Kur'an'da adı geçen mucizevi besinler

'Allah o su sayesinde sizin için ekinler, zeytinlikler, hurmalıklar, üzüm bağları ve çeşit çeşit meyveler yetiştirir. Elbette bunda düşünen kimseler için alınacak bir ders var!' (Nahl, 11) Bugün modern tıp, hurmanın insan vücudunun canlı ve sıhhatli kalabilmesi için, 10 çeşitten fazla elemente sahip olduğunu keşfetti. Kur'an'da Meryem suresi de dâhil olmak üzere, 20 defa geçen hurma, pankreasın insülin salgılanmasını düzenli sağlayarak şeker dengesini korur. Doğumun kolay olmasını sağlar. Bedensel ve zihinsel gelişmeyi sağlayan hurma aynı zamanda hastalıklara karşı koruyucudur. Zihnî yorgunluğu giderir. Anne sütünün, bol ve besleyici olmasını sağlar. Hurmada organlara bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandıran, hazmı ve özümlenmesi kolay şeker bulunur. Bütün temel vitamin ve proteinlere sahip olan hurma meyveler içinde vücut için en gıdalısıdır. Beyin için son derece faydalı olan hurma, %2.2 oranında protein, A, B1 ve B2 vitaminleri içerir. İçerdiği proteinler sayesinde vücudun hastalıklara ve enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlar ve hücreleri yenileyip vücut sıvısını dengeler. İçindeki A vitamini sayesine görme gücünü arıtır. Hurma kemiklerin ve dişlerin güçlenmesini de sağlar. Vücudun karbonhidratları enerjiye çevirmesine yardımcı olur. Bununla birlikte potasyum, sodyum, kalsiyum, demir, manganez ve bakır gibi vücut için gerekli minarelere sahiptir. Potasyum beyne oksijen gitmesine de yardımcı olarak düşünce gücünü de artırır. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardım eder ve sağlıklı deri oluşumunu sağlar. Peygamber Efendimiz, 'Kadınlarınıza loğusa döneminde hurma yediriniz. Kim loğusalığında hurma yerse onun çocuğu akıllı ve ağır başlı olur' buyurur. Birçok özelliğinin yanı sıra acıkmayı geciktirdiği için zayıflamaya da yardımcı bir meyvedir. Özellikle acıkma ve tatlı ihtiyacı duyulunca 10 adet beyaz veya sarı leblebi 2 hurmayla beraber yenilip üstüne 1 bardak su içilirse 2-3 saat boyunca açlık hissedilmez. 'İncire, zeytine, Sîna dağına ve şu emîn beldeye andolsun.' (Tîn, 1-3) Peygamber Efendimiz (sav), incirin cennet meyvelerinden olduğunu bildirerek onu şöyle metheder: 'İncir yiyin. Eğer Cennet'ten inen bir meyve söyleyecek olsaydım, bunun incir olduğunu söylerdim. Çünkü Cennet meyvelerinin çekirdeği olmaz. İncir yiyin, çünkü o, basuru keser, eklem ağrılarını yok eder.' En yüksek lif içeriğine sahip olan incirin sadece 1 tanesinde, günlük tavsiye edilen lif miktarının %20'sini karşılayacak kadar bulunur. İncir, sindirime yardımcı olduğu kadar bazı kanser türlerinin riskini azaltmada yardımcı olur. Çözünür lif açısından zengin olan incir kandaki kolesterol seviyesini düşürdüğü için kalp hastalıklarının riskini azaltır. Yağ, sodyum ve kolestrol içermediği ve yüksek lif oranına sahip olduğundan incir, aynı zamanda kilo vermek için ideal bir besindir. Uzun süreli hastalıklardan sonra hızlı bir şekilde iyileşmeye yardımcı olan, güç ve kuvvet veren bir ilaçtır. Astım, öksürük ve soğuk algınlığı gibi durumlarda tedavi amaçlı da kullanılır. İncir posasının bağırsaklardaki toksin maddelerin atılması, kan kolesterol düzeyinin düşürülmesi, şeker hastalarında kan şekerinin ani yükselmesinin önlenmesi gibi faydaları da bulunur. İncir; müzmin öksürük, bâsur hastalığı, mafsal ağrıları, boğaz, göğüs ve gırtlak sertliğine karşı faydalıdır. Karaciğer ve dalağın temizlenmesinde tesirlidir. Mideden balgam karışımının temizlenip atılmasında rol alır. Su ve süt içinde kaynatılıp içilirse, çiçek ve kızamık hastalıklarına karşı faydalıdır. İncir; soğuk ve sıcak havadan dolayı meydana gelen nezle için faydalı olduğu gibi, ağız ve dişeti yaraları için suyu gargara olarak da kullanılır. 'Sizin için gökte su indiren O'dur; içecek ondandır (ki) hayvanlarınız onda otlatmaktanız. Onunla sizin için ekin, zeytin, hurmalıklar, üzümler ve meyvelerin her türlüsünü bitirir. Şüphesiz bunda düşünebilen bir topluluk için ayetler vardır.' (Nahl Suresi,10-11) Yağ ve zeytinyağı içinde bulunan yağ asitlerinin çoğu tekli doğmamış yağdır. Tekli doymamış yağ asitler kolesterol içermezler. Kandaki kolesterol oranını yükseltmez tam tersine kontrol altında tutar. Zeytinin gövde kabukları ile yapraklarının ateşin düşürülmesinde etkilidir. Şeker hastalarında kan şekerinin düşmesinde tesirli olan zeytin aynı zamanda tansiyonu düşürmede de etkilidir. Fakat zeytin yaprağı mide için tahriş edici olduğundan yemeklerden sonra alınmalıdır. Bu şifalı yiyecek 1. dereceden yanıkların tedavisinde kullanılabilir. 'Sina Dağı'ndan çıkan bir nebat da yetiştirdik ki, o ağaç hem yağ, hem de yiyenlere bir katık çıkarır.' (Mü'minûn, 20). Peygamber Efendimiz'in (sav) zeytinyağı ile 'Zeytinyağını yiyin ve onunla yağlanın. Çünkü o, bereketi bol ve mübarek bir ağacın meyvesinden çıkartılmaktadır.' der. Zeytinyağının içerisinde bulunan bileşikler sayesinde düşürücü, natürel antibiyotik ve sindirime olumlu tesirinin yanında antikanserojenik tesirleri bulunur. Zeytinyağı, kalp-damar hastalıklarının yanında çocukların beyninin gelişmesinde, kemiklerinin güçlenmesinde, midenin ülsere karşı korumasını sağlar. Bir vitamin deposu olan zeytinyağı hücrelerin yenilenmesinde ve yaşlanmanın geciktirilmesinde rol alır. Zeytinyağı, A, D, E ve K vitaminleri barındırır. Midedeki gastrit asidini azaltan zeytinyağı aynı zamanda safra kesesinin çalışmasını ve bağırsakların emilimini sağlar. Önemli bir panzehir olan zeytinyağı aynı zamanda saçların dökülmesini de önler. Bugün güzellik uzmanları, tabiî ve asitsiz zeytinyağının saç diplerine sürüldüğünde saçların kuvvetli olmasına vesile olduğunu söyler. Kalp krizi riskini düşüren zeytinyağı, kanda bulunan zararlı kolesterol miktarının düşmesinde rol alır. Gökten su indiren O'dur. Sonra Biz onunla her çeşit bitkiyi çıkarırız. O bitkiden bir filiz, ondan da büyüyüp birbirinin üstüne binmiş taneler, başaklar çıkarırız. Hurma tomurcuklarından sarkan salkımlar, üzüm, zeytin ve nar bahçeleri yetiştiririz...' (En'âm, 99) Üzüm, Kur'an'da on bir defa geçer. Hemoroit hastalığına, böbrek taşlarının düşürülmesine iyi gelir. Karaciğer, dalak, mide ve bağırsakları güçlendiren üzüm, sabahları aç karnına yenmesi tavsiye edilir. Üzüm, zihni açıp hafızayı güçlendirir. Kan yapımında rol alan üzüm aynı zamanda vücutta biriken zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar. Yüksek tansiyonun düşmesinde rol alır. Mide ülseri, gastrit, karaciğer hastalıkları, dalak hastalıkları, romatizma ve mafsal iltihabının giderilmesinde etkilidir. Üzümde C vitamini vardır. Bu vitamin, bir binanın yapıtaşları arasına konan harca benzetilmiştir. C vitamini eksikliklerinde eklemlerde küçük kanamalar olur. İçerisindeki C ve A vitamini sayesinde yorgunluğa iyi gelir. İçerisinde ayrıca B1 ve B6 vitaminleri kalsiyum ve fosfor bulunur. 'Çardaklı ve çardaksız bağları, değişik ürünleriyle hurmaları, ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen biçimlerde zeytin ve narları meydana getiren O'dur. Her biri ürün verdiğinde ürününden yiyin; hasat günü de hakkını verin; fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.' (En'an, 141) Nar içerisinde bulunan bol miktarda potasyum, sodyum, kalsiyum, demir gibi minarelerinin yanında ve A, B1, B2, B3 ve C vitaminleri içerir. Vücuttaki potasyum-sodyum dengesini koruyarak sinir sistemi kasların düzenli çalışmasına yardımcı olur. Barındırdığı potasyum sayesinde vücutta ödem oluşumunu ve kan şekerinin düşmesini engeller. Kalbi kuvvetlendirici etkisi de olan nar doğal bir antibiyotik özelliğiyle bağışıklık sistemini de korur. 'Rabbin, bal arısına, 'Dağlarda, ağaçlarda ve hazırlanmış kovanlarda yuva yap, sonra her çeşit bitkiden ye; sonra da -bal yapman için- Rabbinin gösterdiği yollardan boyun eğerek yürü' diye öğretti. Onun karınlarından renkleri çeşit çeşit bir içecek çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Düşünen bir millet için bunda ibretler vardır' (Nahl, 69) Peygamber Efendimiz bir hadisinde ' Şifa iki şeydedir: Biri Kur'ân okumakta, diğeri bal şerbeti içmekte...'der. Früktoz ve glikoz gibi doğal şekerler içerir. Bunun yanı sıra magnezyum, potasyum, kalsiyum, bakır, iyot, çinko, sodyum klorür, kükürt, demir ve fosfor gibi mineralleri de içerir. Ayrıca B1, B2, B3, B5, B6 ve C vitaminleri vardır. Sindirimi çok kolay olduğu için bağırsakların ve böbreklerin daha iyi çalışmasına yardımcı olur. Hızlı bir enerji kaynağı olan bal, beynin çalışmasını hızlandırır. Belirli bakterilerin, maya ve küfün büyümesine engel olur. Antioksidan özelliği olan bal, vücut direncini ve savunma mekanizmasını artırır. Yaraların üzerine sürüldüğünde deriyi oluşturan epitelyum dokusunun gelişimini hızlandırır. 'Amel defteri sağından verilenler; ne mutlu o sağından verilenlere, Onlar dalbastı kiraz ve meyve yüklü muz ağaçları arasında; Kesintisiz gölgeler altında; çağlayanların kenarında; bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan bol meyveler arasında; kabartılmış döşekler üzerinde olacaklar.' (Vakıa, 28-33) Vücudu zehirli maddelerden temizleyen bir meyve olan kiraz, böbrekleri etkili bir şekilde çalıştırarak vücutta biriken üre asidinin dışarı atılmasını sağlar. Bu sayede romatizma kireçleme ve damar sertliği gibi hastalıkları önlemiş olur. Kirazda bulunan kinik asit böbreklerin kum ve taş yapımını önler. Kandaki zararlı maddeleri de dışarı arak kanı temizleyen kiraz, kan kirlenmesi sonucu oluşan cilt bozukluklarını da giderir. İçerisindeki bol miktarda fosfor sinirleri kuvvetlendirir ve vücudun hastalıklara karşı direncini artırır. Çiçekleri, göğsün yumuşamasında ve öksürüğün giderilmesinde tesirlidir. 'Amel defteri sağından verilenler; ne mutlu o sağından verilenlere, Onlar dalbastı kiraz ve meyve yüklü muz ağaçları arasında; Kesintisiz gölgeler altında; çağlayanların kenarında; bitip tükenmeyen ve yasaklanmayan bol meyveler arasında; kabartılmış döşekler üzerinde olacaklar.' (Vakıa, 28-33) Ateş, sindirim bozukluları, kas kramplar ve kas gevşekliğine iyi gelen muz birçok hastalığın tedavisinde de kullanılır. Alerji tedavisinde, kan basıncının düşürülmesinde, hücre ve kas gelişimine, kalp atışının normale dönmesinde kullanılır. Muz, enerji üretiminde yardımcı olup strese karşı dayanıklılık sağlar. Ayrıca anemiyi tedavi eder. Bu meyve, kalp hastalıklarını da tedavi eder. 'Denizden taze et (balık eti) yemeniz ve ondan takınacağınız bir süs eşyası (inci) çıkarmanız için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde suları yararak gittiklerini de görürsün ki bu da O'nun lütfuna nâil olmanız ve O'na şükretmeniz içindir. (Nahl, 14.) Özellikle mevsiminde tüketilen balık, içerdiği yağ asitleri sayesinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için son derece etkili bir besindir. Gribe ve enfeksiyonlara karşı vücudu koruyan balıkta diğer hayvansal kaynaklı besinlerin aksine doymuş yağ yerine, doymamış yağ asitleri denilen omega3 yağ asitleri bulunur. Vücudun üretmediği omega3, kalp ve damar sağlığını koruyucu özelliğinin yanı sıra gözde sarı nokta hastalığı riskini azaltır, kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Zeka gelişiminde önemli bir rol oynayan balık eti, DHA, görme ve nörolojik gelişimin sağlıklı bir biçimde gelişmesinde son derece etkilidir. Tansiyonu düşürerek kalp yetmezliğinden ve inme riskinden korur, kanın pıhtılaşmasını önleyerek akışkanlığını artırır. Somon, uskumru ve ton balığı gibi yüksek oranda omega3 yağ asitlerini barındıran balıkların depresyona karşı büyük fayda sağladığını ortaya koyar. 'Kuşkusuz Yûnus da elçilerimizdendi. Vaktiyle o, yüklü bir tekneyle ülkesinden kaçmıştı. Kur'aya girdi ve kaybedenlerden oldu. Kendisini balık (balina) ağzına aldı. Doğrusu o (bundan önce) kınanacak bir iş yapmıştı. Eğer o, Allah'ın şanını yüceltenlerden olmasaydı kıyamete kadar balığın karnında kalacaktı. Sağlığı bozulmuş olarak onun ıssız bir kıyıya bırakılmasını sağladık; üstüne (gölge yapması için) kabak türünden bir bitki bitirdik.' (Sâffât, 139-148) Kabak, şekerle kaynatılıp içildiğinde ruh hastalıklarına özellikle de baş ağrısına iyi gelir. Böbrek ve bağırsakları temizleyen kabak zekâ seviyesini de artırır.

Kur'an'da adı geçen mucizevi besinler

HURMA