Kanal İstanbul Projesi Türkiye için neden önemli?

Libya anlaşması için 'Türkiye yaptığı bu hamle ile Yunanistan'a karşı önemli bir kozu ele geçirdi.' açıklamasını yapan Prof. Dr. Erhan Afyoncu, 'Türkiye'nin çok dikkatli adım atarak çevresinde kendi aleyhine oluşturulan tuzakları bozması gerekiyor.' dedi. Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile gerçekleştirdiğimiz röportajımızı izlemek için tıklayın. 'Türkiye son zamanlarda Libya ile önemli bir antlaşma imzaladı. Anlaşma; Türkiye'nin kendi münhasır ekonomik bölgesini oluşturması ve çevresinde oluşturulan çemberi kırması bakımından oldukça önemli. Çünkü Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi son yıllarda çevre ülkelerle yaptıkları anlaşmalarla Türkiye'yi dar bir bölgeye hapsetmek istiyorlardı. Fakat Türkiye, uzun süreden beri uğraşarak yaptığı hamle ile Yunanistan'a karşı önemli bir kozu ele geçirdi. Tabi bu daha başlangıç, Türkiye'nin çok dikkatli adımlar atarak ve işbirliği yaptığı ülkelerin sayısını artırarak çevresinde kendi aleyhine oluşturulan tuzakları bozması gerekiyor.' Prof. Dr. Erhan Afyoncu, 'Osmanlı Afrika'ya ilk olarak 16'ncı yüzyılda gitti ve bölgenin Hristiyanlaşmasını önledi' diyerek şöyle devam etti: '1492'de Endülüs düştükten sonra İspanya ve Portekizliler Afrika'ya yerleşmeye başladılar. Cezayir, Tunus, Libya sürede işgal edildi. Daha sonra Orta ve Doğu Afrika'ya da Haçlı orduları girmeye başladı. Osmanlıların Barbaros Kardeşler ile işbirliği yapıp, Afrika'ya gitmesi bu bölgenin Müslüman olarak kalmasını sağladı. Afrika'da bugün Müslümanlığın var olmasındaki en önemli etken Osmanlı'dır. Libya'nın tarihine dair önemli kırılma noktaları Önce Cezayir, Barbaros Kardeşler tarafından kurtarıldı. Kanuni döneminde Tunus fethedildi. Daha sonra 1551'de Trablusgarp yani Libya fethedildi. Ardından Tunus 1574'te tekrar fethedildi. 1578'de de Fas işgalden kurtarıldı. Ve böylece Osmanlılar Afrika'da önemli bir rol oynadılar. Günümüzde Libya, çoğu çöl olmasına rağmen arazi olarak, Türkiye'nin iki mislinden fazla bir ülke. Tarihte böyle bir ülke yok. Bu bölge Osmanlılar sayesinde bir araya geldi. Çünkü Osmanlılar önce Mısır'ın fethi sırasında Bingazi bölgesini ele geçirmişlerdi. Daha sonra 1551'deki fetih sırasında bugünkü Trablusgarp ve civarını fethettiler. Aşağıda ise Fizan'ı ele geçirdiler. Aslında üç bölge olan (Bingazi, Trablusgarp ve Fizan) Libya'yı Osmanlılar birleştirdiler ve bu bölgeler 1911 yılına kadar Osmanlı toprağı olarak kaldı. Daha sonra İtalya işgali sırasında, İtalyanlara karşı mücadele ettiler.' Fakat ilginç bir husus, biz o dönem Libya'yı kurtarmak isterken, İtalyanlar adaları işgal etti. 12 Adaları biz, Libya mücadelesi sırasında kaybettik ve şu anda Libya, bu adalardan kaynaklanan aleyhimize durumu, bizimle yaptığı anlaşma ile ortadan kaldırmak için önemli bir adım attı. Erhan Afyoncu'nın 'Libya'yı Osmanlı birleştirmişti' isimli yazısını okumak için tıklayın. Erhan Afyoncu, Barbaros Kardeşler, Turgut Reis ve Garp Ocakları'nın Libya için önemine ilişkin şöyle konuştu: 'Osmanlı döneminde Batı Anadolu'dan kalkan Türk gençleri, Afrika'nın kuzeyinde denizcilik yaptılar. Bunların arasından Barbaros Kardeşler, Turgut Reis, Salih Reis gibi birçok Türk denizcisi çıktı. Batı Anadolu'dan gidip o bölgelerde deniz gazileri olarak mücadele ettiler, daha sonra Osmanlı hizmetine girdiler ve bu bölgelerde (Cezayir, Tunus ve Trablusgarp'ta) Garp Ocakları kuruldu. Bu Garp Ocakları Osmanlı'nın Batı'ya karşı mücadele eden deniz gazilerinin olduğu yerlerdi. Bunlar Amerika, İngiltere, İzlanda kıyılarına giderek çok yoğun olarak denizcilik faaliyeti gösterdiler. Osmanlı'nın profesyonel denizcileri bu bölgelerden çıktı. Çünkü bu isimler denizin içinde yaşayan insanlardı. Barbaros Hayreddin Paşa'dan başlayan bu denizcilik serüveni Türklerin Akdeniz'de önemli bir güç olmasını sağladı. Bugün özellikle Afrika'da hala bu Türklerin torunları yaşıyor.' Osmanlı döneminde birçok kanal projesi olduğunun altını çizen Afyoncu, 'Osmanlı'nın önemli projelerinden biri de Sakarya Nehri'ni kullanarak Marmara ile Karadeniz arasında yeni bir kanal açma fikriydi.' diyerek şöyle devam etti: 'Bu kanal bugünkü İstanbul Kanalı'ndan farklı. Dediğimiz gibi o dönemde büyük bir kanal açmak mümkün değil. Bu nedenle Sakarya Nehri'ni kullanmak istiyorlar. Burayı kullanıp Sakarya Nehri'nden Karadeniz'e yeni bir kanal açma fikri oluşuyor. Bunun amacı, o bölgedeki ulaştırma faaliyetlerini daha rahat yapabilmek; İstanbul'a odunu, keresteyi ve yiyecekleri kolay götürebilmek; Beypazarı'ndan başlayan bu bölgelerde, kanaldan istifa edilerek halkın, ürünlerini rahat nakletmesini sağlamak… Çünkü o dönemde ulaşım büyük bir problemdi.' Osmanlı'da altı defa teşebbüs olduğunu belirten Afyoncu; Kanuni döneminde, 1591'de, 1654'te, I. Mahmut döneminde, 1759'da, 1813'te projeler yapıldığını, ancak bir netice alınamadığını ifade etti. Erhan Afyoncu'nun 'Kanal hayali Kanuni döneminden beri var' isimli yazısını okumak için tıklayın. Libyalıların Türkiye'ye karşı olan sempatisi hakkında konuşan Afyoncu, 'Osmanlı dağıldıktan sonra çevresinde kendi ayrılan ülkelerde 'Osmanlı sizi sömürdü!' şeklinde emperyalistlerin propagandaları oldu. Bundan etkilendiler fakat buna rağmen daha serbest ortamlara geçince halk, 'Osmanlı gittikten sonra biz yetim ve öksüz kaldık.' dediler. Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti, gücü imkânında çevresindeki diğer kendi kültür-coğrafyasındakilere yardım etmeye çalışıyor ve samimi olarak bunu yapıyor. Bunu yalnızca Libyalılar görmüyor; Suriyeliler de, Iraklılar da, Pakistanlılar da görüyor. Çünkü Türkiye'nin hesabı kitabı olmayan, insana saygıyı esas alan bir yapısı var. İşte bu açıdan da çevrede bir sempati var.' dedi. Türkiye'nin bir ümit ülkesi olduğunu söyleyen ve 'Boşnaklar için de, Yunanistan'daki Türkler için de bir ümit ülkesi...' ifadesini kullanan Afyoncu, 'Türkiye'nin eli kuvvetli olduğu takdirde o bölgelerdeki ezilen toplumlara daha fazla yardım etme şansı olacaktır.' yorumunu yaptı. Röportaj: Özge Özkul - Gülcan Sevindik

Kanal İstanbul Projesi Türkiye için neden önemli?

LİBYA’NIN TÜRKİYE AÇISINDAN ÖNEMİ NEDİR?