitesi boşa alıp, "tatil" psikolojisi içine girdik.

Oysa hayat; bütün alanlarda ve konularda devam ediyor. Var oluş sürecinin gerektirdiği tüm alışverişler; kesintisiz sürüp gidiyor.

Sadece format değiştirip; biraz farklı bir hal ve gidiş içine giriyoruz. Zaman ve mekan bağımlılığını bir kenara bırakıp; daha esnek yaşıyor, daha özgür yürüyoruz.

Yaz günleri, çocuklar ve gençler için; yaz okullarını ve tatil programlarını gündeme getiriyor. Bu durum; örgün eğitime ara verilmiş olsa bile, yaygın eğitimin devam ettiği anlamına geliyor.

Yılların tecrübesiyle, yakından görüyor ve biliyoruz ki; her yaş ve seviyedeki insan için, içinde bulunulan tüm çevre ve ortamların, eğitici değeri var. Farkında olarak veya olmayarak yaşadığımız tüm olaylar ve durumlar; ya bize yeni bir şeyler katıyor ya da bizde olan bir şeyleri alıp götürüyorlar.

Bu alışverişte kârlı çıkmanın yolu; doğru tercihler yapabilmek. Tatil programlarıyla ilgili planlamalara; bilginin ve bilincin avantajlarını katabilmek.

Ancak, bu programlar; yeni bir ders ya da ödev süreci gibi olmamalı. Oyun ve eğlence cazibesi oluşturmalı; çocuklar ve gençler isteyerek katılmalı, sosyal ve psikolojik yönlerden haz almalı.

Bir yandan, zararı engelleme; öte yandan, faydayı temin etme hassasiyeti göstermeliyiz. Eğer bir mesajı ya da muhtevayı murat ediyorsak; çaya, çorbaya katılmış ilaç gibi vermeliyiz.

KAMP KÜLTÜRÜ

Eskiden beri vardı ama; son yıllarda daha yaygın ve yoğun bir kamp kültürü oluştu. Kamu, özel sektör ve sivil toplum aracılığıyla; cazip yaygın eğitim planları ve imkanları gelişti.

Hem yaşlara ve seviyelere göre ayarlanan; hem de ilgi ve yetenek alanlarına göre planlanan uygulamalar var. Çocuklar ve gençler, ehil ve güvenilir eğiticilerin, yöneticilerin gözetiminde; az zamanda çok şeyler öğreniyorlar.

Örgün eğitimin bir öğretim yılı içinde kazandıramadığı bilgiyi ve beceriyi, duyguyu ve düşünceyi, anlayışı ve yaşayışı; yaz okulları ve kamplar, bir hafta içinde verebiliyor. Yeni bir çevre ve ortamda, kendi akran grubu içinde; yeni bir donanım kazanmış olarak dönebiliyor.

Özellikle Büyükşehir Belediyeleri ile Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın; çok sayıda yaz okulu-kamp merkezinin bulunduğunu biliyoruz. Bu alanda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına; bu tesislerin tahsis edildiğini görüyoruz, duyuyoruz.

Bazı kişiler ve kurumlar, bu sürece; din, tarih, kültür, sanat, spor içerikli geziler de katıyorlar. Bazıları ise, ülkemizin doğal kaynak ve imkanlarını kullanarak; cazip doğa yürüyüşleri yapıyorlar.

Güvenlik riski taşımayan etkinliklerin tamamı; birer fırsat olarak görülüp değerlendirilebilir. Hatta, imkan dahilinde; birden fazla etkinliğe katılmaları temin edilebilir.

Ancak, kesinlikle; zorlama yahut dayatma olmamalıdır. İmkanlar ve ihtimaller açık büfe yemek menüsü gibi sunulup; isteyenin istediği çeşidi alması sağlanmalıdır.

HAYAT OKULU

Yaz döneminde yapılabilecek iyi uygulamalardan biri de; çocukları ve gençleri, bir işte veya işletmede çalıştırmak olabilir. Hayatın içinde hayatı tanımaları; hayata hazırlanmanın gereğini ve önemini anlamaları sağlanabilir.

Çünkü, saksılarda ve seralarda, turfanda sebze-meyve gibi yetişen insanlar; hayata uyumda zorlanıyorlar. Koruyucu kalkan gibi duran anneler ve babalar devre dışı kaldığında; boşluğa düşmüş gibi oluyorlar.

Denize yahut havuza girmeden; yüzme öğrenmek mümkün olmuyor. Hayat gemisi alabora olup, yolcularını suya bıraktığında; nefes alabilenler, kulaç atabilenler, yüzeyde kalabilenler daha kolay kurtuluyor.

Her zaman söylediğimiz gibi; mevcut eğitim sistemimizin, bir temel zaafı var. Çocuklar ve gençler, hayatın içinde hayata değil; sınıfların içinde, sınavlara hazırlanıyorlar.

Yaz dönemlerinde; bunu kısmen de olsa telafi edebilecek tedbirler alabiliriz. Onları, gerekirse hiçbir karşılık beklemeden; kendi yapılarına uygun işlere ve işletmelere, çırak yahut stajyer olarak verebiliriz.

Bunun yanında; sivil toplum kuruluşlarının gönüllü hizmetlerine katılmak ve katkıda bulunmak da düşünülebilir. Her faaliyet bir tecrübe kazandırır; bir bakış açısı verir.

Böylece; hayat okulunun da öğrencileri olurlar. Yaparak, yaşayarak öğrenir; daha olgun ve yetişkin hale gelirler.

Zekeriya Erdim

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.