Haşmet Babaoğlu

Ne oldu var mı bir değişiklik?

Emin olun ki, sırf çıkıntılık olsun, bir yandan da tatil günü köşe dolsun derdinde değilim.

Ama soruyorum işte!
Uyandın...
Takvim 2019'u gösteriyor.
Var mı bir değişiklik?
Mesela dün gece birdenbire birine âşık olmamışsan...
Memleket ekonomik, sosyal veya askeri yepyeni bir güne uyanmamışsa...
Ya da mesela faturalar ve bordrolar 2018'deki gibi sürecekse...
Dün gece ile bu sabah arasındaki fark ne?
Şimdi yoksa ne zaman olacak?
Sen istemeden, sen çabalamadan, sen müdahil olmadan sırf takvim "yeni" diye olur mu?
Olmaz!
Bunu hepimiz biliyoruz.
O halde bu şamata neyin nesi?
İşte orası önemli.

***

Neden özel fakat alabildiğine seküler (yani kalbimiz ve gelenekle hiçbir doğrudan bağı olmayan) günleri global bir ayin haline çeviriyoruz?
Yeni başlangıçlara ihtiyaç duyduğumuz için...
"Yeni başlangıçlar" lafının da cilalı bir havası var.
O yüzden daha dürüstçe ifade edersek...
Esas ihtiyaç duyduğumuz şey, bazı şeyleri geride bırakmak, çöpe atmak, değişmek/değiştirmek...
Yeni yılın ilk sabahı böyle bir yazı okumak hoş olmadı, anlıyorum...
Ama ben de bu şamatayı; her günü boş geçirenlerin birdenbire ortalığı dilekler/dualarla doldurmasını anlayamıyorum.
Üstelik Batı'da yapılan bazı anket çalışmaları bu konuda ne kadar enti püften seçimlerimiz olduğunu ortaya koyuyor. Yeni yıl dileklerinin en tepesinde şunlar yer alıyormuş: "Yeni yılda sigarayı bırakacağım" ve "Yeni yılda kesin diyet yapacağım."
Bu mu yani?

***

Hadi gelin, kitlesel illüzyonu ve bu matematiği bile uyduruk takvimi bir kenara bırakalım...
Bir kere ocak ayı gibi tatsız, soğuk, huysuz bir ay değişimin başlangıcı olabilir mi? Sanmam.
Tamam, şimdiden hazırlanın...
Alıştırmalar yapın...
Gerekli donanımı kazanın...
Ve mesela baharla birlikte yenilenmeye başlayın...
Olmaz mı?
Bal gibi olur!
Yıllardır, bu günlerde herkese bir de kişisel bir takvim oluşturmalarını tavsiye ediyorum.
Tabii Sezai Karakoç'un o dizeleri de unutulmamalı: "Sen bana yeni yılsın her dakika/ Her dakika yeni bir yaşıma giriyorum."
Belki de aylara, yıllara bakmayı terk edip "an"lara odaklanmaya geçmeliyiz; bunun için daha fazla gecikmemeliyiz.

Haşmet Babaoğlu - Sabah

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.