Osmanlı arşivinden tarihi fotoğraflarla İtalya

Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve hızlıca yayılan yeni tip koronavirüsün bulaştığı kişi sayısı 150 bini geçti. Asya'dan Amerika'ya kadar tüm dünyayı kırmızı alarma geçiren virüs, ülkemizde de ölümlere neden oldu. Çin'de koronavirüsün kontrol altına alınmasıyla, salgının merkezi Avrupa oldu. İtalya, salgından en çok etkilenen ülkeler olan Güney Kore ve İran'ı geçerek, Çin dışında en fazla vakanın tespit edildiği ülke oldu. KORONAVİRÜS SALGINI HAKKINDA SIK KULLANILAN TERİMLER Ülkede koronavirüs tespit edilen kişi sayısı 101 bin 739'u, hayatını kaybeden hasta sayısı ise 11 bin 591'i buldu. Hayatını kaybeden 6 bin 801 kişiden, 30-39 yaş yüzde 0,2 (17 kişi), 40-49 yaş yüzde 1 (67 kişi), 50-59 yaş yüzde 3,6 (243 kişi), 60-69 yaş yüzde 11,2 (761 kişi), 70-79 yaş yüzde 35,3 (2403 kişi), 80-89 yaş yüzde 39,7 (2702 kişi), 90 yaş ve üzeri ise yüzde 8,9 (608 kişi) olarak kayıtlara geçti. KORONAVİRÜS EN ÇOK KİMLERİ TEHDİT EDİYOR? Koronavirüs sebebiyle ölüm oranının en yüksek olduğu İtalya, önlemleri almada oldukça geç kaldı. Dünyanın her yerinden gelen turistler İtalya'yı yolculuk etti, müzeleri gezdi. Sokağa çıkma yasağı gelse de halk umursamayıp gündelik işlerini yapmaya devam etti. FOTOĞRAFLAR İLE KORONAVİRÜSÜN DÜNYA ÜZERİNDEKİ ÇARPICI ETKİSİ İtalya, 22 Şubat'ta koronavirüs nedeniyle ilk ölüm vakasını kaydetmişti. Bundan önce ilk koronavirüs, 23 Ocak'ta Çin'in Hubey eyaletinden gelip Milano havaalanından ülkeye giriş yapan, kısa bir süre sonra Roma'da hastalanan iki Çinli turistte ve 6 Şubat'ta hastalığın çıktığı yer Vuhan'dan yeni dönmüş bir İtalyan vatandaşında görülmüştü. KORONAVİRÜS HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN 10 YANLIŞ İlk hastalar iyileşerek taburcu edildi. Fakat Milano'dan 60 kilometre uzaklıktaki Codogno kasabasında 14 Şubat'ta yeni bir vaka, aile hekimi tarafından basit bir grip olarak değerlendirilip tedavi önerilerek eve gönderildi. Hasta sadece iki gün sonra bölgedeki hastaneye akut solunum yolu enfeksiyonu şikayetleriyle yeniden başvurduğunda gerekli önlemler alınmadı, virüs diğer hastalara ve görevlilere bulaştı. Hükumet 22 Şubat'ta epideminin yayıldığı on bir belediyeyi 'kırmızı bölge' ilan ederek okulları tatil etti; hatta evden çıkma yasağı uygulayarak karantinaya aldı. 4 Mart'ta yurt genelinde ilk, orta ve yükseköğretim kurumlarında eğitime ara verilmesi kararlaştırıldı. Sonraki günlerde ise 60 milyondan fazla insanın hareket özgürlüğünü kısıtlayacak şekilde, bütün ülke karantinaya alındı. Bazı uzmanlara göre, İtalya buzdağını ancak zirvesi yüzeye çıktıktan sonra fark edebildi. Yani olağan tedavilere cevap vermeyen ilk ağır vaka ortaya çıktıktan sonra Kovid-19 testleri uygulanmaya başlandı. Ayrıca pandeminin mevsim itibariyle griplerin yoğun olduğu bir döneme rast gelmesi de vaka artışları konusunda şüphe uyandırmamış, sadece Çin'den gelen hastalara özel bir protokol uygulanmıştı. Sorunun büyümesinin nedeni olarak sayılabilecek bir başka problem de İtalya'daki sağlık sektörüydü. Avrupa ülkeleri arasında en düşük yatak sayısına sahip olan hastaneler İtalyan hastanelerdi. İtalya'da uygulanmaya başlanan karantina nedeniyle sokaklar boşaldı. Trevi Çeşmesi, Corso Caddesi, Pantheon Bazilikası ve Navona Meydanı gibi kentin önemli noktalarında insan yoğunluğunun bir hayli düştü. Peki, Osmanlı'nın arşivindeki eski fotoğraflarla İtalya nasıl gözüküyordu? Tarihi eserleriyle, müzeleriyle sanat şehri İtalya, Osmanlı döneminde de oldukça popülerdi. Hatta gaza ve ila-yı kelimetullah davasını üstlenen Osmanlı, İslamiyet'in Avrupa'da süratle yayılmasının önünü açacağı için İtalya'ya sefer düzenlemişti. Bu seferlerden biri de Fatih'in emriyle Gedik Ahmed Paşa'nın düzenlediği Otranto seferiydi. 13 ay Osmanlı hakimiyetinde kalan bu şehre yaklaşık 100 parça gemiden oluşan Osmanlı donanması, 28 Temmuz 1480'de Otranto limanından girdi ve 18-20 bin civarındaki Osmanlı kuvvetleri karaya çıkarak, on dört gün süren bir kuşatmanın ardından 11 Ağustos 1480 tarihinde şehri zapt etti. Gedik Ahmed Paşa, bölgeyi üs haline getirmek için çalışmalara başladığı sırada Fatih Sultan Mehmed'in ölümü üzerine II. Bayezid tarafından İstanbul'a çağrıldı. O da bunun üzerine yerine Hayrettin Paşa'yı bir miktar muhafızla Otranto'da bırakarak geri döndü. Osmanlı'nın İtalya ile bağlantısı Gedik Paşa'nın Otranto Seferi ile sınırlı kalmadı. Kültürel anlamda da İtalya ile ilişki halindeydi. Fotoğraf sanatının Osmanlı'da gelişmesi ile ülkenin tarihi alanlarının kareleri arşivde yerini aldı. Özellikle II. Abdülhamid'in fotoğrafa olan özel merakı sayesinde, İtalya'nın az bilinen tarihi fotoğraflarının da dahil olduğu Yıldız Koleksiyonu olarak adlandırılan 800 albüm, 35 bin kare gibi paha biçilemez belgeler günümüze ulaştı. 'Her fotoğraf bir fikirdir' diyen II. Abdülhamid, hükümdarlığı boyunca ülkesinin çeşitli alanlardaki gelişimini görmek için fotoğraf sanatından da yararlandı. II. Abdülhamid, bu fotoğraflardan hem ülkesinin gelişimini takip etmek amacıyla hem de kendisi ve ülkesiyle ilgili olarak uluslararası alanda yaratılmaya çalışılan olumsuz propagandalara karşı koymak amacıyla yararlanmıştı. Yıllarca sanat mensuplarından, ileri gelen devlet adamalarından fotoğraf istemiş ve bunları albümler halinde saklamıştı. Abdülhamid'e fotoğraf gönderen sanatçılar, aynı zamanda fotoğraf sanatı tarihinin ilkleri olarak tanınıyor.