Dünyada mutlaka görmeniz gereken 35 büyüleyici yer

Moritanya'nın Vadane şehrinde bulunan jeolojik yapı gözü andırdığından dolayı ''Sahra'nın Gözü''olarak anılıyor. 1965'te keşfedilen yapının çap uzunluğu tam 50 kilometredir. 1965 yılında Gemini 4 uzay aracıyla Dünya çevresini turlayan NASA astronotlarından James McDivitt ve Ed White tarafından keşfedildi. Keşfedildiğinde meteor çarpması sonucu oluştuğu sanılsa da, bilim adamları bu görüşleri reddederek erozyon sonucu meydana geldiğini açıkladılar. Çukurun duvarlarındaki Pkalma kuartz kristalleri bu oluşuma mavi rengini veriyor. Dev çukur uzaydan bir göz gibi göründüğünden, bilim adamları tarafından 'Dünya'nın gözü' olarak adlandırıldı. Sahra'nın Gözü'nün yan kısımları tortul kayaçlardan, ortadaki dairesel yapılar ise bazalt ve volkanik taşlardan oluşuyor. Kuzey Adası'ndaki bir kireçtaşı mağarasında yanıp sönen minik ışıkları andıran bu eşsiz görüntüyü, ateş böcekleri oluşturuyor. Ateş böcekleri, ılıman iklim bölgelerinde çiçekler ve küçük bitkiler üzerinde yaşarlar. Siam nehir kıyısında ateş böcekleri ışıklarını yakıp, söndürdüğünde yıldırım çarpması gibi bir görüntü oluşturur. Bir rehberin turistlere eşlik ettiği tekne, yer altı nehri sayesinde mağaraya ulaşır ve duvarlardan tavanlara kadar yayılmış olan ateş böceklerinin muhteşem şovuna tanıklık eder. Bu fotoğraf Kanada'nın dağlık bölgesi olan Alberta, Abraham Gölü'nde kış mevsiminde çekildi. Sıcaklığın -30 santigrat derecenin de altına düştüğü bölgede kar yağışının gerçekleşmemiş, olması fotoğrafçının net bir görüntü elde etmesine olanak sağlamıştır. Büyük Set Resifi, birbirinden ayrı 2,900 resif ve 900 adadan oluşan, 2,600 kilometre genişliğe yayılmış 344,400 km² alanı ile dünyanın en büyük resif sistemidir. Resif kuzey doğu Avustralya'nın Queensland sahili açıklarında bulunan Mercan Denizi'ndedir. Uzmanlar 8 bin yıllık resifin 2030 yılında yok olacağını açıkladı. Uluru Ayers Rock olarak da bilinir, Avustralya çöl bölgesinde kumtaşından oluşan bir kaya formasyonudur. Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı'nın içinde bulunur. Alice Springs'in yaklaşık 340 kilometre güneybatısında Northern Territory'dedir. Uluru adı, Ananguların Pitjantjatjara dilinden gelir. Pirinç, Çin'in en önemli tarımsal faaliyetleri arasında yer alıyor. Ülkenin güneyindeki Yuanyang şehrinde dağlık alanda pirinç yetiştirmek isteyen çiftçilerin yaptığı taraçaları (terasları) ressamların tablolarına benziyor. Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki topraklarda yer alan kent, milattan önce 400 ile milattan sonra 106 yılları arasında Nebatiler'e başkentlik yaptı. Roma İmparatorluğu'nca işgal edilene kadar Nebatiler'in başkenti olarak varlığını sürdüren antik şehir, sonrasında yaşanan doğal afetler ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle terk edildi. Yakın döneme kadar sadece göçebe Arapların bildiği Petra, 1800'lü yıllarda yeniden keşfedildi. UNESCO tarafından 6 Aralık 1985'de 'Dünya Kültürel Mirası' listesine dahil edilen antik şehir, 7 Temmuz 2007'de, 'Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri' olarak seçildi. Petra, kumtaşından oluşan kaya bloklarına oyulmuş tiyatroları, tapınakları, barınma yerleri, mezarları, su kanalları ve ilkel barajlarıyla çok sayıda şaşırtıcı yapıya ev sahipliği yapıyor. Antilop Kanyonu, ABD'nin güneybatısındaki en çok ziyaret edilen ve en çok resmi çekilen kanyonudur. Antilop Kanyonu, erozyon sonucu oluşmuş olup Arizona'da bulunmaktadır. Erozyon sonucu oluşan ünlü kanyon, ABD'nin en çok ziyaret edilen coğrafi oluşumlar arasındadır. Fethiye çevresinin en çarpıcı yerlerinden birisi Kelebekler Vadisi'dir. 1995 yılında birinci derece doğal alan ilan edilen ve her türlü yapılaşmaya kapatılan kayalık ve çamlık vadide, tırmanıştan sonra milyarlarca kelebeğin kayaları, ağaçların gövdelerini ve yapraklarını, kısacası her yeri bir şal gibi örttüğünü görmek çok şaşırtıcı bir etki yaratıyor. Bu muhteşem ve renkli oluşum, eski bir göl yatağı olan çölde su arayan işçilerin, hidrotermal bir kaynağı yanlışlıkla delmesi sonucunda ortaya çıktı. Bu rengarenk oluşumun ham maddesi, suda çözünmüş minerallerden oluşur. Oluşuma rengini veren şey ise termofilik algler olarak adlandırılan, sıcağı seven mikroskobik canlılardır. Çikolata Tepeleri, sıra dışı bir coğrafik oluşumdur. Bu tepeler, yaklaşık 1268 koni şekilli aynı boyutlarda oluşan dağlardan meydana gelmektedir. Tepeler yeşil otlarla kaplıdır ve kuru mevsimde kahverengi renk alırlar, bu renkten dolayı çikolata tepeleri olarak adlandırıldı. Bölgenin doğal zenginliklerinin en önemli sembollerindendir. UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi'ne dahil edildi. Büyük mavi çukur, Belize açıklarında bulunan büyük su altı obruğu veya deniz çukurudur. Belize City'den 70 kilometre uzaklıkta bulunan Lighthouse Resifi'nin merkezindedir. 300 metre çapında ve 124 metre derinliğindeki delik dairesel bir biçimdedir. Dünyanın adını ilk defa 1971'de belgeselci Jaques-Yves Cousteau sayesinde duyduğu Büyük Mavi Delik, Belize'nin yerli halkı için bir efsanedir. Maya medeniyetinin günümüzdeki temsilcileri olan yerel halkın inanışına göre, Büyük Mavi Delik aslında Maya medeniyetinin yaşadığı bir mağaraydı. Aşk Tüneli, Ukrayna'nın Rivne Oblastı'na bölgesine bağlı, Klevan isimli küçük bir yerleşim yeri üzerinde bulunan; tek yönlü bir tren rayının etrafında, her iki yönde uzayıp giden ağaçların yukarıdan birleşmesiyle meydana gelen doğal bir tüneldir. Aşk Tüneli'nin uzunluğu altı kilometredir. Tünel, Klevan şehrinden yedi kilometre uzaklıkta bulunuyor. Günde üç kez kullanılan bu tünel orman işçilerine hizmet ediyor. Cehennem Kapısı veya Derveze Çukuru, Türkmenistan'ın Ahal Vilayetindeki Derveze İlçesinde bir doğal gaz kuyusudur. Karakum Çölü'nün ortasında, Derveze kasabasının yakınlarında bulunmaktadır. Ayrıca Cehennem Kapısı, 1971'de yer bilimi uzmanları doğal gaz araması yaparken tesadüfen buldukları uzun bir kuyudur. 11. ve 13. yüzyıl arasında inşa edilen, Asya'daki en zengin arkeolijik bölgelerden biridir. Bagan şehri, eski Myanmar Krallığı'nın başkentidir. Kral Anawrahta'nın 1044 yılında tahta geçmesinin ardından Bagan şehri doğmaya başladı. Kral ülkeyi birleştirerek Theravada Budizm'iyle tanıştırdı ve Bagan'daki ilk tapınak olan Shwezigon Pagoda'sını yaptırdı. Khmer mimarisinin en önemli örneklerinden birisidir ve Kamboçya ile özdeşleşmiştir; ülkenin ulusal bayrağının üstünde de betimlenmektedir. En yüksek zirveye Mountain Hallelujah, Avatar adı verilir. 1.080 metre için yukarı doğru akar. Park, popüler filmin ardından 2010'da yeniden adlandırıldı. Toplamda parkta 3.000'den fazla eşsiz jeolojik oluşum vardır. Araştırmacılar, sütunlar milyonlarca yıl önce bu alanda meydana gelen volkanik bir faaliyet sonucu ortaya çıktı. Zhangjiajie Milli Parkı, 700'den fazla bitki türü vardır. Trabzon'un Maçka İlçesinin Altındere Köyü sınırları içinde, Altındere vadisine hakim Karadağ'ın eteklerinde sarp bir kayalık üzerine kurulmuş olan Sümela Manastırı, halk arasında 'Meryem Ana' adı ile anılır. Vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikte bulunan yapı, bu konumuyla manastırların şehir dışında, ormanlarda, mağara ve su kenarlarında kurulma geleneğini sürdürdü. Meryem Ana adına kurulan manastırın 'Sümela' adını 'siyah' anlamına gelen 'melas' sözcüğünden aldığı söylenmektedir. Bu ismin manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği düşünülmekte ise de, Sümela kelimesi buradaki Meryem tasvirinin siyah rengine bağlanabilmektedir. Roraima Dağı, gökyüzüne doğru fırlayan yapısıyla masalsı bir görünüme sahip olmasının yanı sıra sakladığı gizemleriyle 'Kayıp Dünya' olarak adlandırılıyor. Son derece sert kuvars taşından oluşan bu ilginç dağ, bir mimarın elinden çıkmış görüntüsü veriyor. Madagaskar'da bulunan bu ormanın ağaçları, oldukça heybetli ve büyüleyicidir. Ağacın kökleri, 50-100 metre kadar öteye uzanabiliyor. Kutup ışıkları ya da Kutup aurorası, Kutup bölgelerinde gökyüzünde görülen, yeryüzünün manyetik alanı ile Güneş'ten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu ortaya çıkan doğal ışımalardır. Kuzey enlemlerde bu etki Aurora Borealis ya da kuzey ışıkları olarak adlandırılır. Jeolojik dünya harikası olan Gökkuşağı Dağları, Çin'in Jeolojik Park sınırlarında yer alıyor. Gökkuşağı Dağları, kumtaşları ve silttaşlarından meydana geliyor. Kum ve silt demir ile eser miktarda minerallerle birlikte tortulaşınca ortaya bugünkü gökkuşağı dalgaları ortaya çıkdı. Viktorya Şelaleleri veya Mosi-oa-Tunya dünyanın en görkemli şelalelerinden biridir. Şelale Zambezi Nehrinin üzerinde, Zambiya ve Zimbabve sınırları arasında bulunur. Şelaleler yaklaşık olarak 1,7 kilometre genişliğinde ve 128 metre yüksekliğindedir. Kristallerin Mağarası veya Dev Kristal Mağarası Meksika'nın Naica Mine bölgesinin altındadır ve 300 metre yüksekliğindedir. İçerisinde dev ''Selenit Kristalleri'' bulunmaktadır. Bu kristaller şimdiye kadar görülmüş en büyük kristallerdir. Mağaranın çarpıcı özelliği kocaman kristalleridir. Bu inanılmaz maden oluşumlarının varlığı kısmen mağaradaki kendine has iklimden kaynaklanmaktadır. Bulunan en büyük kristalin uzunluğu yaklaşık on bir metre ve genişliği dört metredir. Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ'ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıktı. Ayrıca Kapadokya, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan alıyor. Machu Picchu, bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir ve Dünyanın ''Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçildi. İnka medeniyetine ait yapılarıyla dünya turizminin gözdesi olan Peru'nun Cusco kenti, çok sayıda yerli ve yabancı turist tarafından ziyaret ediliyor. Peru'da And Dağlarının yükseklerinde, keskin bir sırtta, 2360 metrede, dünyanın en göz alıcı kentlerinden birinin kalıntıları yer alır. Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi verilerine göre, 2014 yılında 3.8 milyondan fazla turist ağırlayan ülkeyi 2024 yılında 5.8 milyondan fazla kişinin gezmesi bekleniyor. Bu muhteşem kent günümüzden yaklaşık 500 sene evvel, Pacdacutec Yupangui adına inşa ettirilen Machu Picchu'dur. Bu tasarım, bu setlerin hem günümüze kadar sağlam kalmasını sağlamış, hem de oldukça yağış alan bu şehrin sel baskınlarından etkilenmesini engellemiştir. Bambu ağacı daha çok Amerika, Asya ve Afrika'da bulunan 1000 değişik cinsi olan bir ağaç türüdür. Zor yetişen bir tür olduğundan Çin'de dikkatlice yetiştirilmektedir. İkinci Dünya Savaşı'nda Japonya'ya atılan atom bombası sonucu Japonya'da ayakta kalan tek ağaç olmasıyla ne derece dayanaklı olduğu bellidir. Japonya'nın Kyoto şehrinin 10 kilometre batısında bulunan orman, görenleri kendine hayran bırakıyor. Traverten çok yönlü, çeşitli nedenlere ve ortamlara bağlı, kimyasal reaksiyon sonucu çökelme ile oluşan bir kayadır. Pamukkale termal kaynağını meydana getiren jeolojik olaylar geniş bir bölgeyi etkiledi. Pamukkale termal kaynağı, bölgesel potansiyel içindeki bir ünitedir. Kaynak antik dönemlerden beri kullanılmaktadır. Zaman içinde sertleşmekte ve traverten olmaktadır. Ancak ziyaretçiler tarafından katlar üzerinde gezilmesi ve oynanması, henüz yumuşacık haldeki kalsiyum karbonatların ezilmesine, dağılmasına neden olmaktadır. Travertenlere termal su kontrollü olarak belirli bir program dahilinde verilmektedir. Fazla miktarda ve uzun süre aynı yere akıtılan su yosunlaşmaya ve dolayısıyla travertenlerde hoş olmayan kirliliğe sebep olmaktadır. Beyazlığın oluşumunda, hava şartları, ısı kaybı, akışın yayılımı ve süresi etkilidir. Çökelme, termal sudaki karbondioksitin havadaki karbondioksit dengeye gelinceye kadar devam etmektedir. Li Nehri, Çin'in Guangxi Zhuang Özerk Bölgesi'nde bulunan bir nehirdir. Nehir, Guilin'den Yangshuo'ya 83 kilometre boyunca akmaktadır. Karst dağları ve nehir manzarası ile önemli bir turistik gezi noktasıdır. Türkiye'nin Maldiv'i olarak adlandırılan Salda Gölü, bembeyaz kumsal ve turkuvaz sularıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Burdur'a bağlı olan Salda Gölü, ilçe merkezine beş kilometre uzaklıkta ve çevresi karaçam ormanlarıyla çevrilidir. Yeşil ve mavinin buluştuğu bu gölde yüzülebiliyor. Salda Gölü, dünyanın en temiz beşinci gölü unvanına sahiptir. Dünya üzerinden, Mars yüzey özelliklerini gösteren iki yerden biridir. Salda Gölü'nde bulunan yüksek magnezyum içerikli beyaz kayaçların Mars'ta da bulunuyor. Yuvarlak yapıya sahip göl, suların çekilmesiyle içinde görülmeye başlayan yedi beyaz adayla dikkati çekiyor. Everest Dağı, her bir tırmanıcı için 8848,43 metre yüksekliğinde bulunan bir hayaldir, buna rağmen şüphesiz ki Everest, dünya üzerinde bulunan en zorlu ve en ölümcül dağıdır. Dünya'nın en yüksek dağı olan Everest, 8 bin 848 metre yüksekliğinde ve yaklaşık 60 milyon yaşındadır. Everest Dağı üzerinde tırmanırken hayatlarını kaybetmiş dağcıların cansız bedenleri bulunmaktadır. Bu cansız bedenlerden dağcılar tarafından zirveye çıkarken yön tayin etmede yararlanılır. Guyana'nın en önemli turistik yerlerinden biri olan Kaieteur Şelalesi, dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin adeta akınına uğruyor. El değmemiş doğası ile mükemmel bir doğa manzarası sunan şelale, yüksek hacmi ile ün salıyor. Guyana'da yer alan Potaro Nehri'ndeki Kaieteur, 226 metrelik uzunluğu ile fark yaratıyor. UNESCO tarafından 'Dünya Mirası' listesine dahil edilen taş orman, Madagaskar adasının batısında bulunan Melaky bölgesinde yer alır. Milyonlarca yıl süren erozyonlar sonucunda, yatay ve dikey jeolojik oluşumlar halinde ortaya çıkan bu karstik plato, oldukça keskin ve iğne ucu gibi sivri yüzeyli kayalıklardan ve mağaralardan oluşur. 'Tsingy' kelimesi, Madagaskar dilinde 'çıplak ayakla yürünemeyen yer' anlamına geliyor. Bolivya, dünyadaki en büyük tuz gölü olan Salar de Uyuni'ye ev sahipliği yapmaktadır. Salar de Uyuni, yüz ölçümü 12.000 kilometrekaredir. Yoğun tuz düzlemi genellikle kurutur. Yüzeyi yapılandırılmış manzara oluşturan tuz kristalleri tabakası ile kaplıdır. Yağmur mevsimi çölde başladığında her şey değişir. Büyük tuz gölü yüzeyinde ince bir su tabakası oluşur ve temiz ayna haline gelir. Pembe Göl, Batı Avustralya'da bulunan bir tuz gölüdür. Yüksek miktarda tuz oranına sahip olan gölü pembeleştiren maddenin ne olduğu halen kesin olarak bilinmiyor. Bazı bitkilerde bulunan bakterilerin sebep olabileceği bu görüntü için bilim adamları gölden örnek alıp incelediklerinde ise herhangi bir sonuca ulaşılamadı. Aksaray'ın sınırları içerisinde yer alan kuş cenneti Tuz Gölü ve çevresi; barınma, kışlama ve kuluçka imkânıyla yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yaparken, endemik bitkileriyle de dikkat çekiyor. Tuz Gölü, çevresindeki küçük göl ve bataklıklarda yaşayan kuş varlığı ile birlikte Türkiye'nin en zengin havzalarından birisidir. Bu bölge yaban kuşlarının göç güzergahı üzerinde yer alırken, bozkırın ortasında Tuz Gölü ve çevresi dışında önemli bir sulak alan olmaması, göçmen kuşları Tuz Gölü'ne yönlendirmektedir. Tuz oranının yüksek olması nedeniyle kış mevsiminde donmayan göl, göçmen kuşlar için aynı zamanda iyi bir barınaktır. Kuşlar için dinlenme, beslenme ve kışlama alanı olan Tuz Gölü ve çevresini ayrıcalıklı kılan bir başka özellikse önemli bir kuluçka sahası olmasıdır. Gölde flamingo, turna, yaban kazı, kılıçgaga, angut ve benzeri kuşların yanı sıra yağmurcunlar ve yaban ördekleri gruplar halinde yaşamaktadır.

Dünyada mutlaka görmeniz gereken 35 büyüleyici yer

Sahra’nın Gözü - Moritanya