İ’tisam: Peygamberin Yoluna Sımsıkı Tutunmak
Son zamanlarda sistematik olarak Peygamberimize karşı yapılan saygısızlıklarla baş etmeye çalışıyoruz. Oysa biz Müslümanların, böyle terbiyesizliklere hiçbir zaman ve hiçbir mekanda fırsat vermememiz gerekiyor. Bu da demek oluyor ki biz İslam'ın doldurduğu sahaları, sünnet alanını boş bıraktık ve Peygamberinin izini hayatımıza taşımakta gevşeklik gösterdik. Yani Fikriyat olarak iğneyi evvela kendimize batırıyoruz.
🔹Sünnete bağlılık, sadece kriz anlarında hatırlanacak bir sorumluluk değil; hayatın her adımında yaşanması gereken bir sadakattir. Ne oldu da biz sünneti, sadece saldırılar olduğunda hatırlanan bir sığınak haline getirdik? Oysa sahabe, Resûlullah'ın aklınıza gelebilecek her adımını her konuşmasını her suskunluğunu ölçü edinmişti. Biz bunu unuttuk. Bugün yaşanan bu terbiyesizlikler maalesef sünnetle bağımızın zayıfladığının ve imtihanda olduğunun göstergesidir. Eğer bu imtihanı kaybetmek istemiyorsak, bir an önce neyi unuttuğumuzu hatırlamamız gerekiyor. Müslüman olmak, "ben Müslümanım" demek değil, İslam'a uygun bir hayat sürmektir. Sevgili Peygamberimiz Müslümanların bu hayatı nasıl yaşayacağını kendi hayatıyla ve sözlü öğütleri ile gösterdi. O'nun sözlü öğütlerinin bir kısmı sahâbîlerin, neye i'tisâm edeceklerini sormaları üzerine verdiği cevaplarda yer almıştır.