Görünüyorum O Halde Varım

'Gelecek zamanlarda ◾Bu gibi sorgulamalar zamanla klişeleşir. Zamanla 'Bu gidiş nereye' tarzı sorular bayağılaşarak popüler söyleme hizmet eder hale gelir. Sorgusuz sualsiz itaat etme eylemini din hariç hayatın bütün mevzilerinde gerçekleştiren insan, küresel popülerliğin bir nevi kölesi konumuna indirgenir ve döner sermayenin en büyük kaynağı olur. ◾ Sorgulanmayan bir hayat süren insanların yaşantısı ise tabii olarak kendi ellerinde değildir. Onların denetimi dışarıdan, bir nevi uzaktan kumanda ile sağlanır. (x) Alev Alatlı'nın kaleminden 'Batı'ya Yön Veren Metinler' (x) 'Allah insanı iddiasından vurur.' İsmet Özel ◾ Eldeki veriler çok acı. İnsanın, isteklerinin bile sahibi olup olmadığını sorgulaması gereken bir çağda yaşıyoruz. İçinde bulunduğumuz modern zamanda, kapitalist yaşam pratiği içerisinde, beşeri arzularla o arzu nesneler eş zamanlı olarak üretilir ve kişi kendi arzularından yakalanır. ◾ Yani insan, kendisinin istediğini düşündüğü bir özgürlük içerisinde, köleliğe tabidir. 'Ben bunu istiyorum' dediği yerde aslında istettirilen bir varlık olarak, varlığını bu arzu mekanizmasının bir parçası kılar. Bunlar, çok yanıltıcı yollarla gerçekleştirilen materyalist eylemlerdir. (x) Said Halim Paşa ve klasik eseri: Buhranlarımız ◾ Bugün çok uluslu, kapitalist şirketlerin araştırma geliştirme denilen ARGE çalışmaları, tüketimi artıran ve tüketiciyi sürekli piyasa ekonomisinin içinde kılan yolların, inanılmaz bilimsel çabalar içerisinde araştırılmasından ibarettir. ◾ Beş saniyelik, on saniyelik herkesin anlayabildiği bir reklam için inanılmaz psikanaliz çalışmalar yapılır. Bu çalışmaların nihayetinde hiç umulmadık bir anda, reklamdaki şovun gizlendiği yerde, bilinçaltına akseden şeyde insan yakalanır. (x) Sezai Karakoç'un kaleminden alıntılarla 'İslam' ◾ Bu mesele, içerisinden çıkılamayan bir döngüdür. Reklamın anlamsız, saçma bir şey olduğu konuşulurken bile, reklam amacına ulaşır. 'Ne kadar saçma' dediğimiz bir reklam, bilinçli olarak yapılmış o kadar saçma bir reklamdır aslında. ◾ Bu saçmalığıyla bir sihir, bir illüzyon yapıp, bizi o salaklığa çekerek bilinçaltımıza bir mesaj enjekte eder ve insan o mesajın güdülediği bir varlığa dönüşür zamanla. ◾ Bir markette veya bir alışveriş mağazasında gezinirken gördüğümüz renkler, şekiller bizi elimizdeki sepeti doldurmaya iter. Bir eksiğini almak için mağazaya giren kişi, bir de poşetler dolusu malzemeyle mağazadan çıkıverir. Kapitalizm, sepetlere hitap eden bir ideolojidir çünkü. (x) Katip Çelebi'nin başyapıtı: Mizanü'l Hak ◾ Bu hakikat sadece bu bağlamda değil yaşamın bütününde geçerlidir. Kafeye giden bir insan o mekanda içtiği kahvenin değil, orada imajinatif (tasavvuri) bir şekilde var olmanın, zaman ve mekân kirasını verir. ◾ Orada bir varlık kazanmış gibi 'Görünüyorum o halde varım' edasına bürünür. Orada deşarj olur, ben varım der ve varlığını unuttuğu anda tekrar o yere gider, ona söylediğini kahvenin yahut pastanın kalitesine göre varlığı tekrar hatırlatılır. (x) Osmanlı'nın ilk baskı eserleri ◾ 'Sen varsın, sen kıymetlisin, sen önemlisin…' Önünde ona karşı saygılı, kibar, lakin aslında ondan farklı olmayan hizmetkârlar, güzel bir fon müziği olur ve güya sadece sizin gibi nitelikli insanlar oraya gidebilir. ◾ Onlar buna inanırlar. Son derece lüks ve modern bir şekilde döşenmiş bu mekânlara girildiğinde insanlar 'işte ben varım' edasına bürünür. İşte ben de buradayım, diğer nitelikli insanlardan benim ne farkım var edasıyla kahvelerini yudumlar ve bir yaşam stili kiralarlar. (x) Osman Yüksel'e göre bir nesil nasıl mahvoldu? ◾ Kiracılar için kışın bir elektrikli ısıtıcı asar ve onları ısıtırlar, yazınsa klimalarla onları sonuna kadar ferahlatırlar. İşte bu kadar kıymetlidir müşteri onlar için. Dolayısıyla insan, kendi iç yanılsamasına inanmaya başlar. Simülasyon dediğimiz şey, gerçekten daha gerçektir. ◾ Yani bu, taklit ile gerçek ayrımı gibi bir şey değildir. Bu ayrımın yittiği yerde simülasyon her ikisini de ortadan kaldırarak kendini onların yerine ikame ettirir. Artık insan için bir gerçeklik fikri yoktur. (x) Nurettin Topçu'nun hayata bakışı: İslam ve İnsan ◾ Esasında görünmek, bu çağda tüm yönleriyle bize hatırlatılan, dikte edilen bir yaşam stilidir. Giyilen kıyafetten kullanılan telefona kadar tüm nesneler bir moda ve stil sebebidir. ◾ Var olan ana akıma uymayan şeylerin kötü olarak kabul edilmesi de bu sebeptendir. İnsanlık artık frenleri tutmayan bir moda dünyasına inanıyor. Bu dünya ise insan hariç her şeyi vitrinine koyan acımasız bir yaşam stili sunuyor bizlere. (x) Teoman Duralı'nın Çağdaş Küresel Medeniyet eserinden alıntılar ◾ Kopya artık hakikati unutturmuştur ve orada içine çektiği varlık düzlemi, simülasyon düzlemi içerisinde insanı taklit-gerçek ayrımının dışında, ikisinden de gerçek bir hakikati yaşar kılar. Moda, dergiler, sinema vesaire her türlü iletişim aracı bunu takdim edici bir mahiyete sahiptir. ◾ Bugün moda ve popüler kültür dediğimiz kavramların hükümranları bu işi tereyağından kıl çeker bir şekilde üstlenmekte, adeta 'post modern Mevlana' görevi görmektedir. 'Ne olursan ol yine gel, gel sen de gel…' (x) Kubbeyi yere koymayan mimar: Turgut Cansever ◾ Hiçbir din, dil, ırk, dünya görüşü ayrımı yapmadan her görüşten insana hizmet eden bir oluşumdur bu popüler kültür. Aynı tişörtün üzerine Che Guevera'nın resmini koyarak bir devrimciye satarken, üzerine bir sanatçının resmini koyarak bir popüliste satabilen bir ekosistemde yaşıyoruz. ◾ Peki, Müslümanlar bu sistemin neresindeler diye sorulursa, cevabımız ne yazık ki, Müslüman olarak bizler de bu mekanizmanın bir çarkı olmaktan kaçınamadık, olur. (x) Erol Güngör'ün Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak kitabından tespitler ◾ Ülkemizde daha çok muhafazakârlık kavramı adı altında yapılan bu 'görünüyorum öyleyse varım' hareketi, toplumun her kesiminden insana hitap eder. ◾ Her toplumsal grubun ihtiyacına göre üretilen eşyalar, esasında kapitalist sermayeye hizmet eder. Peki, muhafazakârlık ne demek? Neyi, kimden muhafaza ediyorlar? (x) Turgut Cansever'e göre 'İslam'da Şehir ve Mimari' ◾ Korumak anlamına gelen kelime, toplumun her kesimi için rahatlıkla kullanılabilir. Kendisi için önemli olan bir fikri, nesneyi koruyan, onun üzerine titreyen herkes muhafazakardır. Buradaki fark kimin neyi koruduğudur. ◾ Her toplumsal grup kendi kutsalını koruduğu gibi toplum içerisinde yer almak isteyen yeni gruplar da muhafazakarlık adı altında kendilerine yeni kutsallar beller. (x) Batı'nın karanlık sureti ◾ İsmet Özel'in 'Ne derler acaba diye kahrolası bir put vardır' sözü, içerisinde bulunduğumuz popüler dünya görüşünü gayet fasih bir şekilde açıklar. ◾ İtibar edilen şeylerin ne kadar kıymetsiz, hüzne ve ya sıkıntıya sevk etme gücüne sahip olmadığını, kendileri için çaba sarf ettiğimiz şeylerin ne kadar da kıymetsiz şeyler olduğunu, hiçbirini beraberimizde götüremeyeceğimiz kadar bizden uzak, ait olmadığımız bir dünyanın hayali metaları olduğunu işte o zaman anlayacağız. (x) Osmanlı Ekonomisine Dair Kavramlar ◾ Kişinin kendini bilmesi, kendi benliğini içeriden kavraması, itibari varlıkların maskesini düşürür. Hele ki bugün, tüketim ve imaj kültürü içerisinde, her şeyi imajinatif varlık düzleminde, ticareti yapılan bir metaya dönüştüren çağımızda bu bizlere büyük bir uyarıdır. ◾ 'Görünüyorum o halde varım' diyen post modern yenilikçilere, dış görünüşün hiçbir zaman varlık olmadığını hatırlatan ilahi bir mesajdır. Elbette ki bize, itibari varlıklara itibar etmemeyi ilk öğretenler, birer oyun bozucu olarak peygamberlerdir. (x) Endülüs Sözlüğü ◾ Onlar itibari varlıkların maskesini düşüren kişiler olarak insanlığa muhteşem birer örnektir. Resul-i Ekrem'in (SAV), risâletine tekrar şehadet edeceğimiz ve içinde bulunduğumuz şu durumun habercisi olan 'Muhakkak ki ve muhakkak ki sizler, sizden öncekilerin yollarına karış karış, adım adım uyacaksınız. Onlar bir kertenkele deliğine girse siz de gireceksiniz. Sahabe sorar: Ya Rasulullah Yahudileri ve Hristiyanları mı kastediyorsun? Allah Resulü (SAV) : Ya kimi ?' (x) Gerçek bir entelektüel: Erol Güngör ◾ Toplumumuz ve inancımıza taban tabana zıt olan bu anlayış, tarih boyunca Anadolu'ya girememiş bir zihin dünyasını ifade eder. Bizler komşusu açken tok yatmayı kendisine zul addeden bir düşünce yapısına sahibiz. ◾ Hadis-i şerif her şeyi gözler önüne sermektedir. İşte içinde bulunduğumuz bu hal-i pürmelalden ancak Allah ve Resulünün o kutlu mesajlarına kulak vererek ve çağdaş ideolojik düşüncelerden köklerimize dönerek çıkabiliriz. ◾ İşte o zaman Müslüman, içinde bulunduğu varlık bihaberliğinden, kendi varlığı hakkında hiçbir kanaati olmayan bir varlık olmaktan kurtulacak ve ' görünüyorum o halde varım' diyenlerin, bakışların çekildiği anda varlıklarını kaybedeceklerini anlayacaktır. (x) Akif İnan'ın Edebiyat ve Medeniyet Üzerine Düşünceleri