Prof. Uğur Derman

Ressam Ömer Efendi

Hat san'atı'nın büyük isimleri - 67

Ürgüplüdür. Kaynaklarda baba adı verilmiyorsa da, bu yazımızda tanıtılan mushafındaki imzasında bunu Hüseyin olarak belirtiyor. Gençliğinde İstanbul'a gelerek Sirkeci semtindeki Abbasağa mektebi ve hamamı yakınına yerleşmiştir. Sülüs-nesih yazılarını Kâtû Mehmed Efendi'den (ö.1685) öğrenip icâzet aldıktan sonra Sultan IV. Mehmed'in (saltanatı:1648-1687) kethudâsı Mustafa Efendi'nin kâtipliğinde bulundu. Bu arada mensuplarıyla alâka kurduğu Enderûn-ı Hümâyun'a -resmen vazifelendirilmeden- devama başladı ve Enderûn gılmânına hat tâlim ederek kendini ispatladı. Görülen mushafın imzâsında şahsını "kâtib-i Saray-ı Sultânî" olarak tanıtışı işte bundandır.

Yazdığı ve Sultan II. Ahmed'e (saltanatı:1691-1695) hediye ettiği mushaf çok beğenildi. Kendisine 1000 altın yolluk ihsan edilerek bu mushafı hicrî 1105 (1693)'de Medîne'ye götürerek Ravza-i Mutahhare'ye armağan etmesi istendi (Medîne'deki Mushaflar Kütübhânesi'nde mevcud mushafları 2009 yılında incelerken, bu bahsedilene rastlamadım. Herhalde zaman içinde kaybolmuş olmalıdır).

Dönüşünde vazîfesini sürdürürken Hâfız Osman Efendi'den (bkz. Hat San'atının Büyük İsimleri-7) boşalan sikke-i hümâyun ressamlığına tâyin edildi ve devrinde basılan paraların yazılarını yazdı. Bu sebeple Ömer Ressam veya Ressam Ömer nâmıyla da tanınır. İkāmetgâhı Sirkeci'de Demirkapı adıyla bilinen kale kapısına yakın olduğundan, Tuhfe onu Demirkapılı Ressam Ömer nisbesiyle de anmaktadır.

Hattatımız ömrü boyunca 36 mushaf yazdı. 1718'de vefat ettiğinde Üsküdar Karacaahmed Sultan kabristanının Şerifler kabristanı arkasına defnedildi. Kabir kitabesi konulmadığı için, Tuhfe'nin yazıldığı XVIII. asrın son çeyreğinde kabrinin bilinmediğini Müstakîmzâde "Hep münderis olmakda âsâr-ı selef şimdi" mısraıyla mütessirâne belirtiyor.

Ömer Efendi'nin Mehmed (ö.1744) ve Abdullah isimli oğulları da hüsn-i hatla meşgul olmuşlardır.

Hattatımızın burada tanıtılan mushafı Sami Tokgöz koleksiyonunda olup hicrî 1108 (1696) tarihlidir. Hattı, tezhîbi ve kabı ile bir bütünlük içinde, XII. hicrî asır başının ve XVII. milâdî asır sonunun dikkate değer temsilcisi olan bu mushafda üstübeç mürekkebi ve rıkā' hattı ile henüz yazılmışcasına yeni kalan sûrebaşı yazıları göze çarpıyor. Zîra altın zeminde üstübeç mürekkebi zamanla solmakda ve okunmaz hâle gelmektedir. Ressam Ömer adıyla da anılan hattatımız, çağdaşı Hâfız Osman'ın buluşu olan hilye biçiminin göbek kısmını belki de çok beğendiği için, ferağ kaydını aynı şekilde yazmış.

Resim 1: Ömer Efendi mushafının serlevhası

Resim 2: Aynı mushafdan iki ara sahîfe.

Resim 3: Aynı mushafın ferağ kaydı.

Resim 4: Aynı mushafın üstten ayırma şemse kabı.

Prof. Uğur Derman

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.